Gerçek Ramiz Dayı'nın Hikayesi: Abdulah Palaz

Описание к видео Gerçek Ramiz Dayı'nın Hikayesi: Abdulah Palaz

Ezel’i bilirsiniz. Tuncel Kurtiz gibi efsane bir oyuncunun oynadığı Ramiz Dayı’yı hatırlarsınız.

Ya Tatar Raman size bir şey hatırlatıyor mu? O da efsane bir kabadayı. Kadir İnanır canlandırmıştı Beyaz Perde’de.
Peki Nazım Hikmet; ülkemizin yetiştirip bütün dünyaya armağan ettiği efsane şairi bilmeyen yoktur herhalde.
İşte Abdullah Palaz veya Namı diğer Antep canavarı bu üçünü de bir yerlerden kesiyor. Ramiz dayı’nın ve Tatar Ramazan’ın orijinali odur . İkisi de ondan esinleniyor. Hayata yepyeni bir şekilde bakmasını sağlayan ise Nazım Hikmet. Hani Ramiz dayıdan
duyduğunuz o okkalı sözler var ya, işte onların arkasında da aslında Nazım’la geçirdiği mahpus arkadaşlığı var.
Amerikalıların ünlü seri katilleri vardır; Onlarca kadını öldüren ama yakışıklılığıyla mahkeme salonlarını kadınlarla dolduran Ted Bundy mesela. Ya da Netflix’te yayınlanan dizisi ile tekrar gündeme gelen Jeffrey Dahme? Ya da Palyaço John Wayne Gacy…

Türk bir seri katil dediğimizde makas, Allah’tan biraz daralıyor. Osmanlı’nın son dönemini
kana bulayan Hristo gelebilir akıllara. Bebek yüzlü Ali Kaya, kolici katil olarak bilinen Orhan
Aksoy örnekler arasında sayılabilir. En olmadı muhabbet kuşuna benzemesiyle ünlenen
yakın döneminki canisi Atalay Filiz.

Ancak Abdullah Palaz, namı diğer Abdullah dayı hepsinden başka bir yerde. Cumhuriyet
tarihinde büyük yer edinmiş, ondan sebep yasalar, kanunlar değişmiş, hakkında kitaplar
yazılmış, yeşilçam filmleri, televizyon dizileri çekilmiş birisi.… Kayıtlara geçmiş 43, faili
meçhul onlarca cinayetin tek sorumlusudur,

İlk kez ona özgü kullanılan Dayı sıfatı, Tuncel Kurtiz’in Ezel dizisinde hayat verdiği Ramiz
Dayı karakterine kaynaklık etmişti. İkisini bıyıkları bile aynıdır. Kadir İnanır’ın Yeşilçam'da
canlandırdığı Tatar Ramazan da, hem görünüm hem de karakter aslında Antep Canavarı, Abdullah dayıdır.

Kendince haksızlığa karşı savaşan, kötülerin cezasını kendi takdirince biçen birisiydi.
Psikopatlığını, cinayete olan bağımlılığını yarattığı yalan sebeplerle örtmeye çalışıyordu.
Yolunun cezaevinde kesiştiği Nazım Hikmet’ten öğrendiği komünizmi kendiyle bağdaştırsa
da yine Nazım’dan öğrenmişti komünizmin de, yaşamanın da, hak aramanın da bu şekilde
olmayacağını.

İşte bu O’nun hikayesidir; hiçbir kaba, hiçbir tanıma sığmayan ve bir dönemin en korkulan
adamının, Abdullah Palaz’ın, namı diğer Antep canavarının hikayesidir.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке