Aşk Dediğin Böyle Olmalı (Çobanın Aşkı) - Serdar Tuncer

Описание к видео Aşk Dediğin Böyle Olmalı (Çobanın Aşkı) - Serdar Tuncer

​‪@MyMecra‬ 'da yaptığımız "Biri Bir Gün" programından bir kesit: Aşk Dediğin Böyle Olmalı (Çobanın Aşkı)

Videonun tümünü izlemek için:    • Çobanın Aşkı Hikayesi - B08 - Biri Bi...  

İyi İzlemeler...

Çobanın Hikayesi ...

Aşıktı Çoban. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşına anlatıyordu halini:

– Gözlerim günlerdir uyku görmedi, yemiyorum, içmiyorum, işi gücü, gecem gündüzüm havam suyum o kız oldu sanki. Ne desem kâr etmiyor, son bir çare diye geldik sana. Arkadaşı “sen bir garip çobansın, o padişahın kızı, davul bile dengi dengine” dedim ya, dinlemiyor efendim, ama herhalde aşkın gözü kördür diye de buna diyorlar, değil mi?…

Arkadaşı çobanı almış kulübede yaşayan ihtiyar adamın yanına götürmüş.. İhtiyar dinlemiş çobanı ve sonra
– Kolay evlat kolay, dedi ve tane tane anlatmaya başladı.

Aşık genç, ihtiyar adamın anlattıklarını dinledikten sonra, her şeyin bittiği anda başlayan son ümide sımsıkı sarılanların o saf ve tertemiz teslimiyetiyle:
– Sahiden bu kadar kolay mı efendim, dedi, yani o mağarada elimde tesbih, kırk gün Allah dersem sevdiğime kavuşabilir miyim, onunla evlenebilir miyim?

– Evet, dedi bilge, kırk gün o mağarada gece gündüz Allah diyeceksin, kırk gün sonra padişahın kızı senindir.

İki dost hemen yola çıktılar, aşık çobanın yüzüne kan, dizlerine derman, yüreğine yeniden can gelmişti. Arkadaşına sarılıp, elinde tesbih, gönlünde aşk, yüzünde ümit çiçeklerinden örülme bir tebessüm, mağaranın yolunu tuttu. Gelir gelmez hiç vakit kaybetmeden diz çöktü, dualar etti, gözlerini kapattı, kalbini padişahın kızına bağladı, eline tesbihi aldı ve dudakları kıpırdamaya başladı: Allah, Allah, Allah…

Günler günleri padişahın kızının hayaliyle tespih taneleri gibi kovalayadursun, mağaranın yakınındaki köyleri bir söylenti çoktan sarmıştı. Herkes birbirine karşı dağdaki mağarada gece gündüz Allah diyen gençten bahsediyordu. Cami çıkışında ihtiyarlar, çeşme başında kadınlar, tarlada işçiler, top oynarken çocuklar, herkes onu konuşuyordu:

– Şu karşı mağarada bir genç varmış, kendini Allah’a adamış, gece gündüz durmadan Allah diyormuş, Allah Allah…”

Aşık dostunun ne halde olduğunu merak eden genç çoban, mağaraya geldiğinde üç hafta geride kalmıştı bile. Bizimkinin gözleri kapalıydı, dudaklarının da kıpırdamadığını görünce, uyuyakaldı herhalde diye düşündü. Tespih tanelerinin parmaklarının arasında dolaşmaya devam ettiğini görünce de, bu nasıl uyku diye sordu kendine. Bu sırada gözlerini açan genç adam, karşısında arkadaşını görünce, günlerdir yalnızlığıyla paylaştıklarını birbiri ardına anlatmaya başladı: Kırk günün yarıdan fazlası geçmişti, o durmadan Allah diyordu, ama ne padişahın kızı vardı, ne bir haber, ne bir ümit kırıntısı… Acaba, diyecek oluyor, yutkunuyor, hayır diyor, tespihine bakıyor, bir kalp gibi atan sağ el işaret parmağını sabitlemeye çalışıyor, avuçlarını sıkıyor, gözleri doluyordu. Vedalaştılar.
Kırk günün dolmasına üç-beş gün kala, mağaradaki dervişin namı bütün ülkeyi sarmış, nihayet sarayın koridorlarında konuşulur olmuştu.
...

🔔 Abone olmak için: http://bit.ly/ST_Aboneol

Sosyal Medya Adreslerimiz:

➤ Facebook:   / serdartuncerresmisayfasi  
➤ İnstagram:   / serdar_tuncer  
➤ Twitter:   / yaziyor  
➤ Web Sitesi: https://www.serdartuncer.com.tr

Комментарии

Информация по комментариям в разработке