Türkiye'de Sanat ve Felsefe'ye Yönelim Var mı?

Ülkemiz yalnızca doğa bakımından değil, düşünce ve kültür bakımından da çoraklaştı.
Kentlerimizin durumu içler acısı. toplumsal/siyasal yaşam değerlerimiz yozlaştıkça, beklenebileceği üzere bir yandan geniş kitleler arasında umursamazlık ve duyarsızlık görüntüleri çoğalırken, öte yandan küçük ve fakat dirençli kesimlerde bu değerlere ilişkin güçlü bir farkındalık da o oranda görünür hale geliyor.
Acaba bunca çoraklığa karşın ülkemizde sanata ve özellikle felsefeye yönelik yoğun ilgi belirlenimleri de gerçekten artıyor mu, yoksa yalnızca artıyormuş gibi mi algılanıyor?
Bu artış bir yanılsama mı, yoksa gerçeğin bir resmi mi?
Bu tür sorular, her şeyden önce felsefenin nasıl tanımlandığıyla ilgili.
Arttığı düşünülen, acaba bir yaşam biçimi olarak felsefe mi, yoksa bir düşünme biçimi olarak felsefe mi?
Belki ikisi de değil.
Bu söyleşide işte bu yanılsamayı ele alıyoruz: bir söylem biçimi olarak felsefeyi.

Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!

Katıl butonu için:
   / @ducanecundiogluresmikanal  

Düzenli dersler için:
https://felsefedersleri.com