Zeki Alasya 'nın biricik damadı müzisyen ALPAY GÖLTEKİN kimdir? Efsane Dizilerin Gizli Kahramanı...

Описание к видео Zeki Alasya 'nın biricik damadı müzisyen ALPAY GÖLTEKİN kimdir? Efsane Dizilerin Gizli Kahramanı...

İzlediğimiz en güzel dizilerin görünmez kahramanları vardır her zaman. Bunlar kimi zaman yan rollerdeki sevimli kahramanlar, kimi zaman setlerde mücadele eden emekçiler, kimi zaman da diziyi dizi yapan müzisyenlerdir. Çalıkuşu nu, aşkı memnu yu ya da ezel dizisini müzikleri olmadan izleyin. Eminim ki gerçek bir seyir keyfi vermecektir sizlere. İşte o kahramanlardan biriydi alpay göktekin. Diriliş Ertuğrul, poyraz karayel, kuruluş osman ve kiralık aşk gibi birçok dizinin müziklerini yapan adamdı. Erkenden ayrılıp gitmeseydi yepyeni projelerde keyifle dinlemeye devam edecektik onun eserlerini. Müziklerini yaparken en büyük ilhamı sevgili eşi zeynep asyalıydı birbirlerine sımsıkı bağlıydı bu güzel çift ve zeynep hanım onun ardından şöyle diyecekti: Alpay, babam gibi kalbinde pırlanta taşıyor. Aynı zamanda o, benim büyümeyen çocuğum... Bu hikayemizde gerçek bir kahramanın nasıl hayat bulduğunu anlatacağım sizlere. Özel istekleriniz için bana instagram adresimden ulaşabilirsiniz. Keyifli Seyirler... Alpay göltekin müzisyen bir babanın oğlu olarak 1972 yılında doğdu. Babası faruk göltekin iyi bir gitaristti ayrıca sesi de güzeldi. Alpay da bu genleri taşıyacak ve babasıyla birlikte müziğin derinlerine inecek aşkı notalarda arayacaktı. Piyanun tuşlarına dokunduğunda henüz 6 yaşında bir çocuktu. Hayat onu küçük yaşlardan itibaren müziğin içine doğru sürükleyecek başka bir mesleği aklından bile geçiremeyecekti. Aldığı konservatuar eğitimlerinden sonra biraz da ailesinin zoruyla deniz harp okuluna gitti ancak müziği orada da bırakmadı. Ne zaman onu arasalar gazinodaki piyanonun başında bulurlardı kendisini. Askerlikte belki de aklından en güzel onular o piyanonun başında birikmişti. Hayatına devam ederken diğer yandan da kendince sahnelere hazırlanıyordu. Doğu müziğiyle de batı müziğiyle de yakından ilgiliydi ama onun en büyük şansı hababam sınıfı müziğinin bestecisi melih kibar ile yolunun kesişmesi oldu. Takvimler 2002 yılını gösterdiğinde alpal göltekin artık melik kibar ın yanındaydı. Her gün biraz daha gelişiyor biraz daha büyüyordu. Herşey den önemlisi idolü olan bir adamın yanında çalışmasıydı. 2004 yılının sonuna kadar melih kibar ın müzikal asistanu olarak çalıştı. Notalara iyice hakim olmuştu. Bu dönemlerde gülüm ve saat sabahın dokuzu gibi albümlerin koordinatörlüğünü ve tonmaystırlığını yaptı. onlarca jingle çalışmasında vokal olarak görev yaptı. 2 yıl boyunca melih kibar ın yanında ufkunu genişletmiş ve hedeflerini belirlemişti. Melih kibar ona sadece yol gösterici olmamıştı ayrıca onun yanındayken hayatının aşkını da bulmuştu. Herşey güzel ve rüya gibiydi. 2003 yılında zeki alasya nın kızı zeynep alasya ile tanıştı. Zeynep de o yıl babasının aracılığıyla öelih kibar ın yanında çalışmaya başlamıştı. Bu tanışıklı kısa zamanda büyük bir aşka dönüştü. Zeynep de melih de başarısız birer evlilik yapmış ancak sevgiye olan inançlarının kaybetmemişlerdi. Alpay onu gördüğü an işte hayatını adayacağım kadın demişti. Söylediklerine göre zeynep i aşka inandıran alpay ın kendisi olmuştu. Önceleri duygusal bir yoğunluk yoktu zeynepte ancak zamanla onu ı tanıyınca o da inanmıştı o da inanmıştı alpay ın aşkına ve bırakmıştı kendini. Bir dönem beraber çalışıp jingle lar hazırladılar. Zeynep alasya bir albüm çıkarmak istiyordu bu onun büyük hayallerinden biriydi ve alpay da bu konuda en büyük destekçilerinden biri olacktı. işte müzik aşkı ve notta sevgisi onları daha çok bağladı birbirlerine. Verdikleri bir röportajda şöyle demişti güzel çift: Sanki o güne kadar aşkı aramış ve sonunda büyük aşkı birbirimizde bulmuş gibi hissediyorduk... EVet onların hissi gerçek ve samimiydi zaten ömrülük birliktelikleri de bunu anlatmaktaydı. Günlerden bir gün beraber notaların için kaybolmaya devam ettiklerinde alpay diz çöküp o sihirli sözcülerdi söyledi büyük aşkına. O nihai gün gelmiş ve dünya evine girmişlerdi bu mutlu birliktelik onlara alii bir isminde evlat da verdi. ALi de annesinden babasından farklı bir şekilde büyümedi. Müzik de sinema da daha minicik yaşlarda işlemişti ruhuna ve birgün zeynep alasya oğlu ali için şu cümleleri kuracaktı: Ali ilk “Baba” dedi, sonra “Dede” üçüncü lafı “Gitar” oldu. “Anne” ise 18’inci kelimesiydi herhalde. Düşününce çok ayıp geliyor! Gerçi Ali anne karnında bile hep müzik dinledi, onu duyarak gelişti ve hayatından hiç eksik olmadı. Arada kendi kendine piyano çalıyor. 1 buçuk yaşında beste yapmaya başladı. O bizim küçük Mozart’ımız.(zeki alasya fotoğrafı) Melih kibar ile birlikte aşkı da bulmuş işine de rayına koymuştu ve 2004 yılında melih kibar dan izin istemiş ve kendi yolunu çizmeye başlamıştı. Bir süre serbest olarka çalıştı. Ajanslar, prodüksiyonlar ve tiyatrolar için reklam ve spor müzikleri hazırladı.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке