Muharrem Temiz - Bir Koyun Sürüsü Olduk (Canlı Performans - Türkü)

Описание к видео Muharrem Temiz - Bir Koyun Sürüsü Olduk (Canlı Performans - Türkü)

Ali Haydar Timisi'nin hazırlayıp sunduğu Anadolu'nun Yedi Rengi adlı #canlı performans #müzik programında Muharrem Temiz 'in seslendirdiği Bir Koyun Sürüsü Olduk adlı eser Youtube kanalımızda yayında...

© 2020 – Soundhorus - Tüm Hakları Saklıdır. All Rights Reserved.

ABONE OL ► https://bit.ly/2OewFRe / ► https://goo.gl/3VZQVA

Instagram ►  / anadolununyedirengi  
-----------------------------------------------------
SUNUŞ:

Anadolu, içinde yaşattığı uygarlıkların kültürel ve sosyal mirasının buluştuğu bir ırmak gibidir. Üzerinde yaşayan her toplum onu yüzlerce renkten oluşan bir mozaik haline getirmiştir. Mimariden müziğe, halk oyunlarından geleneklere kadar pek çok değer aynı potada erimiş ve kendilerini adına Anadolu dediğimiz bu ortak yurtta ifade etme imkânı bulmuştur. Dünyanın hiçbir coğrafyasına nasip olmayan bu kültürel birikim, tarih boyunca içinde yaşattığı uygarlıkların toplumsal ve bireysel yapılanmasında önemli bir etken olmuştur.

Aslan ve ceylanı aynı kucakta buluşturan Hacı Bektaş-ı Veli, "Ne olursan ol yine gel" diyebilen Mevlana, "Yaratılanı hoş gör, yaratandan ötürü" sözüyle insan sevgisini anlatan Yunus Emre, "Gelin canlar bir olalım" diyerek insanları birliğe beraberliğe çağıran Pir Sultan Abdal ve "Aynı varlık her bedende" sözüyle Tanrı'nın insanla bütünleşmesini ifade eden Aşık Veysel gibi ozanlar Anadolu kültürünün hoşgörü ve insan sevgisiyle biçimlenmesinde eserleri ve fikirleriyle önemli birer rol oynamışlardır. Bunlar gibi insanlığın en zıt kutuplarını bile aynı dergahta buluşturabilen Ahmet Yesevi, Hacı Bayram Veli, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Şah Hatâyi, Kul Himmet, Muhyi, Erzurumlu Emrah, Karacaoğlan, Seyrani, Teslim Abdal, Dertli, Dadaloğlu ve Köroğlu gibi ozanlar da yüzyıllardan beri telden dile, dilden gönüllere süzülerek Anadolu halkını hep doğruya, sevgiye ve barışa yönlendirmişlerdir.

“Anadolu’nun Yedi Rengi” adını verdiğimiz bu çalışmada amacımız Anadolu’nun en önemli halk çalgısı olan bağlamayı, geleneksel halk ezgileri eşliğinde bir kez daha duyurmaktır. Yüzyıllardan beri çalınan türkülerimizi bu kez de benim mızrabımdan dinlerken, belki yüzünüzde Çamlıbel’in rüzgârlarını hissedecek, belki Torosların isyanına ortak olacak veya bir asker mektubu okurcasına hüzünleneceksiniz. Her ne olursa olsun eminim ki, bu türküler hepinize umut olacak ve daha nice yüzyıllar boyu Anadolu’nun ırmaklarında coşkun sular gibi çağlamaya devam edecektir.

PRESENTATION:

Anatolia is like a river where cultural and social heritages of civilizations come together. All societies having lived in Anatolia so far, have made it a mosaic containing hundreds of colors. Many values, from architecture to music, from folk dances to traditions, have melted in the same pot and found an opportunity to express themselves on this common land, namely Anatolia. This cultural background, unique in the world, has been always important during history for social and personal structuring of civilizations which have existed in Anatolia.

Saints such as Haji Bektash Veli who was depicted while holding a lion and a gazelle on his lap, Rumi who said, “Come again whoever you are”, Yunus Emre who showed his humanity by saying, “love the created for the creator's sake”, Pir Sultan Abdal who called for a unity by stating, “Come, Let us Be One” and Aşık Veysel who expressed the commune of people with God, with the quote, “the same existence in each body” played an important role with their works and ideas for forming of Anatolian culture with tolerance and human love. Like them, Ahmad Yassawi, Hacı Bayram-i Veli, Abdal Musa, Kaygusuz Abdal, Shah Ismail I, Kul Himmet, Muhyi, Erzurumlu Emrah, Karacaoglan, Seyrani, Teslim Abdal, Dertli, Dadaloglu and Koroglu who could gather the most opposite poles of humanity under Islamic monastery roof directed Anatolian people to the truth, love and peace for thousands of years by sweeping from the strings to our tongues and then to our souls for centuries.

Our aim in this work titled “Seven Colours of Anatolia” is to promote baglama, the most important folk instrument of Anatolia, once again accompanied by traditional folk melodies. Perhaps, you will feel the winds of Camlibel on your face, maybe you will be a part of Taurus rebellion or you will be saddened by a soldier’s letter while listening to our folk songs having been played for centuries, with my own interpretation. Under any circumstances, I am sure that these songs will be a hope for all of your and will continue to gurgle like effervescence water in Anatolian rivers for many centuries.

www.soundhorus.com
www.timisi.com

Комментарии

Информация по комментариям в разработке