CEHENNEME GİDERSEK YANDIK- CEHENNEM AZABI - HÜSEYİN ORUÇ

Описание к видео CEHENNEME GİDERSEK YANDIK- CEHENNEM AZABI - HÜSEYİN ORUÇ

Cehennem nedir? Cehennem nasıl bir yerdir? Cehennem’e götüren zahiri-batini haramlar nelerdir? Cehennem neden var? Kimler cehenneme girecek? Cennet ve Cehennem ehlinin özelikleri nelerdir? Cehennem azabı nasıl olacak? Cehennem ile ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Cehennem hakkında merak edilenler.
Ebedî saâdet yurdu cennet ve Cenâb-ı Hakk’a isyan etmelerinden ötürü ilâhî azâba müstahak olanların gireceği cehennem yaratılmış vaziyettedir ve şu anda mevcuttur. Kıyâmet koptuktan sonra cehennem, bulunduğu yerden Mahşer yerine getirilecektir. Hidâyet güneşinden kaçarak küfrün karanlığında kalmayı tercih eden bedbahtlar, onunla cezalandırılacaktır.

Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyrulmuştur:

“O gün cehennem getirilir, insan yaptıklarını birer birer hatırlar. Fakat bu hatırlamanın ne faydası var!?” (el-Fecr, 23)

Resûlullah sallâllâhu aleyhi ve sellem Efendimiz de hem bu hakîkati hatırlatmak, hem de cehennemin büyüklük ve dehşetine dikkat çekmek için şöyle buyurmuşlardır:

“Hesap gününde cehennem getirilir. Cehennemin yetmiş bin dizgini ve her bir dizgini çeken yetmiş bin melek vardır.” (Müslim, Cennet, 29)[1]


Âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“O gün Cehennem’e «Doldun mu?» deriz. O da «Daha var mı?» der.” (Kāf, 30)

Peygamber Efendimiz sallâllâhu aleyhi ve sellem, bu âyet-i kerîmede bildirilen hâdiseyle alâkalı olarak şöyle buyurmuşlardır:

“Cehennem’e suçlular atıldıkça o, «Daha var mı?» diye sorar durur. Nihayet izzet sahibi olan Rabbimiz, üzerine ayağını[2] koyunca büzüşüp toplanır (içindeki boşluklar kapanır) ve (cehennem bu defa):

«‒İzzetin ve keremin hakkı için yeter, doldum artık!» der. Cennetteki fazla yerler ise devam eder. Allah Teâlâ oralar için yeni kullar yaratır ve onları cennetin artan yerlerine iskân eder.” (Müslim, Cennet, 38)

Hadîs-i şerîfte ifâde edilen, cennetin boş kalan yerleri için kendilerine ihsanda bulunacağı kullar yaratması ve cehennemin boş kalan yerlerini ise toplayıp yok etmesi, hem Cenâb-ı Hakk’ın kimseye zulmetmeyeceğinin[3] hem de rahmetinin gazabını geçmiş olduğunun bir ifâdesidir.


İbn-i Abbâs radıyallâhu anhumâ da kışın en soğuk zamanı olan zemherîr ile alâkalı olarak şöyle buyurur:

“Cehennem ehli sıcaktan kurtulmak için yardım isterler. Onlara yardım olarak soğuk bir rüzgâr gönderilir (zemherîr). Bu öyle bir soğuktur ki, şiddetinden cehennemliklerin kemikleri kırılmaya başlar. Bunun üzerine (onlar) tekrar Cehennem ateşine dönmeyi isterler.”[4]

Dünya şartlarında ateş, yaktığı şeyi yer bitirir. Lâkin âhirette ölüm ortadan kaldırılıp her şey ebediyet vasfı kazanacağı için, kâfirler ölmez ve azapları da sürekli bir sûrette devam eder. Hattâ hadîs-i şerîflerde bildirildiği üzere, azâbın şiddetini daha çok tadabilmeleri için vücutları daha büyük ve mukâvemetli yaratılır.

Sonsuz bir rahmet ve merhamet sahibi olan Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerîm’inde biz kullarını bu şiddetli azâba düşmekten sakınmamız için defalarca îkaz buyurmaktadır.

Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şerîflerde bize bildirilen âhiret haberleri, aslâ efsâne kabîlinden şeyler değil, tıpkı ölüm gibi mutlak sûrette insanoğlunun karşılaşacağı hakîkatlerdir. Bu sebeple o haberleri ciddiyetle öğrenip muktezâsınca amel etmek ve fırsat eldeyken ebedî hayata güzelce hazırlanmak îcâb eder.

Cehenneme dâir verilen ilâhî ve nebevî haberlerin ciddiyetini idrâk edemeyip onları dünyevî intibâlarla ve kendi nâkıs akıllarıyla ölçmeye çalışan küfür mantığının içine düştüğü gülünç, ahmakça ve acınacak hâli, şu hâdise ne güzel ortaya koymaktadır:

İbn-i Cerîr, İbn-i Abbâs -radıyallâhu anhumâ-’dan naklettiği bir hadiste şöyle anlatmaktadır:

“(Sekar Cehennemi’nin) üzerinde on dokuz (muhafız melek) vardır.” (el-Müddessir, 30) âyet-i kerîmesi nâzil olduğunda (Allah ve Rasûl’ünün düşmanı) Ebû Cehil, Kureyş’e:

“–Analarınız size ağlasın!” dedikten sonra Peygamber Efendimiz’i kastederek;

“–İbn-i Ebî Kebşe size, cehennem bekçilerinin on dokuz olduğunu haber veriyor. Siz ki bu kadar çok ve güçlüsünüz. Sizden on kişi cehennem bekçilerinden birini tutamayacak (hakkından gelemeyecek) mi?” demişti. İşte bunun üzerine Allah Teâlâ Peygamber’ine, Ebû Cehil’e gitmesini ve ona;

“–Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun! Yine yazıklar olsun sana, yazıklar olsun!” demesini vahyetmiştir. (Süyûtî, Lübâbu’n-Nukūl, II, 189)

Şu âyet-i kerîmeler, husûsan Ebû Cehil, umûmen ise onun gibi gurur, kibir ve küfür şaşkınlığı içindeki gâfillere hitâb etmektedir:

“Lâyıktır (o azap) sana, lâyık! Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık!” (el-Kıyâme, 34-35)

#CEHENNEM #KABİR #ATEŞ

Комментарии

Информация по комментариям в разработке