Kırkayak Kirko'nun Kaybolan 40. Ayakkabısı | Modern Türk Masalları

Описание к видео Kırkayak Kirko'nun Kaybolan 40. Ayakkabısı | Modern Türk Masalları

Kırkayak Kirko'nun Kaybolan 40. Ayakkabısı Masalı - Modern Türk Masalları - Turkish Fairy Tales - Çizgi Film Türkçe Masal - Masal izle - Masal Dinle - Türkçe Peri Masalları

Diğer Öğretici Türkçe Çizgi Masallarımız:

► Kaplumbağa ile Tavşanın Büyük Macerası :    • Kaplumbağa İle Tavşanın Büyük Maceras...  
► Çiçeklerin Prensesi Masalı :    • Çiçeklerin Prensesi | Modern Türk M...  
► Deniz Çocuklar Masalı :    • Deniz Çocuklar Masalı I Modern Türk M...  
► Gizli Deniz Kasabası Masalı :    • Gizli Deniz Kasabası Masalı I Modern ...  
► Rapunzel Masalı :    • Rapunzel Masalı I Rapunzel Çizgi Film...  
► Doğu Ekspresi ve Hızlı Tren Masalı :    • Doğu Expresi ve Hızlı Tren Masalı | M...  
► Harika Uçuş Masalı :    • Harika Uçuş Masalı I Modern Türk Masa...  
► Unicorn Masalı :    • Unicorn Masalı | Modern Türk Masalları  

Kirko’nun kırk sevimli ayağı vardı. Kirko en çok renkli ayakkabılar giymeyi seviyordu. Özellikle bağcıklı
kahverengi simli botlarını çok seviyordu. Her gün kırk kahverengi, bağcıklı, simli botlarını siliyor, bir güzel parlatıyordu.
Kirko’nun arkadaşları da kahverengi, simli, bağcıklı botlarını çok
beğeniyordu. Tırtıl Timo, “Benim de senin gibi kahverengi, simli, bağcıklı botlarım olsa onları hiç yanımdan ayırmazdım” demişti.
Ağustos böceği Bili, “Keşke bir çift yani iki adet ayakkabım olsa seninki gibi ve onları sürekli giysem” diye iç geçirmişti. Arkadaşlarından peygamberdevesi bir keresinde ayakkabılarından iki tanesini ödünç almak için kapısına gelmişti. “Akşam, göl kenarında arkadaşlarla yemek yiyeceğiz. İki simli,
bağcıklı, kahverengi botunu ödünç verir misin arkadaşım?” diye
sormuştu.
Kirko, “Benim için ayakkabılarım çok değerli. Seni kırmak
istemezdim ama veremem” dedi.
Peygamber böceği üzülerek ayrılmıştı kapıdan. Kirko o gün çarşıdan evine yine kırk dakikada gelmişti. Kitap
okuyacağı için çok heyecanlıydı. Çünkü Cuma günleri kitap okuma
günüydü. Heyecandan kırk kahverengi, simli, bağcıklı botlarını
kapının dışında unuttu. Sabah olduğunda okula gitmek için botlarını
tek tek giymeye başladı. Tüm ayakkabılarını giydi. Ters giden bir
şeyler vardı. Bir şey eksik gibiydi. Evet, kırkıncı ayağı açıkta kalmıştı.
Gözlerine inanamadı. Kırkıncı kahverengi, simli, bağcıklı botu
kaybolmuştu. Sağa sola bakındı. Kaktüsün arkasına baktı. Hiçbir yerde yoktu. Peki, nereye gitmişti?
39 kahverengi botlu ve bir çıplak ayağı ile ormanın derinliklerine
daldı. Tırtılın kapısını tüm gücüyle yumrukladı.Dan Dan Dan.
Tırtıl biraz korkarak ve şaşırarak kapıyı açtı. Karşısında Kırkayak
Kirko’ yu görünce içeri buyur etti. "Ne oldu Kirko’cuğum?” diye sordu.
Kirko kızgın vaziyette,
“Kırkıncı ayakkabım kayıp. Aklıma sen geldin. Hep sahip olmak
istiyordun ayakkabılarıma. Sen aldın! Ver geriye!”
Tırtıl iftiraya uğradığı için şaşkındı.
“Benim aldığımdan emin misin? Gördün mü? Ya da bir gören olmuş
mu?”
“Hayır görmedim. Ama sen hep ayakkabılarımı istiyordun. Ver
ayakkabımı!” diye sesini yükseltti Kirko.
Tırtıl, “Ayakkabını ben almadım. Evet, beğeniyordum ama asla senin
iznin olmadan almam. Buna çalmak denir zaten. Ben hırsız değilim”
dedi ve kapıyı yüzüne kapattı.

Havaya uçacak değil ya diye düşündü. Aklına peygamberdevesi geldi. Bu defa peygamberdevesinin kapısında belirdi.
Tak. Tuk. Tok Peygamberdevesi kapıda belirdi. Arkadaşını
içeri davet etti. Kırk ayak Kirko, ayağında olmayan kırkıncı çıplak ayağını gösterdi. “Ayakkabımı geri ver! Çaldın ayakkabımı değil mi?” dedi.Peygamberdevesi suçlama karşısında afalladı.
“Ne diyorsun Kirko? Söylediklerini kulakların duyuyor mu? Çalmak kötü bir kelimedir. Neden çalayım ki?”
“Sen de tıpkı diğerleri gibi ayakkabılarımı çok beğeniyordun. Onlar çalmadıysa sen çalmışsındır. Uçmadı ya?”
Peygamberdevesi,
Gözünle görmeden sadece tahmin yürüterek kimseyi suçlayamazsın. Çok çirkin bir davranış. Lütfen artık git” dedi ve kapıyı yüzüne
kapattı.Kirko, evine döndü.
Arkadaşlarını üzmüştü. Onları hırsızlıkla suçlamıştı. Kendisini kötü
hissetti.
Peki, nereye gitmişti botu?
O esnada kapı çaldı. Yer faresi elinde kahverengi, simli, bağcıklı
botuyla karşısındaydı.
Kirko, elinden ayakkabısını çekiştirdi ve “Demek sen çaldın, hiç
aklıma gelmemiştin” dedi.
Yer faresi Kirko’nun sözleri karşısında donakaldı.
“Ne diyorsun sen komşum. Ne çalması?”
“Ayakkabımın sende ne işi var öyleyse?” diye üste çıkmaya çalıştı
Kirko. Gece fırtına çıktı, biliyorsun. Şiddetli rüzgâr botunu kapımın önüne
sürüklemiş. Sana iyilik yapmak istemiştim” Dedi.
Kirko kendisini çok kötü hissetti. Sakinleşti.
“Haklısın Yer faresi. Seni ve arkadaşlarımı kırdım. Gözümle
görmediğim halde sizleri suçladım. Çok üzgünüm.” Dedi.
Yer faresine sımsıkı sarıldı. Kırk kez özür diledi. Kırkıncı botunu
ayağına giydi. Koşarak arkadaşlarının kapılarını çaldı. Onlardan tek tek özür diledi. Ve bir daha asla gözüyle görmeden kimseyi
suçlamadı.

Yapım: 321Media
Yazan: Melda Zirek
Sunan: Gümeç Alpay

#Öğretici#Masallar

Комментарии

Информация по комментариям в разработке