Elde Kur’an gibi bir mucize var iken,
Başka delil aramak, aklıma zâid görünür.
Her ayetinde hakikat, her harfinde nur,
İşte Yirmi Beşinci Söz, gerçeği sunar durur.
Kur’an'ın belagatı, ilm-i kaideleriyle,
Mucizelerin ışığında yolumu bulurum.
Şüpheler silinir, hakikat parlar,
Kur’an'la aydınlanır gönlüm her daim.
Mülhidler, ehl-i fen, şeytanın vesvesesi,
Eleştiriler gelir de, cevabı kat’î sunar.
"Ve şafkât suresinde güneş sürülür,"
Mu‘cizât-ı Kur’âniye, hakikatle dolu.
Kur’an'ın belagatı, ilm-i kaideleriyle,
Mucizelerin ışığında yolumu bulurum.
Şüpheler silinir, hakikat parlar,
Kur’an'la aydınlanır gönlüm her daim.
Hızla yazıldı belki, ama derin ve kuvvetli,
Edebiyatın zirvesi, Arap iliminde.
Bilginler şaşar, yücelten bu eser,
Kur’an'ın inceliği, her daim yaşar.
İlm-i belagat, ulûm-u Arabiye,
Her ayette bir sır, her cümlede hikmet.
İkna eden deliller, ispat edilen doğrular,
Mu‘cizât-ı Kur’âniye, hakikatin adı.
Kur’an'ın belagatı, ilm-i kaideleriyle,
Mucizelerin ışığında yolumu bulurum.
Şüpheler silinir, hakikat parlar,
Kur’an'la aydınlanır gönlüm her daim.
Bu kutsal risale, rehberimiz olur,
Hakikatın ışığında, yolumuza ışık.
Kur’an'ın mucizeleri, kalbimize işler,
İmanla yürürüz, nurla dolu yolda.
Информация по комментариям в разработке