Gidip de Dönmeyenlerin, Dönüp de Tutunamayanların Hazin Hikayesi! | 1914-1918 |

Описание к видео Gidip de Dönmeyenlerin, Dönüp de Tutunamayanların Hazin Hikayesi! | 1914-1918 |

Gidip de Dönmeyenlerin, Dönüp de Tutunamayanların Hazin Hikayesi! | 1914-1918 | #savaşahayır
Yorum: Ozan Mustafa Karaarslan | Seslendiren: Kadir Tanrıkulu
***Sözleri anonim olan türkünün yorumu (Müzik) kanalımaza aiittir!
Gidipte dönmeyenlerin, dönüpte tutunamayanların hazin öyküsünü hep türkülerde dinlemişizdir.

Kışlanın önünde üç ağaç incir,
Kolumda kelepçe boynumda zincir,
Zincirin yerleri ne yaman sancır....

Burası Huş'tur yolu yokuştur,
Giden gelmiyor acep ne iştir....


1. Dünya Savaşı'ında, 10 Cephede 202 Bin Türk Esir!.....
Dile kolay....
Çanakkale'den Bakü'ye, Galiçya'dan Arabistan'a tam on cephede savaşan ve sağ kalan; Fransa'dan Sibirya'ya, Myanmar'a kadar dağılan esir kamplarında, yaşamayı başaran bu kişiler memleketlerine döndüklerinde unutuldular! Parasız, pulsuz ve madalyasız bir halde, kimi sakat kimi hasta kaderlerine terk edildiler.1914-1918 arasında, dünyanın dört bucağındaki esir kamplarına dağılan, 202 bin Türk askeriyle kimse ilgilenmedi. Kimi kıyıma uğradı, kimi intihar etti, kimi de döndü, savaşı Milli Mücadele'de yakaladı. Onlar bu toprakların kayıp kuşağıydı. İşte Myanmar'dan Malta'ya, Sibirya'dan Mısır'a kadar yayılan esir kamplarındaki hayatlar...

Esir Türkler, 1921'de topluca yurda döndü. Tek tük de olsa dönüşü 1923'e sarkanlar vardı. Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran, 1. Dünya Savaşı'ndaki Türk esirleri hakkında, dünyadaki ilk araştırmayı yaptı.

Gürsel Göncü, Atlas Dergisi için bu araştırmayı temel alan, büyük bir dünya savaşının Türkiye'deki kayıp kuşağını anlatan bir yazı kaleme aldı. Aşağıda bu yazından bazı bölümler sunacağım.

Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran 1. Dünya Savaşı'ndaki Türk esirlerini araştırırken, Türkiye'deki askeri ve diğer arşivlerde, yurtdışında Fransız, Rumen, İngiliz, İsrail ve Kıbrıs arşivlerinde çalıştı. Hiç yayımlanmamış belgelere, fotoğraflara ulaştı.

Esir Türkler!!!
Ürpertici, irkiltici bir ibare. Neden peki? Çoğumuzun hiç duymadığı bir durum ve tanım. Halbuki söz konusu olan bir büyük savaştır, cihan savaşı. Ama yıkılan imparatorluğun tozu dumanı altında kalan, can havliyle yeni bir başlangıca yeltenmenin telaşı içinde unutulan, hamaset edebiyatının kaypak ama arsızca yayılan, şişinme ve kendinden kaçma kolaylığı sağlayan ortamda, başını çıkaramayan, iniltisini duyuramayan askerlerimiz.

Evet esir Türkler.

Cemalettin Taşkıran da şaşırmış zaten!!

‘‘Askeri tarih seminerleri sırasında araştırmalar yaparken bir belge geldi önüme: Myanmar'daki esir kampı! Şaşırdım. Nereden nereye!’’

İlk kıvılcım böyle olmuş.1998'de, Arşivlerde çalışmaya başlamış . ATASE, Başbakanlık, Kızılay Arşivi...

‘‘Raporları okudukça, mektuplara baktıkça hüngür hüngür ağladım’’ diye anlatıyor Taşkıran. ‘‘Hem esarette hem de döndükten sonra sahipsiz kalmışlar.’’ Ama ağlamakla yetinmemiş. ‘‘Araştırdıkça ilgim daha da arttı’’ diyor.

Taşkıran, Cenevre'deki Kızılhaç arşivlerine girmiş. Burada, tuvaletlerden yastıklara kadar, bütün ayrıntıları içeren, binlerce sayfa tutan kapsamlı raporları taramış. Nerelere, hangi yollarla, nasıl götürülmüşler? Götürülüş hikáyeleri, kamp hayatı, mektuplar, şehit olanlar ve dönüş hikáyeleri...

1914-18 arasında, 10 ayrı cephede savaşan Türk ordusu 202 bin esir verdi. Esir Türklerin 150 bini dönmüş. Şehit ve kayıpların sayısı ise 50 bini aşıyor:

‘‘En kötü durumdakiler Rusya'daki esirlerdi. Açlık ve soğuğun yanısıra, her zaman kötü davranış da eşlik ediyordu.
’’ En fazla Türk esiri 135 binle İngilizlerin elindeydi. Bu esirlerin durumu genelde daha iyiydi. Dayak vardı bu kamplarda. Acımasızca, güneş altında çalıştırma da vardı. Ama öldüresiye eziyet etme, öldürme, yaşanamaz iklim koşullarına terk etme gibi uygulamalar çok nadirdi. Esir kamplarında erlerle subayların mekánları daima ayrıydı. Ama çok da katı bir kural değildi bu, geçiş serbestisi vardı.''

Bir ilginç nokta, Mısır'da Ras el Tin Kampı'ndaki sivil esirlerdi. Bu kamptaki esirlerin çoğu, 1917'de hacca giden Türk sivillerdi. O sırada Mekke Şerifi Hüseyin ayaklanmış, bu insanları tutuklayıp İngilizlere teslim etmiş. Yine İngiliz kontrolündeki Mısır'da, Maadi Kampı'nda, Sina'dan ve Çanakkale'den gelen 6 bine yakın esir vardı. Bunların arasında babasıyla birlikte, Abdülmuhsin isimli 8 yaşında bir Türk çocuğu da vardı.

Fransızlarda iki bin, Romanya'da 605, İtalya'da ise 100 Türk esiri vardı. Taşkıran'ın anlatığına göre, esir Türkler earetleri boyunca genel olarak mertçe davrandı.

Kaynak: Prof. Dr. Cemalettin Taşkıran
Yorum: Ozan Mustafa Karaarslan
Seslendiren: Kadir Tanrıkulu
İçerik hazırlama, düzenleme: AkifTanrıkulu

Комментарии

Информация по комментариям в разработке