ZORLUKLAR KARŞISINDAKİ DURUŞUMUZ

Öncelikle tüm ülkemize, özellikle de depremzede kardeşlerimize çok geçmiş olsun. Rabbim ölenlere rahmet, kalanlara selamet versin.
Bugün hayata dair "notlar düşelim tekrara düşmeyelim" diyerek "Hayattan Notlarım Deprem Özel" söyleşisi için merhum ‪@kadirmisiroglucom‬ eşi sayın Aynur Mısıroğlu ile beraberiz.
Tabi bu süreçte böyle bir program yapmak çok zor, ama biran evvel de normal hayata geçmemiz gerekiyor. Elbette depremi yaşayanların normalleşme süreçleri biraz zaman alacak, ama hiç değilse bizim gibi şuan için depremi yaşamayanların bu normalleşmeye yardımcı olmamız adına bu programı yapıyoruz. Çünkü günlük yapmış olduklarımıza yavaş yavaş dönmek ve depremzede kardeşlerimize bir nebze de olsa yardım etmek istiyoruz.
Onları sadece evleri, iş yerleri yıkılmadı, hayatları, hayalleri, yakınları yıkıldı, ama buna rağmen hayat devam ediyor... İşte devam eden bu hayatta biz enerjimizi yüksek tutmalıyız ki onlara da destek olabilelim, bunun için de, bizim için bir çınar olan Aynur Mısıroğlu ablamızın gölgesinde huzur bulmaya geldik tabiri caizse...
Çınar demişken, biliyoruz ki çınarın gölgesi serin, kökleri derin olur. Bizler de onun derin bilgilerinden istifade etmek isteriz... Bu zor dönemi atlatıp normalleşmeye nasıl ve nereden başlamalıyız? Zorluk karşısında nasıl bir duruşumuz olmalı?
Deprem özelinden konuştuğumuzda hep şununla yüzleşiyoruz, bilinçli ve tedbirli olmak depremi önlemez ama depremle baş etmemizi sağlar. Önceden hazırlıklı olmanın hayat kurtardığını da söylemeliyiz elbette... Ne dersiniz?
Uzmanlar devamlı olarak, "depremin ne zaman olacağı bilinmiyor, ama deprem bölgesi olduğumuz biliniyor, bunun için de hazırlıklı olmalıyız" şeklinde uyarılar yapıyorlar. Aynen ölüm biliniyor, ama ne zaman olacağı bilinmiyor ve hazırlıklı olmamız tavsiye ediliyor. İnsan canlısı neden bu uyarıları dikkate almaz?
Düne ve bugüne baktığımızda değişen şeyler var mı? Bizler bu değişime ne kadar ayak uydurabiliyoruz?