İçimizdeki Gizli Düşman…
Hazreti Muhammed Efendimiz demiştir ki:
“Sizde gizli olan düşmanı anlatsam, yiğitlerin bile ödü patlar, akıllıların aklı mahvolur. Gönül levhâsından niyâz parıltısı gidip, oruç ve namaza kuvvet kalmazdı. Bunu bilen, kedinin pençesinde bir fare gibi olur, kurt görmüş kuzu gibi şaşırırdı.”
Yine Hazreti Muhammed Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Eğer benim bildiğimi siz bilseydiniz mutlaka çok ağlar ve az gülerdiniz. Ebedîyen iştah ile yemek yemezdiniz. Ebedîyen isteyerek su içmezdiniz. Ve gölgelenmek için bir çatı altına girmezdiniz. Ve göğüslerinizi döverek dağlara, tepelere çıkar da nefslerinize ağlardınız.”
Bu gizli olan düşman nefstir. Görülmesi hâlinde insanı dehşete düşüren, hiçbir şeye iştah bırakmayan, dünyadan bezdiren bu düşmanla, bütün bu fenâ özelliklerine rağmen yüzleşmek zarûrîdir. Çünkü insanın Allah’ı canının içinde görmesi, o hazineyi nefsinde aramasına bağlıdır.
Hazreti Mevlâna der ki:
“Senin canının içinde bir can var, o canı ara. Dağının içinde bir hazine var, o hazineyi ara. Yürüyen dervişi arıyorsan, onu senden dışarıda arama, kendi nefsinde ara.”
Şüphesiz bu arayış çok zorlu bir arayıştır, kolay değildir. Tortunun süzülüp de, saf olanın meydana çıkması, çekilecek zahmetlere bağlıdır.
Hazreti Mevlâna şöyle buyurur:
“Tortuyu süzmek, safı meydana getirmek için aklımızın ne kadar zahmetler çekmesi lâzım. Kış ve güz imtihanlarıyla yazın harâreti, can gibi olan bahar, yeller, bulutlar, şimşekler; hep hâdiselerin zuhûr etmesi; rengi toprak olan yerin, yeninde yakasında bulunan kıymetli lâl taşı ile, âdî taşı meydana çıkarması içindir. Savaş erinin gönlü bir zaman ferahlar; bir zaman daralır, derde düşer.”
Kasîde:
O güzel, o ay yüzlü sevgili olmayınca bizim hâlimiz nice olur? Sorma, hele aşkından başımıza ne geldiğini, neler çektiğimizi hiç sorma!
Bak da gör, yerler de, gökler de onun yüzünün nûru ile doldu; onun boyunu bosunu, salınışını, edâsını hiç sorma!
Aşk gayreti ile inci taneleri gibi dökülen gözyaşlarıma bak, fakat aşk denizinin ne kadar saf olduğunu, dalgalarının ne kadar hoş olduğunu sorma!
Gönlümüzün kanına ayağını basma, sevdâdan da bana hiçbir şey sorma!
Ayağını basma diye yalvardığım, gönlümün kanını gör, fakat kimseye ondan bahsetme, bir şey söyleme; o şûh, kavgacı güzeli de hiç sorma!
Yüzbinlerce gönül kuşunun çok kanat çırptıkları için kanatlarının döküldüğünü gör; fakat Kâf Dağı'ndan, zümrüd-ü ankâdan bir şey sorma!
Onun aşkının belâsında yüzlerce kıyâmet var. Sen bugünkü kıyâmeti gör de, yarınki kıyâmeti hiç sorma!
(Dîvân-ı Kebîr, III/1208)
MEVLÂNA CELÂLEDDİN RÛMÎ
Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah'a emânet olun. Huu…
HASAN ÇIKAR DEDE
Derleyen ve Seslendiren: Sibel Safiye Avcı
Sabâ Ney Taksimi: Emre Işık
www.hasancikardede.com
www.mesnevideyolculuk.com
/ @birlikdukkani
#mesnevi #kuranikerim #mevlana #hzmevlana #hazretimevlana #mevlanarumi #rumi #mevlanacelaleddinrumi #hzsems #semsitebrizi #hazretisems #hzmuhammed #hazretimuhammed #hzali #hazretiali #hasancikardede #ehlibeyt #piran #evliyaullah #mesnevideyolculuk #birlikdükkanı #tasavvuf #sevgi #tevazu #ahlak #mevlevi #mevlevilik #insan #iman #aşk
Информация по комментариям в разработке