KENAN PARS 'Kelime-i Şehadet getirdiği söylendi, cenazesi kilisede düzenlendi. İtirafları şok etti.'

Описание к видео KENAN PARS 'Kelime-i Şehadet getirdiği söylendi, cenazesi kilisede düzenlendi. İtirafları şok etti.'

Türk sinemasında sert,kötü,zengin, ve soylu adam rolleriyle hafızalara kazınmış biriydi o. Gayrimüslim olduğu için askerde eline silah yerine kazma kürek verilen,hristiyanım ama İslamiyet dinine önem veriyorum diyen , Aynı toprağa ayak basıyoruz, aynı bayrağın altındayız, başka seçenek yok; birbirimizi sevmeliyiz.”sözleriyle çarpıcı açıklamalar yapan,500 üzerinde filmde yer alan,aynı zamanda yönetmen,yapımcı ve senarist olan,iki din arasında arafta yaşıyan,Ben kelime-i şehadet getirmiş bir türküm desede öldüğünde Hristiyanların ve Müslümanların cenazesini paylaşamadığı bir adamın ilginç hayat hikayesi bu.
Asıl adıyla kirkor cezveciyan olan kenan pars 10 mart 1920 tarihinde istanbulda dünyaya gelir .Ermeni asıllı türk oyuncu ailesinin işleri sebebiyle 1,5 yıl zonguldakta yaşadıktan sonra bakırköye yerleşirler.ilk ve ortaokulu Bakırköy Fransız okulunda bitirdikten sonra bizazyan ermeni lisesinden mezun olur.. Çilingirlik, tuhafiyecilik, emlakçılık ve ayakkabıcılık gibi işlerde çalışan Pars ikinci dünya savaşı yıllarında vatani görevini yapmak için askere gider.Bir yandan vatan savunması istenirken diğer yandan da ermeni olduğu için eline silah verilmez öteki mualmesi yapılır.Hayatı boyunca türklük Ermenilik,Hristiyanlık Müslümanlık arasında arafta yaşar.Türk sinemasıyla tanışması hem çocukluk arkadaşı hemde komşusu olan sırrı Gültekin vasıtasıyla olur.1953 yılında ömer lütfi akadın yönetmenliğini yaptığı öldüren şehir adlı filmle oyunculuğa ilk adımını atar.Gösterdiği performanstan dolayı başrol teklifleri gelmesi uzun sürmez.1955 yılında günahkar baba filminde muhterem nurla başrolü paylaşır.(film)Bu filmin ardından intikam alevi,yanık Kezban,çitlenbik,ömrüm böyle geçti,sosyete saban,elveda hatıralar,şoför Nebahat,vahşi kedi,lekeli kadın,küçük beyefendi,fatihin fedaisi,ne umduk ne bulduk ve parola kartal gibi 300’den fazla yapımlarda oynadı.Kenan pars 1961 yılında Bakırköy halk evinde tiyatro grubu kurarak duvarların ötesinde adlı oyunu sergileyerek tiyatro yönetmenliği yaptı.Yeteneğini farkeden usta sanatçı 1962 yılında mask film yapım şirketini kurdu.Oyunculuğun yanı sıra yönetmenliğe soyunan kenan pars oğlum,derdimden anlayan yok,cinayet gecesi,ölüm allahın emri,aklın durur ve bir ateşim yanarım adlı filmlerin yönetmenliğini yaptı.Ayrıca birkaç filminde senaryosunu kaleme aldı.70’li yıllarda erotik furyanın boy göstermesiyle hemde türk sinemasının krize girmesi nedeniyle beyaz perde uzun bir ara verdi.1977 yılında ikizde sevdik filminden sonra ekranlardan uzaklaşan kenan pars esnaflık yapmaya başladı.Verdiği bir röportajda sinemaya neden küstüğünü ve yaşadıklarını şu sözlerle anlattı; "Benim ellerim beceriklidir. Her şeyi yaparım ve en iyisini yapmaya çalışırım. Elim becerikli olduğu için ayakkabı dükkanı açtım. Ama 10 sene ağladım. Mesleğimi yapamıyordum çünkü. Sinemanın içine girdiği krizde esnaflığı tercih ettim. Ama bir mikrop mu desem, başka bir şey mi bilemiyorum. Kumarbaz vardır, hiç kazanamaz ama hep oynar. Benimki de o hesap. Hep büyük değişiklikler olmuştur diye, her seferinde döndüm sinemaya. Ama her şey bıraktığım gibi durdu. Şimdi de küstüm sinemaya. Ne yerli ne yabancı, hiçbir filme gitmiyorum. Küsüm."Geçmiş yıllara dönecek olursak usta oyuncu 1952 yılında kendisi gibi ermeni asıllı ve konyalı bir türk olan dikran uhi ile evlendi. bu evlilikten çiğdem adında kızları oldu.(film)Kenan pars için her şey göründüğü gibi değildi.Ermeni olması bazı kesimler tarafından hoş karşılansada bazı kesimler tarafından ötekileştirilip sevilmiyordu.Verdiği bir röportajda türk müsünüz sorusuna bile sinirlendiğini kelime-i şaadet getirmiş bir türk olduğunu şu sözlerle dile getirdi. İslamiyet’i tanıyorum. Kirkor Cezveciyan, sadece kimliğimdeki adım. Kullanmıyorum. Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kenan Pars’ım.Evimde 80’den fazla Atatürk resmi var. Şöyle anlatayım, dünyada kozmopolit üç ülke var: ABD, Rusya ve Türkiye. Amerika’daki halk, Amerikan. Ama doğma büyüme değil. Yahudisi’nden, İspanyolu’ndan, İngilizinden her milletten halk var. Rusya da öyle. Türkiye’de de Laz, Çerkez, Arap var. Ama asla ülkemiz Amerika ve Rusya gibi olmadı. Hepimiz kaynaştık. Şu anektodu çok severim: Atatürk’e bir gün suikast hazırlığı yapılıyor. Yapanlar yakalanıyor. Paşa, yaverlerine “Ermeni var mı içlerinde” diye soruyor. “Hayır” cevabını alınca “Boş ver o zaman” diyor. Şu anda Türkiye’de yaşayan Ermenilerin hiçbiri “Ben Ermeni’yim” demez. Çünkü her birinin bu topraklarda geçmişi var. Türkiye’de doğan, Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanını taşıyan, bir Türk gibi yaşayan bir adama ne denir türk denir? Ben bir Türk’üm. Türk olmanın anlamını hissediyorsan sen de bir Türk’sün.Yine aynı röportajında dininizi değiştirdiniz mi,hristiyansınız ama İslamiyet dininede önem veriyorsunuz sorusuna şu ilginç açıklamaları yaptı; Hayır. Ben 25 yıl kilisede okudum. Annem vefat ettikten sonra kiliseye gitmedim. Dualar bana dokunuyordu. Kiliseyi rahatsız ettim. Babam, ağabeyim, ablam öldü. #KenanPars #Sinema #Yeşilçam

Комментарии

Информация по комментариям в разработке