kürdili hicazkâr longa | kemani sebuh efendi

Описание к видео kürdili hicazkâr longa | kemani sebuh efendi

Herkes tarafından kulakça bilinen ama sorulsa çoğunun bestekârından dahi bihaber olduğu bu güzel eser Kemani Sebuh Efendi’ye aittir. Günümüzde ne yazık ki halk tarafından Ramazan aylarında icra edildiği zannedilir lakin mesele öyle değil. Kemani Sebuh Efendi tarafından bestelenmiş bu güzelim kürdili hicazkâr Longa’nın ne tür bir ilim olduğunu müşahede etmek için gelin hep birlikte şuraya bakalım:

‘’Bestekâr ve hanende Hacı Arif Bey tarafından terkip edilmiş olan bu makamı kullanılış yönüyle şed ve birleşik olarak ikiye ayırıp ele almak gerekir. Makam, dört şekilde kullanılmıştır.

1. Şekil. Arel-Ezgi nazariyatına göre kürdi makamı dizisinin rast perdesindeki inici şeddinden ibaret olup dizisi, rast perdesi üzerindeki kürdi dörtlüsüne çargah perdesinde bir buselik dizisinin katılmasından meydana gelmiştir. İnici bir makam olduğu için güçlüsü tiz durak gerdaniye perdesi, yedeni acem-aşiran perdesidir. Durak perdesi üzerinde bulunan kürdi dörtlüsünün simetrik olarak tiz durak üzerine göçürülmesiyle makamın genişlemesi yapılır ve böylece giriş seyrinde gezinilebilecek bir seyir alanı temin edilmiş olur. Ayrıca güçlü gerdaniye perdesinde kürdi çeşnisiyle yarım karar yapılır.

Arel-Ezgi sisteminde makamın bu şekildeki tarifi bir basit makamın basit bir şeddinden ibarettir. Hâlbuki Hacı Arif Bey tarafından “hicazkar-ı kürdi” veya “hicazkâr kürdi” adıyla anılan bu makam bizzat mucidi tarafından bileşik bir makam olarak ve birkaç şekilde kullanılmıştır.

Hangi şekil olursa olsun kürdili hicazkâr makamının seyrine tiz durak gerdaniye perdesi civarından başlanır. Kullanılan şekle göre tiz taraftaki çeşnilerde karışık olarak gezinildikten sonra gerdaniye perdesinde kullanılan şeklin çeşnisiyle yarım karar yapılır. Daha sonra tiz ve orta bölge çeşnilerinde karışık gezinilip asma karar gösterilerek ortak seslerden istifade ile rasttaki kürdi dizisine geçilir. Bu dizide de karışık dolaşıldıktan sonra rast perdesinde kürdi çeşnisiyle tam karar yapılır.

1. şekil için Münir Nurettin Selçuk’un, “Bu yıl da böyle geçti şirin sözlü sevgili” ve Muzaffer İlkar’ın, “Gel sen bize akşam yine mehtab görünsün” mısralarıyla başlayan semai usulünde; Alaaddin Yavaşça’nın düyek usulünde, “Geçmesin günümüz sevgilim yasla” mısrasıyla başlayan şarkıları; 2. şekil (hicazkârlı) için Hristaki Efendi’nin aksak usulünde, “Gidelim Göksu’ya bir âlem-i âb eyleyelim” mısrasıyla başlayan şarkısı verilebilir. 3. şekil (arazbarlı) için de yine Hacı Arif Bey’in curcuna usulünde, “Sende aceb uşşaka eziyyet mi çoğaldı” … şarkısı; 4. şekil için Hacı Kirami Efendi’nin devr-i kebir usulünde, “Sanmayın maziyi der-hatır ederken ağlarım” mısrasıyla başlayan bestesi… bu makamın en güzel örneklerindendir.’’

Kaynağı ve daha fazlası için;
https://islamansiklopedisi.org.tr/kur...


*


Görüldüğü gibi musiki, bir ilimdir; bilim değil.
Münasebeti olanlara bu sebeple musiki âlimi denir; müzikolog değil.

Musiki, bir çabadır; eğlence unsuru değil. Hobi olsun diye yapılmaz, eğlence için kullanılmaz.

Musikinin bir gayesi vardır, o gayeye hizmet için musiki yapılır. Bu gaye ise tüm gelenekli sanatlarda olduğu gibi tektir, Mutlak Güzel'e yöneliktir.


Notası için; http://projetsm.com/uploads/attachmen...

Комментарии

Информация по комментариям в разработке