ÖZGÜR İRADE VE KADER

Özgür irade var mı? Yoksa biz , bize yazılmış kaderin oyuncuları mıyız? Teslimiyet nedir?
Teslimiyet pasiflik ile karıştırılmamalıdır .Ya da "Ne yapalım başımıza ne geliyorsa, "diye umutsuzlukla karıştırılmamalıdır. Asıl güç, asıl cesaret, teslimiyettedir. Teslimiyet, yine bir sen var, bir de Tanrı var ve onun kararına boyun eğiyorum demek değildir. Asıl güç teslim olmaktır. Çünkü zihin daima gelecekte hayattan ona geleceklere karşı kendini hazırlıklı tutmak ister. Bir sürü senaryo çizilebilir .Zihnin içinde bir sürü senaryo çizer ve sürekli olarak hayatın ona getireceklerine karşı kendini güvende tutmak ister. Asıl korku hali asıl cesaretsizlik hali budur. Oysa teslimiyete yani "Hayat bana ne getiriyorsa getirsin ." diye bilecek teslimiyetle olmaktır cesaret. Hayattan korkmamak hayata güvenmektir, teslimiyet.
Yaradan'ın senin için her zaman en iyisini var edeceğini bilmektir teslimiyet. Teslimiyet, asıl bilgelik halidir işte, o halde kontrolü bırakıp, gelecekte yaşamayı bırakıp anda yaşamaya başlarsın. Teslimiyet pasif bir şekilde beklemek değildir. Belki en güzel örnek bir fıkra vardır. Bir su baskını olur ve adamın biri bir kayanın tepesinde kalır. Su baskını arttıkça artar, arttık, artar ve der ki, "Tanrım beni kurtar." "Sana dua ediyorum beni kurtar." O sırada bir tane kayık gelir, "Atla" der. "Gidiyoruz." Der ki, "Hayır, Tanrım, beni kurtaracak .Bana söz verdi." Aradan yarım saat geçer sular biraz daha yükselir. Adamın dizlerini geçer bir bot gelir. "Haydi"der. "Seni kurtarmaya geldik, gidiyoruz.""Hayır"der, "Sizi istemiyorum Tanrım, beni
kurtaracak." Su iyice artar boğazına kadar gelir, bir helikopter gelir, merdiven atarlar aşağıya
"Atla kurtaracağız, senin için geldik." der. "Hayır sizi istemiyorum Tanrım beni kurtaracak" der.
Ve su bir şekilde boyunu geçer, boğulur ölür. Mizansen bir şekilde Tanrı'nın karşısına
çıkar ve der ki, "Sen bana söz vermiştin." "Beni kurtaracaktın, Neden beni kurtarmadın?"
"Ben sana üç kez geldim ya" der. "Her birinde beni geri çevirdin." Yani burada bu hayatın içinde var olurken, teslim olmak hayatın akışına kendini bırakmaktır. Ve Yaradan'ın senin için karşına çıkardığı tüm güzellikleri görerek bu hayatta oynamaktır.
Savaştığın her ne varsa ona güç verirsin ve onun varlığını sürdürmesine izin verirsin. Eğer sen kendin için "Pozitif bir şey düşünüyorum ve bunun yaratmak istiyorum." diye mücadele var edersen, arka planda olmamasına dair bir korku oluşur. Oysa senin yapacağın olmamasının kabulünde olmasının mümkünlüğünde olmaktır. Olmasa da bunun bütüne bir hayrı olduğunu, bunun bütüne hizmet ettiğini bilmektir. Ve olmasının da tüm bu sınırsızlığı var
eden Tanrı için çok mümkün olduğunu ve zaten olabilecek olduğunu kabul etmektir. Bu kabulün içinde artık korkular, mücadele, savaş ortadan kalkar. O halde olacak olan zaten olacaktır. İçinde bir hayal belirliyorsa, ve o an o hayalin içinde gezinmek seni mutlu ediyorsa, bu gelecekle ilgili de olabilir. Ama bunun arkasında mücadele ve düşünce olmadığında
sadece o hayali izlemek olduğunda aslında o da şu andadır. Ve sen sanki şu anda oluyor gibi hissedersin. Elbette bu da yaratımına, yani tezahür ettirme ne katkı sağlar. Ama sen ben bir şeyler tezahür ettireceğim deyip kendini bu küçük insandan ve zihinden ibaret zannedip oturup zorlama ile bir şey hayal ettiğinde , odak vermeliyim diye kendini zorladığında ,sadece direnç oluşturursun. Burada mücadele vardır ve o şu anda değildir. O hep gelecektedir. Ve hep gelecekte var olacaktır. Çünkü o senin hislerine işlemez. O sadece düşüncende gezinir ve bir istek olarak belirir ama arka planda sürekli olarak sende olmadığına ve olamayacağına dair düşüncelerle beslenir. Teslimiyet hayal kurmamak değildir. Hayal kurmak son derece güzeldir ama hayal belirdiğinde güzeldir. Senin mutluluğunun neşeni beslediğinde güzeldir. Düşünceyle zorlamayla hayal kurmak hayal kurmak değildir. Kontrol etme çabasıdır ve bu teslimiyetin önünde perdedir. Ve hayat sana bu hayatın zihinle kontrol edilemeyeceğini ve bu hayatın bu aynada gördüğün küçük bedenin çok daha ötesinde olduğunu sana hatırlatmak için, yani yine aslında senin ana isteğine kendini hatırlama isteğine hizmet etmek için, sana hayatın kontrol edilemez olduğunu gösterecektir. Mutluluğunu dünyada olandan ve bitenden ya da olacaklardan isteklerinden arındırıp, zaten özünün saf mutluluk olduğunu fark etmektir. Ve bu oyun öyle komik tasarlanmıştır ki, senin mutluluğunu dış koşullardan arındırırsan, ve belki de isteklere tutunup onların peşinde mücadele etmeyi bırakırsan, tüm isteklerinin hızla oluştuğunu görürsün. Çünkü varlığının Tanrısı o sonsuz güç, senin içindedir. Ve sen izin verdiğinde o seninle daha çok sen olarak ifade bulacaktır.
Yukarıdaki konuşma özeti, altyazılar ve değerli emekleri için Tuğçe Akay'a sonsuz teşekkürler.
Altyazı iletişim : [email protected]
İngilizce çeviri ve İngilizce açıklama için Julia Olgun' a sonsuz teşekkürler.
Çeviri İletişim: https://instagram.com/julia.teacher?i...