Ali Lidar - İsmail'in Kendi Kendine Delirmişliğine Dair Hikayat ⎮ŞİİR⎮

Описание к видео Ali Lidar - İsmail'in Kendi Kendine Delirmişliğine Dair Hikayat ⎮ŞİİR⎮

İsmail’in Kendi Kendine Delirmişliğine Dair Hikayat
İsmail her sabah ne yapacağını bilmemeye uyanır
nasıl dayanacağını ve değmeden aralarından
nasıl geçip gideceğini düşünerek uyanır
rutubetli odada, dar yatakta
Allah’a şükrederek doğrulur yatağından
‘şükredecek neyin var lan?’ der iç sesi
‘tövbe de!’ der iç sesine, kendi kendini susturur
iç ses nedir bilmez esasında İsmail
onu şeytan zanneder
öyle avunur

Kazara dünyaya gelmiştir İsmail
kazayla da öleceğine inanır
iki kaza arasında
bir biriktirdiği kaza namazlarına hayıflanır
bir de etrafında olup bitenlere şaşırır
ota, kuşa, balığa
sadık bir köpek gibi
alarmla uyanan insanlara
İsmail hiç alarmla uyanmaz
simitçiye, dolmuşçuya, sucuya
herkese ve her şeye şaşıra şaşıra
yatağının rahminden derin bir kaygıyla
açılır dünyaya İsmail

Az okumuş olsaydı
ontolojik kaygı derdi buna
ama ontoloji nedir bilmez
çocukken geçirdiği
menenjite yorar tuhaflığını
anası evlenmemişliğine yorar
babası deliliğine
mahalleli…
onlar hiçbir şeye yormaz
onlar kapı önlerindeki
çürümüş yapraklar kadar
üzerinde durmaz İsmail’in
çünkü onlar bencil ve kabadır
çocuklarından, faturalarından
mahallenin namusundan ve belediyenin ilgisizliğinden
dedikodudan ve çıkarlarından başka hiçbir şey düşünmezler
yanı başlarından her gün
bir dağ devrile devrile
geçer gider de
fark etmezler
İsmail bir hayalet gibi
yürür gider de aralarından
görmezler

Kalabalıkların arasında usulca takılır İsmail
işiyle, gücüyle, kendisiyle cebelleşir
ara sıra güzel giyimli kızlara bakar içinden
ara sıra yakışıklı oğlanlara hayıflanır içinden
ara sıra yorulur, ustasına söver içinden
İsmail dışarda hep içinden yaşar
içinden dışına doğru anlamaya çalışır dünyayı
beceremez, çaresiz
Allah’a havale eder

Haftada bir sinemaya gider İsmail
ibadet ciddiyetiyle haftada bir sinemaya gider
her pazar
18.45 seansı
bayramlıklarını bir bayramlarda
bir de sinemada giyer
bir tek orada
ışıklar kapanıp
perde parladığında
kendisini dünyanın geri kalanıyla
eşit hisseder İsmail
eşitlik, kardeşlik, özgürlük
sadece orada mümkündür onun için
belki de bunun için İsmail
bir film gibi yaşar da hayatı
az geriye çekilip
izleyemediği için kendini
kahreder
Hiç mi rahat etmedi İsmail?
askerdeyken iyiydi
yat İsmail dediler yattı
kalk İsmail dediler kalktı
mütemadiyen emredersiniz diye bağırdı İsmail
onlar emretti İsmail yaptı
o zamanlar rahattı
postalıyla şapkası arasına sıkıştırıp beynini
karışmadan etliye sütlüye
on sekiz ay tuhaflığını kimselere fark ettirmeden
yeşiller içinde takıldı
İsmail hiç aşık olmadı mı? oldu elbet
ama kimseler bilmez
mutlu olmadı mı hiç?
kuvvetli ve vakur
dünyayı yerinden oynatacağını hissettiği zamanları olmadı mı?
olmaz mı oldu elbet
ama bunlar kendisi dahil kimse için
hiçbir şeyi değiştirmez
az mitoloji bilseydi
Sisifos’un yaşadığına benzetirdi yaşamını
ama İsmail mitoloji de bilmez
iki uyku arasına yaşamak belasını
sıkıştırır da İsmail
bazen uykusu gelmez
Yatağının dışında İsmail
çalışır
anasını mutlu etmeye çalışır
tanıdıklarını idare etmeye çalışır
ustasının saçma sapan isteklerini
emir telakki edip yerine getirmeye çalışır
eşek gibi çalışır İsmail
köpek gibi çalışır
çünkü bilir
insan gibi yaşayamayanlar
hayvan gibi çalışır
bilir
insan gibi yaşayabildiği tek yer
yatağıdır
az kitap karıştırsaydı İsmail
Oblomov’un zıt ikizi ilan ederdi kendini
lakin İsmail kitap bilmez
bildiği tek kitap
abdestsiz dokuzması babasının çıkardığı
kanunsuz hükümde kararnameyle yasaklanan ve
kapağı en az otuz yıldır açılmadan
yatak odalarının tepesinde asılı duran
kur’an
Ara sıra birileri
bir yerlerde
bakar gibi olur İsmail’in gözlerinin içine
ezilmiş bir domatese bakar gibi değil de
sanki İsmail İsmail değilmiş de
herkeslerden biriymiş gibi bakar
bunu anlar anlamaz İsmail
kaçırır gözlerini
İsmail korkar
korkmak üzre büyümüştür İsmail
korkmaktır onun için islamın altıncı şartı
ilk mektepte her pazartesi ve her cuma
korkma diye başlayan marşı
bağıra bağıra okumuş olsa da
geç kalmıştır Cumhuriyet
korku İsmail’in hücrelerine
çoktan kök salmıştır
İsmail bir dursaydı
bir düşünseydi belki
böyle bir İsmail değil de
başka bir İsmail olurdu
ama nerde!
dünya fırsat verir mi ki İsmail düşünsün
anası, mahalleli, patronu ve Allah
hepsinin bunca beklediği varken ondan
İsmail ne yapsın?
‘cogito ergo sum’u görse mertek sanır
felsefe dergisi falan bilmez İsmail
alsa alsa üç ayda bir ya playboy ya penthause alır
rüyasında göremeyeceği kadınlara içinden hallenir de
utana sıkıla gece yarıları buz gibi suda abdest alır

...



Ali Lidar - İsmail'in Kendi Kendine Delirmişliğine Dair Hikayat ⎮ŞİİR⎮





Instagram : https://www.instagram.com/emreyurttak...

Facebook : https://www.facebook.com/profile.php?...

Web : https://www.emreyurttakalin.com

Youtube :    / emreyurttakalin  




#emreyurttakalın #şiir #alidar

Комментарии

Информация по комментариям в разработке