HER ŞEY MÂŞUKTUR, ÂŞIK BİR PERDEDİR

Описание к видео HER ŞEY MÂŞUKTUR, ÂŞIK BİR PERDEDİR

Adamın biri, oğlunu Bağdat’ta yaşadığı söylenen çok arif, âlim bir zâtın yanına verip yetiştirmek istemiş. Anadolu’dan kalkıp âlimin yanına gitmişler. Gittikleri yerde çok hoş karşılanmışlar. İkramlar yapılmış, kahveler içilmiş. Âlim kişi, babayı dinledikten sonra oğluna dönmüş ve şöyle sormuş:
“Evladım, bekleyenin var mı?”
Genç,
“Evet efendim. Köyde beni bekleyen bir nişanlım var” diye cevap vermiş.
Bu cevabın üzerine âlim kişi, gencin babasına dönüp şöyle demiş:
“Efendi, gönlünde başkası olanın bizimle işi olmaz. Var oğlunu al, git ve nişanlısıyla bir an önce düğününü yap!”
Öyle de olmuş ama baba bu sefer ufak oğlunu alıp yola koyulmuş. Aynı şekilde karşılanmışlar. Kahvelerden sonra âlim kişi, ufak oğula sormuş:
“Evladım, bekleyenin var mı?” Genç, “Yok efendim!” demiş.
Âlim kişi şöyle sormuş bu kez: “Peki, hiç âşık oldun mu?” “Hayır efendim!” demiş genç. Âlim kişi tebessüm ederek şöyle karşılık vermiş:
“Evladım, önce git âşık ol, öyle gel!” Elbette eski bir anlatımdır bu; dilden dile bize gelen…

Gerçektir ya da değildir, bilemeyiz. Lâkin dünyevî aşkın, ilâhî aşka götüren bir basamak olduğunu da Mecnun’dan öğrenmek mümkün. Çöllerde Leyla’sı uğruna aşkın ıstırabını içen, divaneye dönen Mecnun, sevdiğine kavuşunca gerçek sevgilinin Mevlâ’sı olduğunu haykırmamış mıydı? Herkesin çilesi farklıdır ve her kişinin, bu dünyada yaşayan herkesin (biliriz ya da bilmeyiz) bir çilesi vardır. Her bir çile merhalesi sabır ve tevekkülle, dua ile ihya edilebilirse bu çileler, kişinin kemâl yolculuğunda pişip olgunlaşmasına neden olur. Bahsettiğimiz aşk, işte bu aşktır. Bizi kemâlata erdirendir hakiki aşk… Ve bizi Hakiki Sevgili’ye yönlendirendir. Allah ile ünsiyet kurdurandır hakiki aşk. Tenden, bedenden geçmek, ilâhî aşkın vuslatı için tutuşmaktır hakiki aşk.

Aşk olmasa, tomurcuklar açar mıydı, gon­ca güller tüm güzelliklerini ortaya sunar mıydı? De­nizler kabarıp coşar mıydı? Toprak, bulutlara hasret, yağmurları bekler miydi? Mecnun, Leyla için çöllere düşer miydi? Bunca kitap, eser, şiir yazılır mıydı? Kâinat aşk üzere… Hayat bir kısır döngü değil… Güneş, her gün öylesine doğup batmıyor. Alev alev, kor kor yanan gü­neş, her dem aşkın ateşiyle kavrulur. Bu aşk ateşidir onu var eden…
“Eğer Rabbi’min sözlerini yazmak için deniz mürekkep olsa, Rabbi’min sözleri tükenmeden önce deniz muhakkak tükenecekti. Bir mislini daha yardımcı getirsek bile…”
Senin içindeki öz ne ise, neyle beslenmişse, sen de o beslenen şeyle kâinata bakar ve karşında da aynı şeyi görürsün. Zira kâinat bir aynadır.
Aşkla doldur içini ki, İlâhî Aşk’tan katreler damlasın yüreğine!..
Her şey mâşuktur, âşık bir perdedir.
Yaşayan mâşuktur, âşık bir ölüdür,
Kimin aşka meyli yoksa o kanatsız bir kuş gibidir, vah ona!
​⁠‪@IskKaps‬ na teşekkür ederiz

Комментарии

Информация по комментариям в разработке