SALİH KALYON KİMDİR? Bizimkiler'in Tak Tak Sedat'ı Salih Kalyon Aslında Kim?

Описание к видео SALİH KALYON KİMDİR? Bizimkiler'in Tak Tak Sedat'ı Salih Kalyon Aslında Kim?

Salih Kalyon… O doğduğunda takvimler 1946 yılını gösteriyordu.


Aslen Trabzonlu, saat tamircisi bir baba ile ev hanımı annenin beşinci çocuğu olarak Ağrı’da dünyaya geldi. Çocukluğu ise Sakarya’da geçti.

Babası Abdurrahman Bey’in Ağrı’ya göç etme hikayesi ise epey ilginç. Askerliğini yaptığı sırada Ağrılı bir arkadaşının ‘Ağrı’da saat tamiricisi yok Gel orada çalış’ demesi üzerine eşini ve 2 kızını alıp Trabzon Çaykara’dan Ağrı’nın yolunu tuttu.

Harf inkılabının ilan edildiği sırada askerdeyken yeni yazıyı da öğrenen Abdurrahman Bey, bir yandan da hattatlık yapıyordu. Ağrı’da yeni yazıyla tabelayı asan ilk esnaftı. Valinin de talimatıyla bütün vilayetin tabelalarını yazdı. Bu işten büyük paralar kazandı. Tüm sermayesini hazır elbise işine harcadı. Bir kamyon elbiseyi Ağrı’ya getirdi. Ancak hem yolda hem de depoda tüm malları güve yiyince battı. Abdurrahman Bey, en sonunda tası tarağı toplayıp Adapazarı’na gitmeye karar verdi.

Vedalaşma sırasında, babasının dişsiz bir arkadaşını gören 2 yaşındaki Salih, annesine dönerek bu adamın taklidini yaptı. Dişsiz adam Salih’in yanına gelerek “Yahu bu çocuk büyüyünce çok maskara olacak” dedi.

1954 yılında ilkokula başladı. Tiyatroya ilgisi çocuk yaşlarda başlayan Salih, babasının dişsiz arkadaşını mahcup etmemek için maskaralıklarına okul müsamerelerinde de devam etti.

7-8 yaşlarındayken ünlü karikatürist Sururi Gümen’in çizgi romanı Can Baba’yı gazeteden makasla kesip, makaraya sararak mahallede film gibi oynatırdı.


Ortaokula başladığında “Halkevleri Tiyatro Kolu Çalışmaları”nın afişlerini gördü. Tiyatro diye çırpınıyordu. Müracat etmek istedi ancak kendisinden yaşça büyükleri kuyrukta görünce morali bozuldu.

1962’de Adapazarı’na gelen Genco Erkal’ın da içinde bulunduğu Arena Tiyatrosu’nun biletlerini satıyordu. Oyunu seyrettikten sonra tiyatrocu olmaya karar verdi. Bir yıl sonra aynı ekibin sanat yönetmeni Asaf Çiyiltepe’ye tiyatrocu olmak istediğini söyledi.

1964-1965 yıllarında Ankara Sanat Tiyatrosu’na gelerek Cahit Atay’ın Sultan Gelin adlı oyunu ile sahnelere adım attı.

Usta oyuncu Adem Dursun’a verdiği röportajda içindeki tiyatro aşkını şöyle anlatıyor;

“daha ilkokul birinci sınıfta ‘okuyup ta adam olamıyacağımı’ anlamıştım. Kısa yoldan meslek sahibi olmak istiyordum. Ve tiyatrocu olmayı da kafama koymuştum!.. Yanıp tutuşuyordum tiyatro oyuncusu olmak için.”

Salih Kalyon, 1 yıl sonra Dostlar Tiyatrosu’nda çalışmaya başlasa da, kısa bir süre sonra tekrar Ankara Sanat Tiyatrosu’na geri döndü.

Takvim yaprakları 1966’yı gösterdiğinde Askerlik vazifesi için Kütahya’nın yolunu tuttu. Tecrübeli bir asker ağabeyi “Sakın tiyatrocu olduğunu söyleme” telkininde bulununca mesleğini marangozluk için yazdırdı. Ancak çok geçmeden oyunculuk yaptığı ortaya çıktı. Genco Erkal’ın tiyatroya uyarladığı Bir Deli’nin Hatıra Defteri’ni oynaması istendi. Önce Ankara’da askerlik yapan Genco Erkal’ın yanına giderek durumu anlattı. Kostümlerini de Asaf Çiyiltepe’den temin etti.

Kütahya 9. Jandarma Alayı’nda kendi tiyatrosunu kurdu. Oyunu başarıyla sergileyen Salih Kalyon’a alay komutanı 50 lira mükafat verdi.

Hayatında hiç tiyatroya gitmemiş erlerle birlikte Kütahya Birecik Halk Eğitim Merkezi’nde 72. Koğuş oyununu sergiledi. Bu işin altından da alının akıyla çıkan Salih ve arkadaşlarına 15 gün mükafat izni verildi. Fakat izin dönüşü onu kötü bir sürpriz bekliyordu.

Alay komutanı postasının “Alay komutanı seni çağırıyor, ananı belleyecek” sözleriyle sarsıldı. Sebebini sorduğunda “Siz komünistmişsiniz” cevabını aldı. Birecik Komünizmle Mücadele Derneği imzalı bir bildiri ile tiyatro oyunu oynayan askerlerin komünizm propagandası yaptıkları iddia ediliyordu.

Salih Kalyon bir röportajında komutanıyla arasında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor;

“Hemen alay komutanına gittim. Beni çok sert karşılayan alay komutanı “Bu ne lan?!” diye azarladı.

Oyunla ilgili hiçbir eleştiri yok. Komutan “Bu ne?” diye sordu. Ben de “Komutanım, bir tek üzüldüğüm nokta; ben jandarma genel komutanını uyuttum, subaylar uyudu, siz uyudunuz... ancak sadece şu mektubu yazanları uyutamadım. Şu ifadelere bakın, şu Türkçenin bozukluğuna bakın. İki kelimeyi biraraya getiremeyen bir dernek kurmuş: “Kominizmle Mücadele Derneği”. Ya bu kominizm bu kadar korkulacak bir şey de derneklerle mi mücadele ediliyor? Devlet niye mücadele etmiyor bunlarla? Devletin organları var, jandarması var. Birecik’ten dört geri zekalı eklıevvel dernek yöneticisi mi bu işlerle uğraşacak? Bunları kandıramamışım, buna üzüldüm” dedim. “Tamam, tamam. Tiyatro çalışmalarına ara verilmesin. Ancak, oynanacak oyunların listesini yapalım. Dikkat edelim ve bunu belirten yazılı bir emir çıkartalım.” dedi.

#SalihKalyon #SalihKalyonKimdir #SalihKalyonHayatı

Комментарии

Информация по комментариям в разработке