Yeşilçamın Kandırılan Adamı Mahmut Orhan'ın Yürek Burkan Hayatı

Описание к видео Yeşilçamın Kandırılan Adamı Mahmut Orhan'ın Yürek Burkan Hayatı

Türk sinemasının özel isimlerinden biri olmasına rağmen uygulanan ambargo nedeniyle sinemadan uzaklaştırılan bir adamdı. Bazılarına göre Türkiye'nin en iyi oyuncusu olan Mahmut Cevher, Necla Nazırlı, Cüneyt Hakanlı, Fikret Hakanlı gibi filmlerin baş kahramanlarındandı. İşte size, sinemaya küsüp yoluna devam eden bu adamın kariyeri boyunca yaşadıklarını anlatacağım. Mahmut Cevher, 20 Nisan 1949 tarihinde Bursa'nın Gemlik ilçesinde dünyaya geldi. Hareketli, hiperaktif ve zeki bir çocuktu. Ortaokul yıllarına kadar Gemlik'te yaşadı. Ancak zor zamanlar, çocukluk yıllarında başladı Mahmut Cevher için. Sadece 10 yaşındayken babasını kaybetti. Babasını kaybettikten sonra kısa bir süre içinde amcasını ve dedesini de kaybetti.
Henüz 12 yaşındayken ailenin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldı. Bu yıllardan itibaren çalışarak annesine destek oldu. Hayalinde denizci olmak vardı ve bu hayallerle 18 yaşındayken liseyi yarıda bırakarak Danimarka'ya gitti. Arkadaşlarının yardımıyla bir gemide iş buldu ve okyanuslarda gezerek, Kuzey Kutbu'na kadar ilerledi. Bir süre orada kaldıktan sonra Danimarka'ya geri döndü. Bu arada annesi, oğlunu çok merak etmiş ve onun peşinden Danimarka'ya kadar gelmişti. Daha sonra askerlik hizmeti için Türkiye'ye geri döndü. 20 aylık askerlik sürecinin ardından bir ilkokul öğretmeniyle evlendi ve bu evlilikten Yonca adında bir kızı oldu. Kızı da yıllar sonra babasının izinden giderek oyunculuk mesleğini seçecek ve sanatı hayatının merkezine koyacaktı.
Mahmut Cevher, yakışıklılığı ve çekici kişiliğiyle dikkat çeken genç bir adamdı. İlk film deneyimini 1975 yılında İtalyanlarla birlikte gerçekleştirdi. Küçük bir rol olmasına rağmen İtalyanları etkiledi. Film ekibi onu İtalya'ya götürmek istedi, ancak Mahmud bu teklifi reddetti. İlk filminden sonra bir tanıdığının yanında yedek parçacı olarak işe başladı. Bu dönemde birkaç film denemesi de oldu. "Beyoğlu Kanunu" ve "Darbe" adlı filmlerde kamera karşısına geçti. İlk filminde Fikret Hakan, Cüneyt Arkın ve Ahmet Sezerel gibi önemli isimlerle birlikte çalıştı. Filmde rol gereği Fikret Hakan'ın attığı bir tokat sonrası yere savruldu. Bu savrulma sonucunda elini kırdı, ancak tek bir sızı çıkarmadı. Elini sargılayıp rolünü devam ettirdi çünkü kovulmaktan korkuyordu. 1976'da, uzun süredir katılmayı düşündüğü bir yarışmaya katıldı; ses dergisi tarafından düzenlenen bu yarışma. 3000 kişi arasından finale kalmayı başardı, ancak çevresine baktığında kendisine hiç şans verilmediğini hissetti. Herkes jürinin torpil olduğunu düşünüyordu, ancak o yine de hak ettiği yeri aldı.
Sonuçları beklerken bir köşede durduğu sırada Cüneyt Arkın yanına gelip "Ne yapmaya geldin buraya?" dedi. Sonra da "Hadi gitsen birincisin!" diyerek Mahmut'a müjdeli haberi verdi. 3000 kişi arasından birincilik kazanmak hiç de kolay değildi ve Mahmut Cevher bunu hiçbir torpil olmadan başarmıştı. Yarışmada birinci olan kişiyle 3 yıllık bir anlaşma yapılıyordu; yılda 6 film çekme hakkı dahil. Birincilikten sonra oynadığı ilk film "Aile Şerefi" oldu. Bu film, Suphi Tekiner'in yazdığı, Orhan Aksu'nun yönettiği ve Ertem Eğilmez'in yapımcılığını üstlendiği bir film oldu. Filmde Adile Naşit, Münir Özkul, Itır Esen, Eriş Akman, Mahmut Hekimoğlu ve Ayşen Gurudağ gibi önemli isimlerle birlikte rol aldı. TRT2'de yayınlanan ve Hülya Koçayit'in sunduğu "Hayatlara Konuk" adlı programda, bu filmle ilgili olarak şunları söyledi: "Aile Şerefi, benim için hem şans hem de şanssızlıktı." Ertem abinin bir ekibi vardı. Kemal Sunallar, Şener Şenler, Müjde Arlar, Adile Naşitler falan.
#yeşilçam #yeşilçamoyuncuları #yeşilçam #yeşilçam #mahmutcevher

Комментарии

Информация по комментариям в разработке