Kırmızı Gül Olsan - Loudingirra Özdemir (Mexico City, MEKSİKA)

Описание к видео Kırmızı Gül Olsan - Loudingirra Özdemir (Mexico City, MEKSİKA)

AĞLAYAN KIZ

Videoda görüldüğü üzere, türkü çığırıyordum. Etrafımda birkaç kişi toplanmıştı. Birden yağmur yağmaya başladı. Etrafımdakiler, gittikçe şiddetlenen yağmura rağmen dağılmamıştı. Bunun üzerine, sazımın ıslanması pahasına türkü bitinceye kadar çalıp çığırmaya devam ettim. Türkü bittiğinde sazım epeyce ıslanmıştı. Apar topar arkadaki binanın saçağına sığındım. Şimdi yağmur bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Saçağın altında bekleşen kalabalığın arasından yaşlı bir kadın yanıma sokuldu ve kendi telefonuyla çektiği görüntüleri izleterek:

    "Şu kızı görüyor musun? Seni dinlerken deliler gibi ağlıyordu."dedi.

    Çektiği görüntüleri izledim. Kız gerçekten ağlıyordu. Etkilenmiştim. Etrafıma bakındım, ağlayan kız ve beraberindekiler, az ilerdeki binanın saçağı altında yağmurun geçmesini bekliyorlardı. Yaşlı kadınla birlikte yanlarına gidip onlarla tanıştık. Onların anlattıklarını yaşlı kadın bana tercüme ediyordu. Yirminci yüzyılın başında, kızın büyük dedesi İstanbul'dan Meksika’ya göç etmiş. Yahudilermiş. Osmanlı pasaportuyla gelmişler. Kız, çocukluğunda, dedesinin ara sıra evde Türk Müziği dinlediğini hatırlıyormuş. Kulağı Türk müziğine aşinaymış. Birkaç ay önce ise dedesini kaybetmiş. İlk defa sokakta Türk müziği söyleyen birisine rast gelmesi onu duygulandırmış. Ağlaması bu yüzdenmiş. Benim niye burada olduğumu sordular. Kendimi tanıttım. Gece sokaklarda dolaşmamamı, kalacak yer bulamadığım durumlarda mutlaka kendilerine haber vermem gerektiğini ve evlerinde seve seve konuk edebileceklerini söylediler. Yağmur dinince bir restorana geçip birlikte bir şeyler yiyip içtik. Ardından ben oradan ayrılıp akşam konaklayacağım yeni bir çatıya yollandım.

    Yağmur bulutları dağılmıştı. Artık parlak bir gök ve yakıcı güneş vardı; ama bir yandan da hava ne kadar da serindi Gideceğim yer on kilometre uzaklıktaydı. Yolu neredeyse yarılamıştım. Şimdi etrafımda yanık tenli insanlar görüyordum. Sıska bacakların ve dar bir kalçanın taşıdığı tıknaz bir gövdeye sahiptiler. Düz, kimi zaman mora çalan simsiyah saçları vardı ve  yüzleri maskeyle kapalıydı. Yol boyunca bakışlarım bu insanların üzerinde başıboş geziniyordu. Bazı bazı inatçı bir çift göze denk geldiğimde, o vakit bakışlarım telaşla gökyüzüne kayıp orada sönüyordu. İçimde yepyeni bir duygu vardı. Zihnim, beni bu ülkeye getiren tüm o can sıkıcı süreci hiç yaşamamış, sanki hep burada, bu anın içimdeymişim gibi davranıyordu. "Paha biçilmez bir an!" diye içimden geçirdim. İşte, başımda bir çatı olmadan da yaşamımı sürdürebildiğim tropikal bir ülkedeydim yeniden. Evsizlerin, günübirlik yaşayanların, toplum baskısını ve yasaları umursamayanların gökyüzüyle barışık yaşadığı bir coğrafyadayım. Bir gün olsun aynaya bakmamış; ama her seferinde büyük bir özgüvenle, bakımsız dişlerini göstere göstere etrafa gülümseyen bu insanlar, modern zamanlardan arda kalan belki de son doğal varlıklardı.

    İki geniş caddenin kesiştiği kocaman bir kavşağa geldim. Cebimden, adresin yazılı olduğu kağıdı çıkarıp ona şöyle bir göz attım. Kağıt iyice kırışmıştı. En altta, el yazısıyla bir not düşülmüştü:

     "Seni Soriana mağazasının girişinde bekleyecek. Adı Fernanda."

    Kağıdı cebime geri koyup etrafıma bakındım. Güneş, dikey ışınlarını cömertçe asfalta saçmıştı. Akan trafiğin gürültüsü, sessizliği bulandırmıyordu. Alçak bir binanın kısa gölgesinde genç bir bayanın beklediğini gördüm. Ona yanaşıp yol sordum. Önce el kol işaretleriyle yolu tarif etmeye çalıştı. Anlamamıştım. Saf bir utangaçlık yüzünü kapladı. Güzel bir yüzü vardı. Kendisini takip etmemi ister gibi başını omzunun üzerine eğerek önüme düştü. Arkasından, buna gerek yok diye seslensem de, o kararlı bir şekilde önümde yürümeye devam etti. Ona yetişip teşekkür ettim. Biraz sonra Soriana mağazasının önündeydik. Fernanda gelinceye kadar, genç bayanla sözlük yardımıyla biraz sohbet ettik. Avukatmış. İşten çıkıp eve gidiyormuş. Ben ona adres sorduğumda gölgede öylesine bekliyormuş. Hiç acelesi yokmuş. Bu nedenle benimle birlikte bekliyor olmasının kendisi açısından hiçbir sakıncası yokmuş.

YAZININ DEVAMI YORUMDA.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке