Suçun Maddi Unsurlarında ve Nitelikli Hallerde Hata

Описание к видео Suçun Maddi Unsurlarında ve Nitelikli Hallerde Hata

Hata, kişinin bilmememe, yanlış veya eksik bilmeye dayalı tasavvuruyla gerçek arasındaki uyumsuzluktur. Eksik veya yanış bilgiye dayalı kararların, yapılan tercihlerin hatalı olması neticesinde bu hataların bireysel ve sosyal mesleki yaşamdaki sonuçları, sürekli tartışma konusudur. Prof. Dr. Adem Sözüer ise hatayı, suçun manevi unsurlarından olan kast üzerindeki etkisi bağlamında ele almaktadır. Suçun maddi unsurlarında ve nitelikli hallerindeki hata halleri, Türk Ceza Kanunu’nun 30. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında düzenlenmiştir. Ancak aynı maddenin 3. fıkrasında ceza sorumluğunu kaldıran ve azaltan nedenlerde hata, 4. Fıkrada ise yasak hatası düzenlenmiştir. Söz konusu hata halleri arasındaki farkın doğru şekilde anlaşılabilmesi bakımından öncelikle suçun maddi unsurlarındaki hata ile yasak hatası arasındaki farkı örneklerle açıklayan Sözüer, birinci durumda kişinin maddi vakıalar konusunda, ikinci durumda yani yasak hatasında ise fiilin hukuk normlarınca yasaklanıp yasaklanmadığı konusunda hataya düştüğünü ifade etmektedir. “Suçun icrası sırasında suçun kanuni tanımındaki unsurları bilmeyen bir kimse kasten hareket etmiş sayılmaz” (TCK m. 30/1) şeklindeki düzenlemeye işaret eden Sözüer, maddi unsurlara ilişkin bilmemenin kastı ortadan kaldıracağını vurgulamaktadır. Şayet failin tasavvuru gerçeğe uygun olsaydı işlediği fiil o suçu teşkil etmeyecekti diyebiliyorsak fail kasten hareket etmiş sayılmayacaktır. Örneğin; avcı çalılığın arkasında bir hareket olduğunu görür ve orada bir av hayvanı olduğunu zannederek ateş eder, ancak gerçekte çalılığın arkasındaki av arkadaşıdır. Bu gibi olaylarda gereği maddî unsurlarda hata nedeniyle kast kalkacak, ancak taksirle sorumluluk gündeme gelebilecektir. Taksirli sorumluluğun söz konusu olabilmesi için; kişi gerekli dikkat ve özeni gösterseydi böyle bir netice meydana gelmezdi diyebilmemiz ve bu neticenin taksirle gerçekleştirilmesinin kanunda suç olarak tanımlanmış olması gerekmektedir. Bu nedenle, örneğin kendisinin sanarak başkasının çantasını alan kişinin hatasında taksirin varlığı kabul edilse bile kanunda hırsızlık suçunun taksirli hali düzenlenmediğinden böyle bir olay dolayısıyla ceza sorumluluğu doğmayacaktır. Neticeli suçlarda nedensellik bağındaki önemsiz sapmaların kastı kaldırıcı bir etkisi olmadığı şöyle bir örnekle anlatılmıştır: Fail öldürmek için mağduru köprüden atar ancak mağdur, dereye düşmeden önce oradaki kayaya çarparak ölür. Bu gibi durumlarda sorumluluğun etkilenmeyecektir. Sözüer, çocuğun cinsel istismarı suçunda mağdurun yaşı konusunda hatayla ilgili içtihatlara da değinmekte ve Yargıtay’ın mağdurun yaşı konusundaki hatanın esaslı olmasını aradığını, failin çocuğun çevresinden biri olması veya çocuğu uzun zamandır tanıması gibi hallerde yaş konusundaki hatanın esaslı sayılmadığı yönündeki kararlara dikkat çekerek çelişen uygulamaları eleştirmektedir. Örneğin; 12 yaşındaki kız çocuğunu kaçırıp cinsel istismarda bulunarak hamile bırakan mağdurdan 13 yaş büyük amca oğlunu, mağdurun yaşı konusunda hataya düştüğü gerekçesiyle beraat hükmü veren yerel mahkemenin kararını onayan Yargıtay’ın, kendi içtihatlarıyla açıkça çeliştiğini ifade eden Sözüer, olayda çocuğa yönelik cinsel istismar suçunun oluştuğunu vurgulamaktadır.

Tersine unsur yanılgısı olarak adlandırılan hallerde ise fail cezalandırılmayacaktır. Örneğin; başkasının zannederek kendi ceketini çalma olayında suçun konusu bakımından elverişsizlik olduğundan, kişi hırsızlık suçuna teşebbüsten dahi sorumlu tutulmaz.

TCK’nın 30 maddesinin 2. fıkrasına göre bir suçun daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleştiği hususunda hataya düşen kişi, bu hatasından yararlanır. Örneğin; fail babasını öldürmek isterken başka birini öldürürse bu hatasından yararlanacak, babayı öldürmeyle ilgili cezayı ağırlaştıran nitelikli hal uygulanmayacaktır. Bunun tersi de söz konusu olabilir. Fail bu kez herhangi bir kişiyi öldürmek ister, ancak hataya düşerek babasını öldürür. Bu durumda fail, gerçekleştirmek istediği kasten öldürme suçu dolayısıyla sorumlu tutulacak ancak nitelikli halden dolayı cezası ağırlaştırılmayacaktır.

Hedefte sapma hallerinde ise bir hata bulunmamakta, sorumluluk kast ve taksire ilişkin genel kurallara belirlenmektedir. Şayet bir fiille sapma sonucu birden fazla farklı suç gerçekleşirse, fikri içtima hükümlerinin uygulanacağını belirten Sözüer videosunda ayrıca suçun unsurlarının yorumlamasında düşülen hataya örnek vererek değinmekte ve yorum hatasının ceza sorumluluğunu etkilemeyeceğine dikkat çekmektedir.

Türk Ceza Hukuku Reformunun en önemli yeniliklerinden biri olan hata halleri, TCK’nın 30 maddesindeki düzenlenmiştir. Prof. Dr. Adem Sözüer, bu videoda sadece 30. maddenin 1 ve 2. fıkrasında yer alan hükümleri anlatmış olup 3 ve 4. fıkrada öngörülen diğer hata halleri başka bir videoda ele alınacaktır. Videomuzun sevgili öğrencilere ve hukuka gönül veren herkese faydalı olmasını dileriz.

#Hukuk #CezaHukuku #AdemSözüer

Комментарии

Информация по комментариям в разработке