AYDOS KALESİ 2023 RESTORASYONLU HALİ /OSMANLI TARİHİ /SULTANBEYLİ AYDOS KALESİ /AÇILIŞI YAPILAN KALE

Описание к видео AYDOS KALESİ 2023 RESTORASYONLU HALİ /OSMANLI TARİHİ /SULTANBEYLİ AYDOS KALESİ /AÇILIŞI YAPILAN KALE

Kale, Doğu Roma İmparatorluğu döneminde inşa edildi.[1] 11 ve 12. yüzyılda inşa edildiği tahmin ediliyor.[2] O zamanki adı olan "Aetos" (Αετός), Yunancada "kartal" anlamına gelmekteydi. Bu isim, günümüze kadar çok ufak değişiklikle korunmuştur.[1] 11. yüzyılda Türklerin Konstantinopolis'e (günümüzde İstanbul) yaklaşmaları üzerine kalenin önemi arttı; ancak Haçlı Seferleri'nin başlamasıyla Türkler bölgeden ayrıldılar.[1] 13. yüzyılın sonlarında bölgede, yeniden mücadeleler baş göstermeye başladı.[1] 1326-1328 yıllarında Kocaeli Yarımadası'nın büyük bir kısmı Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine girmişti. Bu dönemde iki devlet arasındaki sınır, Aetos-Pentikion (günümüzde Pendik) hattı üzerindeydi.[1]

Âşıkpaşazâde Tarihi'nde yer alan bilgilere göre Osmanlı Padişahı Orhan Gazi, kalenin alınması için Abdurrahman Gazi, Akça Koca ve Konur Alp'i görevlendirmişti. Önce Semendra Kalesi'ni (günümüzde Samandıra) ele geçiren Osmanlı kuvvetleri, daha sonra Aydos Kalesi'ni kuşattı.[1] Âşıkpaşazâde'ye göre, kale tekfurunun kızı kuşatmadan önce rüyasında, yakışıklı bir kahraman gördü, sonrasında ise kendini bir çukurda buldu. Bu kahraman onu kurtardı, giysilerini çıkardı yıkadı ve kıza yeni giysiler giydirdi. Kız, kısa süre sonra kaleyi kuşatan Osmanlıların arasında gördüğü Abdurrahman Gazi'yi rüyasındaki kahraman olarak tanıdı ve kaleyi ona teslim edeceğini yazdığı notu bir taşa sarıp askerlere fırlattı. Notta, Türklerin geri çekiliyormuş gibi yapmaları, gece geri gelmeleri ve kendisinin onları kaleye alacağı yazılıydı. Gece olunca kız, kale bedeninden bir kement attı ve Abdurrahman Gazi buna tutunarak kalenin içine girdi. Kapıyı içeriden açmasının ardından içeri giren Osmanlı askerleriyle birlikte kale, Osmanlı egemenliğine girdi.[1] Bu hikâye daha sonraları, başka yazarlar tarafından farklı biçemlerde dile getirildi. Neşrî'nın kaleminde yaşananlar bir aşk öyküsüne, Hoca Sadettin Efendi'nin anlatımında dinî bir öyküye dönüştü.[3] Bir versiyonda tekfur kızı, rüyasında İslam peygamberi Muhammed'i görüyordu.[1] Sonraki yıllarda kızın rüyası; Hadidî, İbn-i Kemal, Katip Çelebi, Solakzade Mehmet Hemdemi Efendi gibi isimler tarafından, farklı şekillerde anlatılırken, Joseph von Hammer-Purgstall ve Alphonse de Lamartine de olayı kendi kitaplarına taşıdı.[3] 1558 tarihli Osmannâme'de yer alan, Arifî'nin bir minyatüründe tekfur kızı, Abdurrahman Gazi'yi uzun saç örgüsünü kaleden sarkıtarak kaleye çıkardığı tasvir edilmiştir.[3]

Fetihten sonra kaleye yerleşen Abdurrahman Gazi önderliğinde Scutari (günümüzde Üsküdar) taraflarına akınlar düzenlendi.[4] Ancak bir müddet sonra kale önemini kaybetti.[3] Hoca Sadettin Efendi'nin Tâcü't-Tevârîh adlı eserinde İzmit'in 1337 yılındaki fethinden sonra Orhan Gazi'nin şehri çok beğendiği ve buranın yakınlarındaki Aydos Kalesi'ne artık ihtiyaç olmadığından kaleyi yıktırdığı, muhafızları ve kalenin içinde yaşayanları İzmit'e getirdiği ifade edilmektedir.[5]

Комментарии

Информация по комментариям в разработке