Hûd Suresi 17-39. Ayetleri Tefsiri | Ali Küçük Hoca ile Tefsir Dersleri | Besâiru'l Kur'an

Описание к видео Hûd Suresi 17-39. Ayetleri Tefsiri | Ali Küçük Hoca ile Tefsir Dersleri | Besâiru'l Kur'an

Rabbinden gelmiş açık bir delile dayanan kimse (hiç ötekiler gibi olur mu)? Bu delili de rabbinden gelen bir şahit izliyor; ayrıca ondan önce de bir önder ve rahmet olarak Mûsâ’nın kitabı var. İşte bunlar ona inanırlar; çeşitli gruplardan onu inkâr edenlerin varacağı yer ise cehennem ateşidir. Bundan şüpheniz olmasın; bu rabbin tarafından bildirilmiş bir gerçektir; fakat insanların çoğu inanmazlar.
Allah hakkında yalan yanlış şeyler uydurandan daha zalim kim vardır! Onlar (kıyamet gününde) rablerinin huzuruna çıkarılacaklar, şahitler de “İşte bunlar rablerine asılsız şeyler isnat edenlerdir” diyecekler. Bilin ki, Allah’ın lâneti zalimlerin üzerine olacaktır!
O zalimler, Allah yolundan alıkoyan ve onu eğri göstermeye çalışanlardır; âhireti inkâr edenler de işte bunlardır.
Onlar yeryüzünde (Allah’ı) âciz bırakacak değillerdir; kendilerini Allah’ın azabından koruyabilecek yardımcıları da yoktur; cezaları kat kat olacaktır. Çünkü onlar (hakikati) ne görebiliyorlar ne de işitebiliyorlardı.
İşte kendilerine yazık edenler bunlardır; uydurdukları (tanrılar) da yanlarından kaybolup gitti.
Şüphesiz bunlar, âhirette en çok ziyana uğrayanlardır.
İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapan ve rablerine gönül huzuruyla teslim olanlara gelince, işte onlar cennetliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
Bu iki grubun durumu, kör ve sağır olan kimse ile gören ve işiten kimsenin durumuna benzer. Bunlar eşit olur mu? Hâlâ ibret almıyor musunuz?
Gerçek şu ki biz Nûh’u kavmine elçi olarak gönderdik; şöyle dedi: “Allah’tan başkasına tapmayın!” diye size gönderilmiş açık bir uyarıcıyım. Doğrusu ben, başınıza gelecek can yakıcı bir günün azabından korkuyorum” dedi.
Kavminin ileri gelen inkârcıları, “Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Sana sığ görüşlü ayak takımımızdan başkasının uyduğunu da görmüyoruz. Sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de kabul etmiyoruz, bilâkis sizin yalancı olduğunuz kanaatini taşıyoruz” dediler.
Nûh şöyle dedi: “Ey kavmim! Bir de şöyle düşünün: Ya benim, rabbimden gelmiş açık bir delilim varsa ve O kendi katından bana rahmet vermiş de siz bunu anlamamışsanız! Siz rahmeti istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayabilir miyiz?
Ey kavmim! Buna karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim ecrim sadece Allah’a aittir. (Siz istiyorsunuz diye) ben iman edenleri kovacak değilim; onlar (imanları sayesinde) rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi bilgisizliğe gömülmüş bir topluluk olarak görüyorum.
Ey kavmim! Onları kovarsam, beni Allah’a karşı kim koruyabilir? Düşünmüyor musunuz?
Size, ‘Allah’ın hazineleri benim yanımdadır’ demiyorum, gaybı da bilmem, melek olduğumu da söylemiyorum. Sizin hor gördüğünüz kimseler için, ‘Allah onlara faydalı şeyler vermeyecektir’ diyemem. Onların içlerinde olan şeyi Allah daha iyi bilir. Bunları yaparsam gerçekten zalimlerden olurum!”
Dediler ki: “Ey Nûh! Gerçekten bizimle tartıştın ve bizimle çok fazla mücadele ettin. Eğer doğrulardan isen, bizi tehdit ettiğin azabı başımıza getir!”
Nûh dedi ki: “Onu size ancak dilerse Allah getirir. Siz (O’nu) âciz bırakamazsınız.
Eğer Allah sizi azgınlığınızın içinde bırakmayı dilemişse, ben size öğüt vermek istesem de öğüdüm size fayda vermez. O sizin rabbinizdir ve O’na döndürüleceksiniz.”
Yoksa, “Bunu o kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurduysam sorumluluğu bana aittir. Fakat benim sizin işlediğiniz günahtan sorumluluğum yoktur.”
Nûh’a vahyolundu ki: “Kavminden daha önce iman etmiş olanlardan başkası artık inanmayacak. Sakın onların yaptıklarına üzülme!
Bizim gözetimimiz altında ve öğrettiğimiz şekilde gemiyi yap, haktan sapanlar için bana başvuruda bulunma! Onlar boğulacaklar!”
Nûh gemiyi yaparken, kavminin ileri gelenleri yanına uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: “Bizimle alay ediyorsanız edin bakalım! Ama bilin ki sizin alay ettiğiniz gibi (günü gelecek) biz de sizinle öyle alay edeceğiz!
Rezil edecek bir cezaya kimin çarptırılacağını, sürekli azabın kimin başına geleceğini yakında göreceksiniz!”


Kısa kesitler halindeki davet içeriklerinin kalıcı olmadığını fark ederek, Josef İslam ekibi olarak başı ve sonu belli uzun soluklu derslerin kalıcı ve faydalı olduğunu tecrübe ederek merhum Ali küçük Hoca'nın tefsir derslerini siz kıymetli takipçilerimizin istifadesine sunuyoruz. Allah'tan, bu çalışmayı tüm İslam alemi adına bereketli kılmasını niyaz ediyoruz.

Not: Dersleri hazırlarken, sosyal medyada daha önce yayınlanmış olan bu derslerin kontrolsüz bir şekilde eksik, dağınık ve yanlış bir şekilde yayınlandığını fark ettik. Her dersi tek tek dinleyerek bu sıkıntıları giderip doğru bir şekilde sizlerin istifadesine sunuyoruz.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке