ALİYE RONA KİMDİR ? | Huzur Evinde Perişan Halde Bulunan Sinemanın Usta İsmi Aliye Rona Aslında Kim?

Описание к видео ALİYE RONA KİMDİR ? | Huzur Evinde Perişan Halde Bulunan Sinemanın Usta İsmi Aliye Rona Aslında Kim?

Türk filmlerinin biraz psikopat biraz delikanlı kadınının huzur evinde acılar içinde yok oluşunun hikayesi bu... çatık kaşlı, eli maşalı, sert bakışlı “anayım ben ana” diye bağrını yumruklayan töreci ananın yalnız bırakılışının, Son arzusu Mustafa Kemal Atatürk'ün annesini oynamak olan bir sanatçının son arzusunun yerine getirilemeyişinin öyküsü . Tüm zamanların en kötü kadını olarak tanıyoruz onu. Hülya Koçyiğit'in dilsiz rolünde oynadığı Kınalı yapıncak filminde ki o korkunç kadını hatırlayın o zavallı genç kıza yaptıklarını getirin aklınıza. Fatma giriğe döl veremedin oğluma diye ettiklerini düşünün. Can verirken bile sar fettiği öfke ve nefret dolu cümlelerini anımsayın İstediğini yaptırmak için oğlunu tehlikeye atan zalim anayı canlandırın zihninizde.. tam bir İstanbul hanımefendisi olduğunu bilmeden Hepimiz biraz da olsa nefret ettik ondan. Ömer Lütfü Akat'ın gelin filmindeki, unutulmaz repliği, Alageyik filmindeki sultan ananın köyünü canı pahasına savunuşu, , Şabaniye filmindeki o sert bakışları kazındı hafızalarımıza. kötüyü bu kadar başarılı, hissettirerek oynayan, başka bir oyuncu gelmedi sinemamıza... Yeşilçam filmlerindeki entrikaların yüzde 50 sini tek başına yüklenmiş olsa da onun içini hiç bilmedik, bilemedik. Kötüyü oynayan birçok yeşilçam emekçisi gibi... Aliye Rona 1921 yılında bugünun suriye sınırları içinde bulunan Dera şehrinde dünyaya geldi. usta sanatçı Avni Dilligil'in küçük kız kardeşi olarak açmıştı gözlerini. Sinemaya ve tiyatroya da abisinin etkisi altında merak saracaktı. O hep bir hemşire olmak istese de duruşu fiziği ve ses tonu onu kameraların önüne atacaktı. Yüzlerce filmde oynaması yetmezmiş gibi bir de sinemanın usta dublaj sanatçılarından biri haline gelecekti.. Pek bilinmese de yeşilçam'da birçok kadın oyuncunun sesi Aliye rona’ya aitti. Aliye dünyaya geldikten birkaç yıl sonra Dilligil ailesi daha rahat bir yaşam sürebilmek adına istanbula yerleşti. . Abisi Avni zaten tiyatronun içindeydi o da 1930 lu yıllarında sonlarında Kadıköy Halkevi'nde amatör olarak tiyatro yapmaya başladı. Oyunculuğu sevmiş ve bu alanda başarılı olmuştu. Doğuştan gelen bir yeteneği vardı. İlerleyen senelerde Ulvi Uraz, Avni Dilligil ve Arena tiyatrolarında sahneye yıldız olarak çıkacaktı. Tiyatronun gözdesi olan bu kadını elbette beyazperdenin fark etmemesi mümkün değildi. Bu bakışlarıyla konuşan çatık kaşlı genç kızın yüzü kameralar önünde adeta parıldıyordu. Sinema oyunculuğua ilk kez 1947 yılında Kerim'in çilesi filmiyle adım attı.. Ardından Köroğlu -Türkan Sultan1953 Mahallenin Namusu 1953 Efelerin Efesi 1952 Bergama Sevdaları 1952 Kanlı Çiftlik 1952 Şehitler Kalesi 1949 Zehirli Şüphe 1949 Kanlı Döşek 1949 Silik Çehreler 1948 gibi filmlerle sinema hayatı devam etti. Oynadığı rollerin hepsi kötü kadın rolleri olmasa da görünüş itibariyle kötü karakterleri canlandırmak ona daha çok yakışıyordu. Delici bakışları ve sert yüz hatlarıyla bu karakterler için ondan daha iyisi düşünülemezdi. Aliye rona türk sinemasının en önemli karakter oyuncularından biri olacağını ispatladı ve 1970 yılına kadar neredeyse 100 filmde rol aldı. Artık o filmlerde entrikaların bir numaralı ismi ezilmesi gereken yılanın başıdır. Genelde "anne" rolünü üstlenirdi ve üstlendiği bu "anneler" bildiğimiz cefakar fedakar annelerden olmazdı. Sinemanın direnen, hakkını arayan, , töreci kavgacı köylü kadınıydı. Yaklaşık yarım asırlık sanat yaşamı süresince 204 filmde izledik onu. 1965'te Hepimiz Kardeşiz, 1967'de Zalimler, 1968'de Son Gece ile Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En Başarılı Yardımcı Kadın Oyuncu" ödüllerine layık görüldü. 1969 Adana Altın Koza Film Festivali'nde Kuyu filmiyle "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" seçildi. Türkan Şoray Hülya Koçyiğ ve fatma girikle birlikte çok sayıda filmde oynadı. O büyük yıldızların bu kadar parlamasının nedeni de bir anlamda Aliye ronaydı aslında . O kötüyü bu denli iyi oynamasa iyiler bu kadar çok sevilmezdi... Yılanı öldüreselerde halilin nasıl dolduruşa getirildiğini hatırlayın.. O olmasa türkan şoray bu kadar masum ve zavallı görünebilir miydi. Talihsiz yavrum filminde oğlunu boşanmaya ikna etmek için uğraşmasa fatma giriğe bu kadar acır mıydık? Hülya Koçyiğite yaptığı zalimlikler olmasa dilsiz bir kadına bu kadar üzülür müydük? Büyük yıldızların kamera önünde parlamasının sebebi onun oyunculuğuydu aslında...Aliye Rona 1940'lı yılların sonunda İzmir şehir tiyatrolarında birlikte çalıştığı zihni beye aşık olup evlenmişti. Her yıl 10 a yakın sinema filminde oynarken çocuk yapmak mümkün değildi.. Zamanı gelir diye bekleseler de o zaman asla gelmedi. Zihni ve Aliye çifti çocuksuz bir ömür geçirdiler. Her ikisi içinde zaman hızla akıp gitmişti. .Yeşilçam döneminin bitmesiyle birlikte kenara çekilen aliye ronayı en son 1993 yılında berlin in berlin filminde izledik. Çoğu karakter oyuncusu gibi onu da zor ve acılı günler bekliyordu. Tiyatro para etmiyor sinema dan da aldığı kendine zor yetiyordu. #AliyeRona #AvniDilligil #BelkısDilligil

Комментарии

Информация по комментариям в разработке