UNLESS Konu Anlatımı

Описание к видео UNLESS Konu Anlatımı

Şart koşmada kullanılan bir kalıptır.
Örneğin:
1. Unles you come, …………… = Sen gelmedikçe, ………
2. Unless you phone me, …… = Sen beni aramadıkça, ……..
3. Unless you have a car, …… = Araban olmadıkça, ……
4. Unless you hurry up, ………. = Acele etmedikçe, ……
5. Unless you study hard, …… = Sıkı çalışmadıkça, ……

Yukarıdaki örneklerde de dikkat ettiyseniz ‘’unless’’ den sonraki cümle olumlu olduğu halde olumsuz bir anlam veriyor. Bu olumsuzluk anlamını ‘’unless’’ cümleye katmaktadır. Yukarıdaki cümleleri tamamlarsak;

- Unless you come, I won’t go. (Sen gelmedikçe, ben gitmeyeceğim.)
- Unless you phone me, I won’t wait for you. (Beni aramadıkça, seni beklemeyeceğim.)
- Unless you have a car, you can’t get to work on time. (Araban olmadıkça, işe tam zamanında ulaşamazsın.)
- Unless you hurry up, we will miss the train. (Acele etmedikçe, treni kaçıracağız.)
- Unless we study hard, we won’t be able to pass the exam. (Sıkı ders çalışmadıkça, sınavı geçemeyeceğiz.)

‘’unless’’ cümlenin başına gelirse iki cümle arasına virgül koymayı unutmayınız. Eğer ‘’unless’’ cümlelerin ortasına gelirse virgül konulmaz. Yine ‘’unless’’li cümlelerde ‘’will’’ we ‘’would’’ kullanılmaz.

- Unless you have money, you can’t buy a big house.
You can’t buy a big house unless you have money. (Paran olmadıkça büyük bir ev satın alamazsın.)
- Unless you listen to me, you won’t know what to do.
You won’t know what to do unless you listen to me. (Beni dinlemezsen ne yapacağını bilmeyeceksin.)

unless yerine except if kalıbınıda kullanabiliriz. Anlam olarak bir fark olmayacaktır.

- You can’t get in except if you have a ticket.
- You can’t get in unless you have a ticket.
- Except if you have a ticket, you can’t get in.
- Unless you have a ticket, you can’t get in.




Örnekler:

1. Unless/Except if we know where to look, we won’t be able to find the phone. (Nereye bakacağımızı bilmezsek, telefonu bulamayacağız.)
2. I wouldn’t eat this unless I were really hungry. (Eğer çok aç olmasaydım bunu yemezdim.)
3. Except if they were on sale, I wouldn’t have bought these shoes. (Bu ayakkabılar indirimde olmasaydı, onları satın almazdım.)

Örnekler:

 You can’t enter the concert unless you have a ticket. (Biletin olmadıkça konsere giremezsin.)

Bu cümleyi şu kalıplarlada ifade edebiliriz;

- You can’t enter the concert except if you have a ticket.
(=unless)
- You can enter the concert only if you have a ticket. (Konsere eğer sadece biletin varsa girebilirsin.)
Örnekler:

1. You pass the exam only if you study hard. (Eğer sadece sıkı çalışırsan sınavdan geçersin.)
2. Unless/Except if you study hard, you can’t pass the exam. (Sıkı çalışmadıkça, sınavdan geçemezsin.)
3. You can buy a fast car only if you are rich. (Eğer sadece zenginsen hızlı bir araba satın alabilirsin.)
4. You can’t buy a fast car unless/except if you are rich. (Zengin olmadıkça hızlı bir araba satın alamazsın.)

Комментарии

Информация по комментариям в разработке