Bela ve Musibetler Neden Gelir?

►Benim Hayatım. Ağlama ve Gülme Garantili: https://bit.ly/3dyJx0N
►En Çok İzlemenizi İstediğim Videom: https://bit.ly/2Uo6rAm
►Aile Olarak Mutlaka İzleyin: https://bit.ly/2Ul30KS
►Dinle ve Kendini İyi Hisset: https://bit.ly/3brX2NZ
►Nereden Başlamalıyım Diye Dünüyorsan İzle: https://bit.ly/2UF5frf

Bu bela başımıza neden geldi diye düşünme, kula bela gelmez hak yazmadıkça Hak bela yazmaz kul azmadıkça. Elbette çok daha fazlası gelecek ve dünya yavaş yavaş miadını doldurarak Kıyamete doğru sürüklenecek. Fakat güzel olan şudur ki sabreder şükreder ve tevekkül edersek misliyle karşılığını alacağız. Şu ayetlere bir bakalım mı ne dersiniz? “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek imtihan ederiz. Sabredenlere müjdele.” Bir başka ayette ise yüce Mevla’mız, “Elbette sabredenlere, yapmakta olduklarının en güzeliyle mükâfatlarını vereceğiz.” buyurmaktadır. Hadisi Şeriflerde ise aziz Peygamberimiz “Bir Müslüman’a yorgunluk, ağrı, tasa, keder, ezâ, gam, hatta vücuduna batan bir dikene kadar ne isabet etmişse, Allah buna karşılık, onun günahlarından bazılarını affeder.” Allah buyurdu ki: “Mü’min kullarımdan birine bir belâ ve hastalık verdiğimde bana hamd eder ve verdiğim belâ ve hastalığa isyan etmeyip sabır gösterirse, yatağından kalktığında annesinden doğduğu günkü gibi günahlardan temizlenmiş olarak kalkar. Allah hafaza meleklerine şöyle buyurur, “Ben bu kulumu yatağa esir ettim. Ve ona belâ verdim. O halde ondan önce sıhhatteyken kendisine yazmış olduğunuz sevapları yazmaya devam edin.” Yine bir başka Hadisi şerifte “Mü’min’in işine hayret ederim. Onun işi tamamen hayırdır! Bu hâl ancak mü’mine mahsustur! Sevinirse şükreder; bu ona hayırdır! Üzülürse sabreder; bu da ona hayırdır!” “Allah şöyle buyuruyor: “Bir sevdiğinin canını aldığım zaman, mü’min kulum sabrederek mükâfatını beklerse, karşılığı ancak Cennettir.”
Dostlarım bu süreç bize şunu hatırlatmalı başımıza gelen her musibet yapmış olduğumuz günahlardan dolayıdır. Yoksa Yüce Allah 1,5 milyar Müslümanın duasını işitmekten aciz değil.
Demek ki biz samimi değiliz
demek ki kalplerimiz kirli ve münacatımız ona ulaşmıyor.
Yoksa dua edin icabet edeceğim diyen Rabbimiz biz Kabe’den neden kovdu?
Mescitlere girmemizi neden yasakladı.
Bencilleşen ve bireyselleşen insana en çok sevdiklerimize dokunmanın önemini neden hatırlattı?
Ölümü unutan insana ölüm var gerçeğini neden kalbimize yeniden koydu?
Evet biz dünyadaki zulümlere ve açlığa seyirci kaldık.
Evet biz dünyanın süsüne ve püsüne aldandık.
Evet biz günah deryasında zevki sefaya daldık.
Evet biz Allah’ın yasaklarından uzaklaşmamız gerekirken yapın dediklerinden uzaklaştık.
Evet biz başımıza gelen bela ve musibetlerin tek davetçisiyiz.
O zaman affımızı talep edelim ve diyelim ki Rabbimiz günahlarımızı bağışla bize katından şifa ver. Unutur veya yanılırsak bizi doğru yola eriştir ve sana ulaşmaya engel ne kadar kötülük varsa özümüzden onu sök at. Rabbimiz bizi nefsimizle baş başa bırakıp Şeytan’ın esiri yapma.

Onun merhameti tün kâinatı kuşatmıştır. Samimi her yakarışın karşılığında yettim kulum diyecek ve yine hiç hak etmesek bile bizi sevindirecektir. Dostlarım bu günler gelir geçer ama bittikten sonra ne olur yeniden unutmayalım. Ne olur iyilik ve güzellik peşinde koşalım ve Rabbimize layık bir kul Peygamberimize layık bir ümmet olalım. Kurtuluşumuz kendi elimizde birileri bizi kurtarmaya gelsin diye sızlanmayalım ve heybemize onun razı olduğu amelleri koyalım.

►Kitaplarımı Tüm İnternet Sitelerinden Başta: https://www.bkmkitap.com/arama?q=zeke... sitesinden alabilirsiniz.

►Yurt dışından: https://www.tikla24.de/suche.html?suc... sitesinden alabilirsiniz.

Kader gayrete aşıktır prensibiyle, bir avuç toprak bir kaç damla suyum ben, neyimle övüneyim işte buyum ben diyerek sizlerle yolumuza devam ediyorum.

Zekeriya EFİLOĞLU
Eğitimci-Yazar