Fal baktırmak günah mı?Falcılar doğruyu nereden bilirler!!

Описание к видео Fal baktırmak günah mı?Falcılar doğruyu nereden bilirler!!

Fal baktırmak günah mı?Falcılar doğruyu nereden bilirler!!Kurşun döktürmek günah mı?
#falbakmakgünahmı#falcılardoğruyuneredenbiliyor
Hz. Aişe validemiz şu bilgileri aktarır:

“Birtakım insanlar Resulullah (asm)’a kâhinleri sordular, Allah Resûlü, ‘Onları dikkate almaya değmez!’ buyurdu. Bunun üzerine, ‘Ey Allah’ın Resûlü! Ama onların anlattıkları şeyler bazen doğru çıkıyor.’ dediler.

Hz. Peygamber şu cevabı verdi:

‘Bu sözler cinlerindir. Cin onu kapar ve kahin dostunun kulağına tavuğun gagalaması gibi defalarca fısıldar. Kahin ona yüz yalan karıştırır ve halka sunar.’ ” (Müslim, Selam 123)
Burada Efendimiz (asm), kâhinlerin yalancılığına vurgu yapmakla birlikte, onların cinler vasıtasıyla birtakım doğru bilgilere ulaşabildiklerini ve bazen de doğru şeyler söyleyebileceklerini ifade etmektedir.

Bu konuyla ilgili olarak İbn Abbas (r.a) şöyle demiştir:

"Melekler buluttan inerler, işlerini kendi aralarında görüşürler. Bu arada şeytanlar kulak hırsızlığı yaparlar. İşittiklerini kahinlere gizlice ulaştırırlar. Bu haberlerle beraber kendileri de yüzlerce yalan uydururlar." (Ahmed b. Hanbel, 1/274)

Şeytan ve cinlerin bilgi sızdırma olayından Kur'an-ı Kerim'de de mealen şöyle söz edilmektedir:

“Şüphesiz ki biz, en yakın göğü, dünya semasını, bir ziynetle, yıldızlarla süsledik. Ve onu her âsi şeytandan muhafaza ederek koruduk. O şeytanlar, artık mele-i a‘lâyı semadaki melekleri dinleyemezler ve her taraftan kovularak alevli yıldızlarla taşlanırlar ve onlar için devamlı bir azap vardır. Ancak bir söz kapan olursa, onu da delici, alevli bir yıldız takip eder.” (Saffat, 37/6-10)

“And olsun ki, dünya semasını kandillerle süsledik ve onları kulak hırsızlığı yapan şeytanlar için atılacak taşlar yaptık ve onlara alevli ateş azabını hazırladık!” (Mülk, 67/5)
İslam öncesi tarihinden ve bu ayetlerden edindiğimiz bilgilerle anlıyoruz ki şeytan ve cinlerin semadan bilgi sızdırma işi Resulullah (asm)’ın peygamber olarak gönderilmesinden sonra bitmiştir. Kâhin olduğunu iddia edenlerin geleceğe dair verdikleri malumatın gerçeklerden uzak olduğuna dikkat çekmek gerekir
Gaybı Bilmek

Gaybın lügat manası, gizli olan, bilinmeyen demektir.

Allah da bizden kayıtsız şartsız gayba iman istemektedir (bk. Bakara, 2/3), şöyle ki;

“Bir yaratıcının olmak zorunda olduğunu hiçbir âkil insan inkâr edemez. Kur'an’ın da insan tarafından yazılmış olması mümkün değildir."

"Gene Kur'an, tek, ilk, eşsiz ve esma-i hüsna sahibi Allah tarafından Resulü Hz. Muhammed (asm)’a gönderildiğini ifade etmekte ve emirlerinin kıyamete kadar geçerli olduğunu belirterek bizden Allah’a, peygamberlere, Kitaplara, meleklere, ahirete ve kadere kayıtsız şartsız ayetlerinde ifade ettiği ve son Peygamber Muhammed (asm)’ın öğrettiği şekilde iman etmemizi istemektedir."

Akabinde de emrettiği bütün ibadet ve kulluk vazifelerini tartışmasız yerine getirmemizi istiyor.”

İşte bunların tamamı gayb bilgisidir. Allah bildirmemiş olsa biz bunları nereden bilecektik?

Evvela, bu şekilde iman etmeliyiz ki sonra sualinizin cevabına geçebilelim. İmanımızda bir eksiklik ve/veya yanlışlık varsa sonrasını anlamakta oldukça zorlanırız. Çünkü imanı ve teslimi tam olmayan insan için Allah şöyle buyurmakta:

“Hem içlerinden seni samimiyetsiz olarak dinleyenler vardır. Fakat kendileri anlamak istemediklerinden, bir ceza olarak biz de onu anlarlar diye kalplerinin üzerine perdeler, kulaklarına da bir ağırlık koyduk. Onlar zaten inanmıyorlardı, artık bu halleriyle bütün ayetleri de görseler, yine ona inanmazlar! Hatta sana geldikleri zaman o inkâr edenler, seninle mücadeleye kalkışarak: ‘Bu Kuran, evvelkilerin masallarından başka bir şey değildir!’ derler.” (Enam, 6/25)
Yani az önce de izah etmeye gayret ettiğimiz gibi, önce aklen “gayba iman” sonra “hidayet”.

Bu arada günümüzde Kur'an’a “Bunlar eskidi, eskilerin masalları, artık hükümleri geçerli değil.” tarzında yaklaşanların kulakları çınlasın. “Eskilerin masalları / Esatir-ül evvelîn” söylemi XXI. yüzyıla ait değil, en az 1.400 sene evvelinden gelmektedir. (Enam, 6/25; Nahl, 27/24; Ahkaf, 46/17; Furkan, 25/5; Neml, 27/68; Müminun, 23/83; Enfal, 8/31; Mutaffifin, 83/13; Kalem, 68/15)

Evet.

Kuran’da emredildiği şekilde gayba iman ettikten sonra, kalan dünyalık işlerin değerlendirmesine gelince, Kur'an buyuruyor ki:

“Şüphesiz Allah ki, kıyamet hakkındaki bilgi ancak O’nun katındadır. Ve yağmuru O indirir. Rahimlerde olanı da O bilir. Ve hiç kimse yarın amel cihetiyle ne kazanacağını bilemez. Hem hiç kimse hangi yerde öleceğini bilemez. Şüphesiz ki Allah, Alîm -her şeyi bilendir, Habîr - herşeyden haberdâr olandır.” (Lokman, 31/34)

Комментарии

Информация по комментариям в разработке