Kıyamet ile Karanlık Madde İlişkisi - Kitlesel Yok Oluş

Описание к видео Kıyamet ile Karanlık Madde İlişkisi - Kitlesel Yok Oluş

Evrende bulunan karanlık madde nedir ve kıyamete sebep olabilir mi? Tarih boyunca gerçekleşen kitlesel yok oluşların sebebi karanlık madde midir?

Bilim insanları yapılan deneyler ve araştırmalar sonucunda kozmik olaylar ile Dünya'nın başından geçen kitlesel yok oluşlar arasında bir bağ buldu. Dünya'da gerçekleşen volkanik olaylar, kıtaların oluşumu ve iklim değişiklikleri gibi durumlar Güneş Sistemi'miz ve Samanyolu Galaksisi arasında ki salınımlar sonucu mu gerçekleşiyor? Dış uzayda gerçekleşen olaylar Güneş sistemini ve Dünya'yı nasıl etkiliyor?

Tarihsel ve teolojik açıdan bakıldığında, tarihin sürekli ileriye doğru bir akış halinde olduğu görülecektir. Bu ileriye doğru hızlı gidiş, aynı zamanda dünyanın bir sona doğru da gittiğini göstermektedir. İnsanoğlu tarih boyunca bu ileriye doğru gidişe bir son yazmaya çalışmıştır. Türk mitolojisinde kıyamet olgusu kendisine 'Kalgançı Çak' adıyla yer bulur. Kalgançı Çak'a göre her şeyin sonunun geldiği an şu şekilde tasvir edilir.
Kalgançı Çak geldiği, kara yer ateşle kaplandığı zaman büyük hakan ata tanrı kulaklarını tıkar, o çağda dünya bozulur; yer ve insan nesli mahvolur.
Kıyamet ve yok oluş kavramı dinlerde de en geniş alanı kaplayan kavramdır. Pek çok bilim kurgu filminde de bu kitlesel yok oluş olayın çeşitli şekillerde gerçekleştiğine şahit oluyoruz. Aslında bilim insanlarına göre Dünya'mızda günümüze kadar beş kitlesel yok oluş olayı meydana geldi. Beşinci ve çoğu kaynaklara göre son kitlesel yok oluş ise bunların en meşhuru olan ve günümüzden 65 milyon yıl önce bir önceki yok oluştan ise 140 milyon yıl sonra meydana gelen ve Kretase Dönemi'ni bitirip Tersiyer Dönemi'ni başlatan yok oluştur. Bu kitlesel yok oluş, aynı zamanda 'sürüngenlerin çağı'nı, daha doğrusu 'dinozorların çağını' sona erdiren yok oluştur.
Kitlesel yok oluşların kozmik bir bağlantı ile oluştuğunu gösteren ilk ipucu, dünyada gerçekleşen asteroit çarpması olaylarının 26 milyon yıllık bir döngüyü izlediği önerisidir.
Galaksimizde bu kitlesel yok oluşlara neden olan cisimlerin gelebileceği iki yer bulunuyor bunlardan birincisi Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağı ikincisi ise Güneş Sistemi’ni çevreleyen Oort bulutu’ndan gelen kuyruklu yıldızlar. Asteroitlerin dünyayı belirli periyotlarlar halinde hedef alması mantıksız göründüğü için bu cisimlerin gelebileceği tek yer kalıyor, Oort bulutu. Peki Oort bulutunda bir düzensizlik oluşturarak kuyruklu yıldız yağmuru oluşmasını ve bunların bazılarının Dünya’ya çarpmasını ne sağlayabilirdi?
1980’lerin başında Jack Hills sistemimizin yakınından geçen bir yıldızın kütle çekimsel düzensizlikler oluşturarak, Oort bulutu’nu etkileyebileceğini hesapladı. Bu durum, çok sayıda cismin iç Güneş Sistemi’ne yönlenerek, bir kuyruklu yıldız yağmuru oluşmasını ve bunların bazılarının Dünya’ya çarpmasını sağlayabilir.
Peki zanlı, kuyruklu yıldız yağmuru ise, bu çarpmalar neden 26 ila 30 milyon yıllık bir döngüde gerçekleşiyor?
Bilim insanları sadece kütle çekim aracılığıyla etkileşime geçen gizemli bir madde türü olan karanlık maddenin evrendeki tüm maddenin %85 ini oluşturduğuna inanıyor. İlginç bir şekilde gezegen, yıldız, bulutsu ve galaksilerdeki tüm görünür madde ise evrenin geriye kalan %15'lik dilimini oluşturuyor.
Sonuç olarak bu jeolojik problemin en muhtemel çözümü için yine dış uzaya bakmaya karar verildi.
Bu hipotezin detaylı incelemelerden ve testlerden başarı ile geçip geçmeyeceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak Dünya’nın biyolojik ve jeolojik evrimi ile ilgili kozmik bağlantılar hem bunların rastlantısal olaylar olmadığını anlayarak önümüzü görebilmemiz açısından hem de bütünsel bir teoriyle evreni anlama açısından çok önemli.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке