Lipodem hastalığını anlamak - Prof. Dr. Ahmet AKGÜL

Описание к видео Lipodem hastalığını anlamak - Prof. Dr. Ahmet AKGÜL

Lipodem nedir, ne değildir?
Bacağınızda şişlik var. Tek bacakta değil hem de. İki bacağınızda da. Aslında her şey ilk başta iyi gidiyordu. Vücut şekliniz iyi, beden imajınız güzel idi. Ama ne olduysa bacaklarınızın her ikisi birden şişmeye başladı. Aslında ne olduğunu da tahmin ediyorsunuz:
Yoğun stres yaşadınız veya hamile kaldınız veya doğum kontrol ilaçları aldınız veya hormon tedavisi gördünüz veya ergenliğe girdiniz veya spor yapıyorsunuz ama bıraktınız veya birkaçı birden oldu.

Yaşınız da önemli değil, ergen de olabilirsiniz yaşlı da. Ama oldu işte, bacaklar şişti.
Hadi ilk başta “annemin bacakları da böyle” dediniz, önem vermediniz. “Benim yapım böyle, bacaklarım kalın” dediniz, kadere bıraktınız.
Neyse “en iyisi diyet yapayım” dediniz, en ünlü diyetisyenlere gittiniz, en katı perhizi yaptınız. Evet, sonunda kilo vermeye başladınız. En azından tartıya çıkınca rakamlar küçülmeye başladı. Moraliniz arttı ama açlık da zor tabi.
Neyse, motivasyon arttı ve egzersiz, spor, pilates… de eklediniz yaşantınıza. Beklentiniz büyüdü.
Tartı yalan söylemez, gerçekten kilolar gidiyor. Ama o da ne?

Kadinlarda Lipodem



Göbek azalmış, yüz incelmiş, bel çevresi azalmış ama bacakların kalınlığı hiç gitmemiş. Hatta kolda sarkan deri bile hala sarkıyor. Yani o kadar kilo vermemize rağmen bacak ve kollardan neredeyse gram kaybetmemişiz.
Zaten artık ağrılar da başladı. Aslında tam olarak ağrı da değil, bir “acı”. Bacağa pantolon bile deyse acı oluyor, gece yatarken çarşafın bile değmesini istemiyor, çocuğu bacağını tutunca bile ağrı hissediyor.

Bu işte bir terslik var. Bu kadar acı niye olsun. Tamam bacak derisinde “selülit” görünümü gibi, sanki portakal kabuğu gibi girinti çıkıntılar var, bazı yerlerde deri altında “yağ bezeleri” de var ama bu kadar ağrı, acı niye…
Artık doktora gitme vakti demek ki.

Doktora gidiyoruz, tabi yine önemli bir konu var:

Hangi doktora?

Bacak şiş, ağrı/acı var, artık hareketler de kısıtlı, eğilip kalkamıyor, çömelip yerden bir şey alamıyoruz. Namaz dahi kılarken baldırlarda, diz arkasında şiddetli basınç hissi var, sanki patlayacakmış gibi. Acaba ortopedi doktoruna mı gidilecek, fizyoterapi doktoruna mı, dahiliye ye mi, kalp damar kliniğine mi…
Sonuçta birine karar veriliyor ve doktorun kapısı çalınıyor.

Vakti olan veya ilgilenen doktor bile bazen şikayetlerinizi dinledikten sonra bacağa bir dokunup tetkik yazıyorlar ve bazen ise neredeyse bacağa uzaktan bakıp hemen tetkik istiyorlar. Yine tetkik istemesi de hiç yoktan iyi, bazen de “benim konum değil, başka doktora git” diyorlar.
Tetkikler birikiyor: Bacağa röntgen, emarlar çekiliyor, kan testleri yapılıyor ve tekrar doktora gidiliyor. Sizden tetkik isteyen aynı doktoru bile bulmak zor, onun yerine gelen diğer bir doktora derdinizi anlatıyorsunuz ve o da genelde “tüm tetkikler normal, senin yapın böyle veya bu durumla yaşamaya alış, bunun için tedavi yok denip” size ağrı kesici veriliyor veya “sen, kalp ve damar cerrahi doktoruna git” deyip sizi damar doktoruna gönderiyorlar.

Damar doktoruna geldiniz ve o da sizden tetkik istedi, bu sefer adı: Dopler ultrason.

Birçok yerde yapılıyor dopler tetkiki. Devlet hastaneleri, üniversiteler ve özellerde. Birçoğunda yatarken yapılıyor, yani hasta sedyeye uzanıyor ve dopler işlemi yapılıyor. Halbuki bacaklarda oluşan şişlikler ve hastalıklar büyük çoğunluğu yerçekimine bağlı gelişmektedir. Yani yatarak yapılan dopler uygun ve doğru bir işlem değildir. Dopler ayakta yapılmalıdır ve dopler sırasında cilt altında ne var ne yok hepsi ortaya çıkarılmalı ve toplar damar sisteminin kapakçıkları da görüntülenip fotoğrafları çekilmelidir. Neyse gelelim konumuza:
Dopler yapılıyor size ve yalnızca damarlara baktıkları için ve zaten yatarak yaptıkları için de dopleriniz yanlış değerlendiriliyor. Sonuçta tetkik sonucunuzu damar doktoruna getiriyorsunuz, o da hızla bakıp “sizin damarlarınız da sorun yok “ diyor ve ne teşhisiniz ne de tedaviniz gerektiği gibi yapılmamış oluyor.

Sonuç yine ağrıları, şişkinlikleri ve huzursuz bacakları ile hasta kendi başına kalıyor. Ayrıca umudu da azalmış ve yorulmuş bir şekilde. Neredeyse depresyona girecek hatta girmiş bile.
Bu nedenle bazen küsüp sporu da aksatıyor, diyeti de bozuyor.

Nereden mi biliyorum, bu hastalar bize geliyor da ondan.
Hasta geldiği zaman önce dertleşiyoruz. Sorun nedir, şikayet nedir dinliyoruz. Sonra ayak tabanından, ayak parmak arasından saçlarına kadar muayene ediyoruz. Ve biliyoruz ki vücutta bir yerde sorun varsa tüm sistem incelenmelidir.
Bu arada tabiki kendi tecrübelerimizden (dile kolay en az 35 bin bacak incelemesi) teşhisi de koyuyoruz ama hem resmi olması hem de başka sorunları atlamamak için yalnızca 1 tek tetkik istiyoruz:

Комментарии

Информация по комментариям в разработке