Safiye Ayla , Timur Selçuk - Yemen Türküsü (Son konser)

Описание к видео Safiye Ayla , Timur Selçuk - Yemen Türküsü (Son konser)

26 Ağustos 1994 Dolmabahçe Sarayı., İşbankası 70.yıl kutlaması
Timur Selçuk şefliğindeki orkestra ve koro eşliğinde Safiye Ayla son kez sahneye çıkar ve 'Yanık Ömer' ile 'Yemen Türküsü'nü söyler.
Ali Rıza Kardüs’ün gece ile ilgili yazısı:
‘Geçen hafta sonu, Cuma akşamı İs­ tanbul’da Dolma- bahçe Sarayı’nda Safî­ ye Ayla’yı dinledim. Önce “Yemen Türkü- sü”nü söyledi. Sonra “Yanık Ömer”i...
“Yanık Ömer her sa­ vaştan bir yara taşıyor” “Yanık Ömer, yiğit Ömer, öğünmeden ya­
şıyor”
“Kurtuluş Savaşında, yirmi sekiz yaşında” “Mangasının başında koşuyor.”
"Yanık Ömer, yiğit Ömer siperleri aşıyor.”
... Ve alkışlar arasında, kendisini sahneye getiren gencin
koluna girerek, sahneden ayrıldı. Uzun etekli, ciddi giysisi i- çinde, ipince vücudu, zarif hareketleriyle “gerçek ve say­ gın bir sanatçı”yı izledim. “Boyu nasıldı, kaşı nasıldı, yaşı nasıldı?”diye sormayınız... Geçen Cuma akşamı Safiye Ayla sahnede “uzun boyu, genç ve güzel, u- sul adap bilen, sesi gönülleri delen bir hanımefen­ diydi...
Yaşı bilinmeyen (ve fakat 1907 yılında doğduğu söyle­ nen) bu ses sanatçısının hayat hikayesi Büyük Larousse’de şöyle anlatılıyor: “Bebek Çağlayan Darüleytamı’nda (Ye­ timhanesinde) yetişti. Bursa Kız Muallim Mektebi’ne de­ vam etti. Çapa Kız Öğretmen Okulu’nu bitirdi. Beyoğlu Bi­ rinci İlkokulu Öğretmenliğine atandı (1925) Eyyubi Musta­ fa Sunar’dan müzik dersleri aldı. Darüttalim (Birinci Dünya Harbi sırasında İstanbul’da kurulu özel musiki topluluğu­ nun adı) Musiki Heyeti’nin konserlerine katıldı.
1931’de öğretmenlikten ayrıldı ve gazinolarda çalışma­ ya başladı. Yesari Asım, Hafız Ahmet Ersoy, Selahattin Pı­ nar, Sadettin Kaynak ve Udi Nevres Bey’den yararlandı. 5 0 0 ’den fazla plak doldurdu. İstanbul Konservatuvan İcra Heyetinde bulundu. İstanbul Radyosu’nun ilk açılışından sonra Türkiye Radyolan’nda yayınlara katıldı. Ftek çok ses sanatçısı onun taklitçisi oldu. Son derece yumuşak, tatlı se­ siyle ünlü yurt şuurlarını aştı, özellikle Arap ülkelerinde bü­ yük ilgi gördü. 1950’de Şerif Muhittin Taıgan ile evlendi. “Seninle Doğan Güldür Bu Gönül” (neva, sofyan) ile “Aşk yaprağına konarak koza öresim gelir” (mahur- sofyan, de­ ğişmeli) adlı iki şarkısı vardır.”
***
Safiye Ayta’yı, İş Bankası nın kuruluşunun 70’in- ci yıldönümü vesilesiyle, Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Evliyaoğlu ve Genel Müdür Ünal Korukçu’nun davetli­ si olarak dinledim. Dolmabahçe Sarayı’nm ana giriş kapısı­ nın önünde, Timur Selçuk yönetimindeki orkestra ve ko­ ro eşliğinde Safiye Ayla’dan sonra, Erol Evgin, Hazal ve Timur Selçuk, Berkant ve Sezen Aksuda sahneye gkh.
Safiye Ayla, “Yemen Türküsü” ile “Yanık Ömer”i okurken, sarayın yüzüne projeksiyon ile, Kurtuluş Savaşı’ndan, Mustafa Kemal’in savaş sırasındaki ve savaş sonundaki “mücadeleleri’nden değişik gö­ rüntüler yansıtıldı.
Konserden çok etkilendim... Beni duygulandıran bir başka şeyi daha size aktarayım. Düşünebilir misiniz... 1901 doğumlu Vehbi Koç, Ankara’da 70 yıl önce kuru­ luşuna şahit olduğu, ilk müşterileri arasında bulunduğu bankanın davetine katılıyor ve sahnedeki 1 9 0 7 do­ ğumlu Safiye Ayla’yı dinliyor. İkisi de mesleklerinde zir­ veye tırmanmışlar. O zirvede kalmayı, başarmışlar. İlerle­ miş yaşlarında o zirvede oturmayı sürdürebiliyor, saygınlıklarını koruyorlar...
Bu benim için çok önemli bir şey...
Konser bitti. Geceyi düzenleyen Eli Acımanı kutla­ dım. Saraym kocaman bahçesinde Merhum Dr. Nejat Eczacıbaşı’nm eşi Beyhan Hanımefendi ile yürürken “- Cumhuriyet’in ve İş Bankası’nın kurucusu olarak Musta­ fa Kemal ve arkadaşlarının görüntülerinin saray cephesine projeksiyon ile yansıtılması etkileyici idi...
Ancak Celal Bayar’ı unuttular... Halbuki Celal Ba- yar Bankanın ilk Genel Müdürü idi...’’dedi... Doğrusu­ nu isterseniz ben de Celal Bayar’mgörüntüsünün yansı­ tılıp yansıtılmadığını hatırlayamadım... Yüzlerce görüntü a- rasmda Celal Bayar unutulmuş olamaz. Herhalde ye­ terince görüntülenmedi ki, izleyenlerin gözünden kaçtı.
***
Sayın Okuyucularım, bugün 30 Ağustos Türkler için önemli bir gün. Bugün pencerenize, balkonu­ nuza, kapınıza ay yıldızlı bayrağınızı asınız. Bayrak, insanları bir araya toplayan, ulus yapan bir semboldür. Al­ lah bizlere bu topraklar üzerinde başka bayraklar dalgalan­ dığını göstermesin. Unutmayınız. “Bayrağımızı bayrak ya­ pan üzerindeki kandır / Bu topraklar, uğrunda ölenler ol­ dukça, bizim için vatandır.”
Nazım Hikmet “Kuvvayi Milliye Destanı”nda30
Ağustos’dan sonra ordularımızın İzmir’e yürüyüşünü an­ latırken “bu memleket bizim” diyerek şöyle haykı­ rıyor:
“Dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli,
ayaklar çıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın, yok edin insanın insana kulluğunu, bu devlet bizim...
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim...”
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Комментарии

Информация по комментариям в разработке