Hassan bin Sabit'in Hayatı, Şiirleri, Sözleri, İslam'a Katkısı
Rabbim Şefaatine Nail Eylesin...
Abone Ol-Güncel Videolardan Haberdar Ol- https://goo.gl/Uj8EGp
Bir Ayet Bir Hadis-https://goo.gl/E1HXb7
İlmihal- https://goo.gl/7F3T17
Örnek İnsan Efendimiz (sas)- https://goo.gl/Kc91Ch
Cevşen- https://goo.gl/S6JzRD
Kısa Sureler (Namaz Sureleri)- https://goo.gl/37xRT7
Kur’an’ın Önemi- https://goo.gl/pTQbjv
Kur’an Hatmi (Mukabele)- https://goo.gl/7jszAW
Bir Yastıkta Bir Ömür- https://goo.gl/XsNDSW
Yolumuzu Aydınlatanlar- https://goo.gl/JC7GxN
Merak Ettiklerimiz- https://goo.gl/SVUq5B
HASSAN B. SABİT (RA):
Hazreti Hassan b. Sabit (ra), devrinin en büyük şairlerindendi. Müslüman olduktan sonra Resûlullah’ın (sas) en güzide şairlerinden birisi olmuştu. Miladi 563 yılında Medine’de doğmuştu. Babası; Sabit b. Münzir’dir. Kabilesinin reisiydi. Hazrec Kabilesi’ne mensuptu. Babası bulunduğu çevrede sevilip sayılan, sözü dinlenen bir insandı. Annesi ise; Furaya olup, Benihazrec Kabilesi’ndendi. Annesi; kabile reisi olan Sa’d b. Ubade (ra) Hazretleri’nin halasının kızıdır.
Şair ve şiir onlar için her şeydi. Çünkü şiir onların dedelerinin topluluk hayatını, adetlerini, inanç ve cömertliklerinin yanında kahramanlıklarını yansıtan bir aynaydı. Toplumda şairler büyük bir değere sahiptiler ve büyük bir hürmet görürlerdi. Öyle ki kabilelerinden büyük bir kahraman yerine, şair birisinin yetişmesini daha çok arzu ederlerdi. Gösterişi seven bir toplum olmalarından dolayı, şöhretlerini en güzel şekilde yayabilecek şairlerdi. Yılandan ve çıyandan korkar gibi, şairlerin hicivlerinden korkar ve çekinirlerdi.
Şairler, Arap toplumunda kahraman kabul ediliyordu. Bazen bir şairin birkaç mısrası insanları barıştırdığı gibi, toplulukları da birbirine katabiliyor, savaştırabiliyordu. Eskiden şiire: “Arabın defteri.” denirdi. Zira Arapların ahlak ve adetleri, inançları ancak şiirle bilinebiliyordu. Onunla nesilden nesle intikal sağlanıyordu. Bu devirde şiiri besleyen hususlar vardı. Güçlü şairler hem kendileri için hem de kabileleri için itibar kaynağıydı. Senenin bazı aylarında kurulan panayırlar söz ustaları ve şairler için bulunmaz bir fırsattı. Bir tür edebiyat şöleni gibiydi. Farklı yerlerden gelen şair ve yazarlar birbirlerine üstünlük sağlamak için bütün maharetlerine ortaya koyar, bununla da övünürlerdi. Yarışmaya katılan şiirleri ve yapıtları değerlendiren jüri bulunurdu. Dereceye giren şiirler, özellikle birinci olan şiir, keten bez üzerine altın yaldızla yazılarak Kâbe’nin duvarına asılırdı.
Hazreti Hassan b. Sabit (ra) hayatı boyunca şiir sahasının önde gelen isimlerinden biri olmuştur. Bedir Savaşı’ndan sonra Yahudi şair Ka’b b. Eşref Mekke’de ölen müşrikler için şiirler yazmış ve söylemiş, bu da çevrede büyük bir tesir uyandırmıştı. Buna karşı Peygamberimiz (sas), Hassan b. Sabit’e (ra) şiirler yazmasını istemişti. Yazdığı şiirlerle O’nun Mekkeli müşrikler nazarında itibarının kaybolmamasını sağlamıştı.
Hazreti Hassan b. Sabit Peygamberimizin (sas) zevcesi Mısırlı Mariye (r anha) anamızın kız kardeşi Şirin ile evlidir. Bundan bir oğlu olmuştu. İsmi Abdurrahman olup, Resûlullah’ın (sas) oğlu İbrahim’le teyze çocuklarıdır.
Hazreti Hassan b.Sabit anlatıyor:
Biz Ensar Cemaati’nin, Halife’den bir isteğimiz vardı. Abdullah b. Abbas (ra) ve Allah Resulü’nün birkaç arkadaşıyla birlikte Halifenin huzuruna çıktık. Abdullah b. Abbas ve diğer sahabeler Ensar’ın yaptığı fedakârlıkları anlattılar. Halife istenilenler konusunda mazeret ileriye sürdü. Gerçekten de istediğimiz şey çok zor bir şeydi. Halife mazeret ileri sürünce diğer sahabeler özür dileyerek kalktılar. Ancak Abdullah b. Abbas (ra) diretti, kalkmadı ve:
“Vallahi kalkmam. Ensar, kendilerinin barınacak evleri yokken Allah Resulü’ne yardım ettiler, O’nu sinelerine bastılar. (Hassan b. Sabit’i göstererek) Bu, Peygamberin (sas) şairi ve O’nun savunucusudur.” dedi.
Abdullah b. Abbas (ra) Halifeye karşı bütün mazeret yollarını kapayınca, Halife istediğimizi yapmak zorunda kaldı. Allah (cc), Abdullah’ın sözleri sayesinde ihtiyaçlarımız görülmüş olarak Halife’nin yanından ayrıldık. Ben Abdullah’ın elini tutarak O’nu övüp dua ediyordum. Mescitte, bizim yanımızda Halife’nin yanına gelip de Abdullah b. Abbas’ın yaptığını yapamayan o sahabelerle karşılaştım. Duyabilecekleri şekilde:
“Abdullah b. Abbas, bize sizden daha dost.” dedim.
“Doğru.” dediler.
“Vallahi O, peygamberlikten arta kalandır. O, Ahmet’in varisidir. O, bu verasete sizden daha müstahaktır.” dedim.
Hazreti Hassan b. Sabit (ra) yüz yirmi yıl süren uzun bir ömür geçirdi. Bu yüz yirmi yılın altmışı cahiliyyede, altmışını da Müslüman olarak yaşadı. Kaderin bir tecellisi olarak, babası, dedesi, dedesinin babası da yüz yirmi yıl yaşamışlardı. Hassan b. Sabit (ra), Hazreti Muaviye (ra) devrinde ebedi âleme göçtü. Allah şefaatinden mahrum etmesin…(Âmin)
Информация по комментариям в разработке