CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı Edirne F Tipi Cezaevi’ndeki ziyaretinin ardından, kamuoyundaki “yeni çözüm süreci” tartışmasına ilişikin, “Herkes başka aktörlere çağrılar yapıyor, yapılsın. Bu çağrıları en beklenmedik aktörler yapıyorsa bu da reddedeceğimiz bir şey değildir. Esas olarak bizim görmek istediğimiz mesele bütün Türkiye’nin çıkarları için doğru bir adımın hep beraber atılmasıdır. CHP, bu konuda engelleyici olmayacaktır. Tarih önünde üzüntü duyacağımız bir pozisyonda kalmayacağız. Gelecekte bugünler hatırlandığında, herkesin gurur duyacağı bir pozisyonda olacağımızı açıklıkla ifade etmek istiyorum” açıklamasını yaptı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, salı günü başlayacak ve altı şehri ziyaret edeceği Doğu ve Güneydoğu turu öncesinde, bugün cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve ve önceki Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı'yı ziyaret etti.
Özel, Edirne F Tipi Cezaevi’nin girişinde, Demirtaş’ın avukatı Ramazan Demir ile buluştu. Demir Özel’e, Demirtaş’ın “Arafta Düet” kitabını ve çağrı metnini verdi. Özel ise Demirtaş’a İtalyan yazar Dino Buzzati’nin “Tatar Çölü” romanını, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” romanınıyla birlikte bir de tesbih hediye etti.
Yaklaşık üç saat süren görüşmelerin ardından Özel, cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. CHP Lideri Özel, şunları söyledi:
“Biraz önce hem Sayın Selahattin Demirtaş ile hem de Sayın Selçuk Mızraklı ile birer görüşme gerçekleştirdik. Öncelikle böyle bir görüşmeyi yapmak zorunda olmanın utancı içindeyim. Çünkü her ikisi de görevleri başındayken, Demirtaş partisinin eş genel başkanıyken, Meclis’te milletvekiliyken güya hiç kimseden talimat almayan, almaması gereken hakimlerin bir gece yarısı farklı şehirlerde hep beraber uyanıp, evlerine baskınlar yaptırıp, pek çok milletvekilini aynı anda alıp götürdükleri ve bindirecekleri uçakların bile hazır tutulduğu bir operasyonun sonunda buraya kondular. Selahattin Demirtaş seçilmiş bir milletvekiliydi, partisinin eş genel başkanıydı.
"Böyle bir görüşmeyi yapmak bizler açısından utanç verici ama bu utancın esas kaynağının kimler olduğunu milletimiz biliyor”
Selçuk Mızraklı hemen yanımdaki sırada oturan, milletvekili olan, dokunulmazlığı olan, korkacak bir şeyi olsa asla ve asla milletvekilliği zırhını bırakmayacak biri olarak Diyarbakır belediye başkanlığına aday oldu, çok yüksek bir oyla kazandı. Şehrin anahtarını ona verdiler, o şehirden herkes gitse en son gidecek Selçuk Mızraklı’yken Selçuk Mızraklı’yı önce görevden aldılar, sonra kaçmasın diye tutukladılar. Bir yere kaçmıyordu zaten Meclis’teydi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanıydı. Böyle bir görüşme yapmak kendi siyasi tarihime, geçmişime, Türkiye’nin siyasi tarihine böyle bir görüşmeyi bırakmak bizler açısından çok üzücü ve utanç verici ama bu utancın esas kaynağının kimler olduğunu bütün milletimiz biliyor.
"Seher’deki ilk hikayeye vurgu yapıyor Sayın Demirtaş”
Sayın Demirtaş, cezaevi şartlarında benim de kendisine kitap hediyem oldu, onun da bana oldu ama orada birbirinize veremiyorsunuz. O yüzden avukatları aracılığıyla burada girerken bana son kitabını hediye etti ve bunun yanında bir çağrı metni ulaştırdı. Çağrı metnini girmeden önce de okudum, biraz önce de göz gezdirdim. Aslında bu çağrı metni çok şey söylüyor. ‘Eğer toplumsal barıştan bahsedecek buna bu işin esas sorumlusu erkekler olarak kendimizden başlamalıyız ve hep birlikte ilk adımı atmalıyız. Kadınları ve çocukların bu kadar güvende olmadığı bir ülkede, toplumsal barış nasıl sağlanabilir? İlk düğmeyi doğru iliklemeli, toplumsal barışa erkek egemen dili terk ederek, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek başlamalıyız. İçimizdeki erkeğe sesleniyorum’ diyor. Ben Sayın Demirtaş’ın kitaplarının hemen hepsini okudum. Bu kitaplarından ilki ‘Seher’di. Seher’deki ilk hikaye de ‘İçimizdeki Erkek’ti. Ona vurgu yapıyor Sayın Demirtaş. Ben bu metindeki o vurgunun ilk kitabın ilk hikayesi olduğunu söylediğimde kendisi gülümsedi. Ben de ona onu daha da gülümseten başka bir şey söyledim. Seher kitabındaki son hikayenin adı da ‘Sonu Muhteşem Olacak’tır.
O yüzden çok acılar çekiyoruz, çok üzüntülere tanıklık ediyoruz, çok utanç veren ziyaretler yapmak zorunda kalıyoruz ama emin olun, Türkiye’de insanlar birbirini sevdikten, toplumsal barışı hep beraber içselleştirdikten sonra nasıl 100 yıl önce sonu çok güzel olmuştu ve Türkler ve Kürtler, Türkiye’de yaşayan herkes, dedelerimiz hep beraber büyük bir işgali sona erdirmişler ve genç bir cumhuriyet kurmuşlardı yine sonu muhteşem olacak. Bu sefer ilk yüzyılda yapmadıklarımız, yapamadıklarımız, hatalarımız, eksiklerimiz varsa hepsini de hep birlikte onaracağız ve toplumsal barışı hep birlikte sağlayacağız.
BAĞIMSIZ YAYINLARIMIZIN DEVAMLILIĞI İÇİN BİZİ DESTEKLEYİN
👇
/ @yurttastv
#özgürözel #selahattindemirtaş #canlıyayın
Информация по комментариям в разработке