EKLEM KIKIRDAĞI KENDİNİ YENİLER Mİ?

Eklem Kıkırdağı yaralandığında kendini yeniler mi?
Prof. Dr. Tahsin Beyzadeoğlu
www.beyzadeoglu.com

Eklem kıkırdağı, her şeyin hakkında olumsuz olduğu bir doku. Hastalarıma hep şunu söylerim. Yaratılırken size verilen kıkırdağı ölene kadar kullanacaksınız. Eklem kıkırdağındaki her şey negatif. Şöyle ki: avasküler damarı yok, anöral siniri yok, alenfatik lenf drenaji yok, mezankimal kök hücre yani normalde hemen altındaki kemikte bulunan kök hücreleri hemen hemen her dokumuzda bulunan kök hücreleri içermemekte... Dolayısıyla eklem kırkırdağı kendi kendini yenilememektedir demek çok doğru olmaz ama çok zor yeniler çok yavaş yeniler. Beslenmesini eklem sıvısından sağlar. Damarı olmadığı için eklem sıvısından ozmosis istediğimiz bir yöntemle kendi beslenmesini sağlar. Peki bu eklem kıkırdağı kendi kendini yenilemiyorsa biz hekimler çaresiz miyiz? Hayır kesinlikle çaresiz değiliz .Son yirmi yılda özellikle kıkırdak konusunda insan yaşının uzaması, aktivite düzeyinin artması, kişilerin beklentilerinin yükselmesi nedeniyle pek çok teknolojik, biyoteknolojik gelişmeler oldu. Bunların en başında, birincisi eklem kıkırdağının çevresini eklem sıvısını regüle ederek kıkırdağın daha iyi kaliteli beslenmesini sağlayabilir miyiz, mantığıyla birtakım enjeksiyon yöntemleri geliştirildi. Bunlardan bir tanesi kişilerin, hastaların kanındaki yani biz insanoğlunun organizmasında bulunan faydalı elemanları ayrıştırarak hastalıklı bölgeye zerk etmek prensibine dayalı olarak geliştirilen platelet rich plasma veya büyüme faktörlerinin ayrıştırılarak hastalıklı bölgeye zerk edilmesi enjeksiyonu çok popüler oldu. Son günlerde bilimsel dünyada bu konuda çok ciddi yayınlar bulunmakta. Bunun dışında bir de ORTHOKINE adını verdiğimiz interlökin 1 reseptör antagonisti yani kanımızdaki yangıyı önleyici maddeleri yüz otuz kata kadar arttırarak hastalığın olduğu kıkırdak bozukluğunun olduğu eklem boşluğuna enjeksiyon tarzında uygulamalar çok popüler olarak gittikçe artan çoğunlukta uygulanıyor. Peki bunlarla mücadele ediyoruz ve hastalarımızı mutlu edemiyorsak eğer biz çaresiz miyiz? Hayır, kesinlikle çaresiz değiliz. Elimizde çok güncel gelişmiş, hastaların hemen normal hayatlarına dönebileceği cerrahi yöntemler de mevcut. Bunların içinde kıkırdakların üretilip tekrar yerine konması veya skafold dediğimiz çatı implantlarıyla kıkırdağın replase edilmesi, o bölgenin sıvanması, yapıştırılması, örtülmesi , kel bölgenin kapatılması tarzında cerrahi yöntemlerimiz mevcut. Ama her zaman hedefimiz hastanın beklentisi, yaşı, kıkırdak bozukluğunun olduğu eklemin yük binen eklemin olup olmaması, akut veya kronik yaralanma olması veya sürecin uzunluğu, hastanın beklentisi neler yapmak istiyor... Biz hekimler sonuçta kararı biz hekimler veriyoruz. Bu tedavi hiçbir zaman tabldot tedavi değil A'lacart bir tedavi yani kişiye özel bir tedavi. Kıkırdak tedavisi her zaman kişiye özel yapılmalıdır. Hiçbir kıkırdak bozukluğunun herkesteki tedavisi aynı değildir. Hekimin tecrübesiyle hekimin karar vermesi gereken tedavi yöntemidir.