Tarihçi, sosyolog, filozof, siyaset ve devlet adamı İbn Haldun (1332 – 1406)
İbn Haldun büyük Arap tarihçilerinden. En önemli eseri de Mukaddime 'dir. Orada onu modern tarih filozoflarına ve sosyologlara yaklaştıran bir tarih kuramı yaptı
Ona göre insan toplumsal bir varlıktır.. Birkaç kişi Allah’ın vermiş olduğu düşünme gücüne dayanarak birbirleriyle işbirliği halinde, birtakım toplumsal kurumlar yaratmaya başladıklarında kültür doğmuş demektir. Bu kültür, grubun toplumsal alışkanlıkları, ortak başarıları ve kurumlarından oluşmaktadır. Her çeşit beşeri işbirliği, birbirinden taban tabana zıt iki çeşit çevrede oluşur; hadarî (kentsel çevre) ve bedevî (çöl çevresi). Bu cemiyetler kesin çizgilerle birbirlerinden ayrılırlar. Cemiyetler sürekli akış halindedir, bedevîler bir süre sonra yerleşik hayata geçeceklerdir. Yerleşik cemiyetlerin ortaya çıkışı, daha çok devlet kurulduktan sonra veya devlet kuruluşuyla beraberdir. Göçebe cemiyetlerde oluşan asabiyet, bir süre sonra cemiyeti devlet kurmaya zorlayacaktır; zira asabiyetin amacı devletin kurulmasıdır. Halbuki devletin kuruluş ve yıkılışında bu asabiyet denilen güç etkendir...
İbn-i Hâldun, devletin gerekliliğini iki nedenle açıklamaktadır: Devlet, insan için doğal bir zorunluluktur; devletin kurulması sosyal hayatın bir gereğidir. İnsan, yaşamak ve varlığını devam ettirebilmek, ihtiyaçlarını karşılamak için bir araya gelmek ve hemcinsleriyle yardımlaşmak zorundadır. Bu zorunluluğun karşılanması, ancak devletin varlığı ile mümkündür. İnsanlar, bir araya gelmeleri ve dayanışma içine girmelerinden sonra birbirinin saldırganlığından korunmak için yasakçıya (devlete) muhtaçtırlar. İnsanların birbirine yönelttikleri saldırıları engelleyen bir güç olmadan güvenlik içinde yaşamaları imkansızdır. Devlet olmadığı taktirde onları bu saldırılardan kimse koruyamaz, dolayısıyla devletin varlığı zorunludur..
Mukaddime'yi 1374 yılında tamamladı. 1382 yılında Mısır'a gitti ve Kahire deki medreselerde müderrislik yapmaya başladı. Hicaz, Kudüs, Suriye'ye seyahat etti. İbn-i Haldun 1406 yılında Kahire'de hayata gözlerini yumdu.
Videodaki aforizmalar:
1-“İnsan beyni değirmen taşına benzer. İçine yeni bir şeyler atmazsanız kendi kendini öğütür.”
2- “İlme yasak koyanlar veya insanları yalanla meşgul edenler, aklın ve insanlığın en büyük düşmanlarıdır.”
3- “Devleti yıpratıp eski bir giysi durumuna getiren ve sonunda da büsbütün yıkıp yok eden, varlıklı/parlak yaşamdır.”
4- “Şehirlerin de bir ruhu vardır. Bir şehirde yaşayan insanlar zamanla yaşadığı şehrin ruhuyla karakteristik açıdan özdeşleşirler.”
5- “Akletmek Müslümanlar tarafından terk edildi ve bu yüzden zelil bir hale düştüler.”
6- “Devletler de tıpkı insanlar gibi doğar, büyür, yaşlanır ve ölürler.”
7- “Açlıktan ölenleri açlıkları değil, daha önce alışkın oldukları tokluk öldürmektedir.”
8- "Göçebelik şehirlerin ve medenî hayatın aslıdır. Bütün insanların yerleşik hayata geçmeden önce geçirdikleri bir devredir."
9- “Fazla tevazünün sonu, vasat insandan nasihat dinlemektir.”
10- "Dinimizi yırtarak dünyamıza yama yapıyoruz, öyle olunca da ne dinimiz kalıyor ne de diktiğimiz."
11- “Coğrafya kaderdir.”
12- “Adalet insanlar arasına dikilmiş bir terazidir.”
13- “İnsan, geldiği soyun değil; yaşadığı ortamın ve alışkanlıklarının çocuğudur.”
14- “Kelimeler vicdanlardaki, zihinlerdeki manaların tercümanıdır.”
15- “Adalet yoksa devlet de yok demektir.”
16- “Makamlara talip olanlar, bunları verme durumunda olanlara boyun eğmek ve yalakalık yapmak zorundadır.”
17- “Her akıl, gücünün yetmediği ve idrak edemediği şeyleri inkâr eder.”
18- “Kalp ele geçirildiğinde bütün organlar ve beden yenilgiye uğrar.”
19- “ ‘Nerelisin?’ sorusu literatüre girmiş en ayrılıkçı, en bedbaht sorudur. Ha soran olursa ben dünyalıyım."
20- “Dalkavukluğa eğilimlidir insanlar. Ün ve servet gibi dünyanın tatlarına ve geçim yollarına tutkundurlar.”
21- “Bilmek ile zannetmek, kesinlik ile teslim olmak arasında ne kadar çok mesafe vardır.”
22- “Herhangi bir millet özelliklerini kaybederse fazilet ve meziyetlerini kaybetmeye başlamış olduğunu bil ve devletin onların ellerinden çıkmasını bekle!”
23- “İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur.”
24- “İnsan için ahmaklık tarlasında otlamak sağlıksız bir şeydir. Hiçbir şey gerçeğin gücüne karşı koyamaz.”
25- "Bilginler, peygamberlerin mirasçılarıdır."
26- “Geçmiş ve gelecek iki su damlası gibi birbirlerine benzerler.”
27- “Halk önceleri içine sindirmese de kuşaklar geçtikçe hanedanlığa alışmaktadırlar. Bir süre sonra bir dine bağlanır gibi hanedanlığa bağlanırlar.”
28- “Baskı, şiddet, hiddet ve korku hep istenen neticenin tersini doğurmuştur. İlim ve tahsil ancak gönüllü ve inançla olursa bir mâna ifade eder.”
29- “Araplar uygarlaşmamış, kemikleşmiş, yabanıl alışkanlıklarıyla yağmacı ve yakıp yıkıcıdırlar.”
30- “(Körü körüne) taklit etmek, ilimlerde (hiçbir emek harcamadan) başkalarının hazırına konmak ve cehalet, insanların derin ve yaygın özelliklerinden biridir.”
Информация по комментариям в разработке