Ufkumuzu Evrenin Sınırları Aşan Dev Galaksi Merkezleri - Uzay Belgeseli

Описание к видео Ufkumuzu Evrenin Sınırları Aşan Dev Galaksi Merkezleri - Uzay Belgeseli

#uzaybelgeseli #türkçebelgesel #galaksibelgeseli #devgalaksiler
Paso video uzay ekibi olarak gizem dolu bir uzay belgeseli ile daha karşınızdayız. Dünya.... nasıl olmuşta şimdiye kadar varlığını devam ettirebilmiştir. Şair elyıt şöyle der keşfetmeyi bırakmalıyız. Bu keşfin sonunda başlayacağımız yere geri döneceğiz ve bu yeri çok iyi tanıyoruz elbette dünya. Her gezegen her astereoid ziyaret ettğimizde bizlere daha farklı bir öykü anlatıyor. Bilim adamları bütün bu öyküleri birleştirerek dünyamızı ve evreni daha iyi anlamaya çalışıyor. Bunlar bütün insanlığı ilgilendiren sorular. Ve onları cevaplama yolculuğumuz başlıyor. Güneş sistemimizdeki bir çok şey farklılığı açısından bu kadar güzel olamazdı. Işte yükselen ve dans eden ateşlerin cehennem benzeri yurtları. Bu geniş ve kararsız güç kaynağının yüksek güçteki patlamaları uzayda milyonlarca km öteye sıçrayarak bizim küçük gezegenimizi sarsabiliyor. Dünya'nın Evren'deki yeri son yüzyılda radikal bir şekilde artarak 400 yıllık teleskobik gözlemlerle oluşturulmuş bilgilerdir. Başlangıçta Dünya'nın Evren'in merkezi olduğuna inanılmakta, sadece uzaktaki sabit yıldızlar ve çıplak gözle gözlenen gezegenlerden oluşmaktaydı. 17. yüzyılda Güneşmerkez model kabul edildikten sonra William Herschel ve diğer gökbilimcilerin gözlemleriyle diğer bilgilere ulaşılabilmiştir. 20. yüzyıla gelindiğinde sarmal bulutsu gözlemleri gökadamızın; gruplar, kümeler ve süperkümelerle, genişleyen bir evren içinde milyarca gök adadan sadece bir tanesi olduğunu ortaya koymuştur. 21. yüzyıla gelindiğinde görünür Evren'in genel yapısı, iplikçikler ve boşlukların içinde şekillenen süperkümelerle netleşmeye başladı. Süperkümeler, iplikçikler ve boşluklar muhtemelen Evren'de var olan en büyük ve tutarlı yapılardır. Dünyamızda dahil bütün gezegenler galaksilerin içinde yer alır. Derin uzayın galaksileri aslında evrenin sınırlarıdır da diyebiliriz. Samanyolu Galaksi'si gibi galaksilerin yerçekimsel alanına maruz kalan cisimlere etki eden gelgit dalgaları galaktik gelgit olarak bilinmektedir. Galaktik çarpışmalar, cüce galaksi ya da uydu galaksileri ve Samanyolu Galaksisi'nin Güneş Sistemimizde bulunan Oort bulutundaki gelgit etkisi yaratmaktadır. Gelgit kuvvetleri yerçekimsel alanın gücü yerine düşümüne bağlıdır. Gelgit etkileri genellikle galaksinin çevresini anında sınırlandırır. İki büyük galaksi çarpışma ya da birbiri yakınından geçerse çok büyük gelgit kuvvetlerine maruz kalırlar. Galaktik gelgitler sık sık görsel çarpıcı gösteriler sunmaktadırlar. Etkileşime geçen iki galaksi her zaman kafa kafaya çarpışmazlar ve gelgit kuvveti her galaksinin kendi ekseni üzerinde sapmasına ve uzaklaşmasına sebep olur. Kısaca iki galaksi birbiri etrafında turlamaya başlar. Bozunmaya uğrayan bölgeler her galaksinin ana bölümden çekilerek ayrılır. Bunlar galaksinin diferansiyel rotastonundan ayrılarak galaksiler arasından ayrılarak gelgit kuyruklarını oluştururlar. Bu kuyruklar güçlü kıvrımlardır. Fakat bu kuyruklar düz gözükebilir. Yıldızlar ve gazlardan oluşan kuyruklar yerçekimsel galaktik büklüm merkezleri yerine biçimsiz galaktik diskler tarafından çekilirler. Çarpışma sonucu gelgit kuyruğu oluşturan önemli örnek galaksiler Mice ve Antennae Galaksileri'dir. Ay'ın su gelgitlerinin Dünya'nın her iki zıt tarafında yükselttiği gibi galaktik gelgit de galaktik birleşmenin iki kolunu oluşturur. Büyük bir kuyruk oluştuğu zaman bozunmuş galaksi diğer galaksiden daha hafiftir. Eğer bu oluşan kuyruk bozunmuş galaksiden önemli ölçüde ağır ise sondaki kol buna bağlı olarak küçük olur ve köprü olarak adlandırılan ana kol ise daha belirgin olur. Gelgit köprülerini gelgit kuyruklarından ayırmak oldukça zordur. İlk olarak geçen galaksi tarafından yutulabilir ya da galaksi kaynaşmasıyla sonuçlanabilir. Kısa bir süre için büyük kuyruktan daha çok görünür hale gelecektir. İkinci olarak eğer iki galaksiden biri önplandaysa ikinci galaksi ve aralarındaki köprü kısmen kaybolur. Birlikte bu etkiler bir galaksinin bittiği ve diğerinin bağladığı yerin görünmesini zorlaştırır. Gelgit halkaları, kuyrukların ana galaksilerle sonda birleşerek oluşurlar. Bu halkalar hala nadirdir. Andromeda-Samanyolu çarpışması, Yerel Grup bünyesinde bulunan Andromeda ile Dünya'yı da içinde barındıran Samanyolu gökadalarının yaklaşık 4 milyar yıl içerisinde çarpışacaklarının öngörüldüğü galaksi çarpışmasıdır. Andromeda yaklaşık 1 trilyon Samanyolu da yaklaşık 300 milyar yıldızı bünyesinde bulundurmaktadır. Fakat yıldızların aralarındaki mesafe çok büyük olduğundan iki yıldızın çarpışma ihtimali ihmal edilebilir düzeydedir. Örneğin Güneş'e en yakın olan yıldız Proxima Centauri ile Güneş arasındaki uzaklık milyonlarca km kadardır.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке