Evrenin Yaratılışına Yolculuk ᴴᴰ (Ayetlerle) - Samanyolu Galaksisi [Belgesel]

Dünyadan Uzaya [Belgesel] - Evrenin Yaratılışına Yolculuk (Ayetlerle) - Samanyolu Galaksisi

Halis Bayancuk (Ebu Hanzala) Hocamızın Esma-i Hüsna Derslerinden "Evrenin Yaratılışı" Adlı Videodan Alıntılanan Bu Belgeseli Sizlere Sunuyoruz.

Yer Yüzünün, Evrenin ve Kainatın yaratılışı hakkında merak ettikleriniz;

Evrenin Yaratılışı
Evrenin Yaratılması
Uzaya Yolculuk
Evrenin Ucuna Yolculuk
Evrenin Yaratılışına Yolculuk - Bir Baş Yapıt
Evren Hakkında İlginç Bilgiler
Güneş Hakkında İlginç Bilgiler
Gerçekte Evrenin Oluşumu
Evren Nasıl Yaratıldı
Kainat Nasıl Yaratıldı
Güneşin Kendi Etrafında Dönmesi
Kalifornia Gözlem Evi
Bilim Adamı
Gök Cismi
Evrenin Genişlemesi
Kıyamet
Kıyamet Hakkında

Allah'ın yaratmasına dair beş ismi:
El Halık: Varlığı yoktan var eden, her şeyin yaratıcısı Allah demektir.
El Bari: Yaratırken parçalayan, kesen ve yaratması eksiklikten münezzeh olan Allah demektir.
El Musavvir: Yarattıklarına şekil veren Allah demektir
El Bedi: Bir şeyi yarattığında örneksiz, benzersiz bir şekilde yaratan Allah demektir.
El Fatır: Yaratırken çatlatan ve yarattığını şeyin programını içerisine yerleştiren Allah demektir.

Yerin ve göğün yaratılışı:

Eski dönemlerde insanlar, evrenin bir kutuya benzediğini, sınırları olduğunu ve her şeyin bu sınırlar içinde gerçekleştiğine inanırdı. Evrenin sabit/durağan olduğu fikri uzun yıllar geçerliliğini korudu. Daha sonra 1920'li yıllarda Kaliforniya'da kurulan bir gözlemevinden gökyüzü incelenmeye başladı. Gözlem yapan bilim adamı şöyle bir gerçeği fark etti: Gök cisimleri sürekli olarak birbirlerinden uzaklaşıyor, hareket ediyordu.

Sonra ikinci bir soru sordular: “Bu genişleme nasıl başladı?” Geriye doğru sardıkça anladılar ki evren/herşey bir noktaydı ve o nokta genişleye genişleye evren bu hâle geldi. Hâla genişlemeye devam ediyor…

Evet, yer ile gök bir bütün hâlindeydi. O bütünün içinde tüm evren gizliydi. Allah El-Fâtır ismiyle o noktayı çatlattı, birbirinden ayırdı ve evreni yarattı.

İlgili Ayetler:

اَوَلَمْ يَرَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنَّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ كَانَتَا رَتْقًا فَفَتَقْنَاهُمَاۜ
وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَٓاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّۜ اَفَلَا يُؤْمِنُونَ
“O kâfirler, göklerin ve yerin bitişik olduğunu, bizim onları birbirinden ayırdığımızı ve her canlıyı sudan yarattığımızı görmediler mi? İman etmezler mi?”
(21/Enbiya, 30)

وَالسَّمَٓاءَ بَنَيْنَاهَا بِاَيْدٍ وَاِنَّا لَمُوسِعُونَ
(51/Zariyat, 47)

وَالْاَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ
(51/Zariyat, 48)

وَمِنْ كُلِّ شَيْءٍ خَلَقْنَا زَوْجَيْنِ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ
(51/Zariyat, 49)

فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ
(51/Zariyat, 50)

اِنّ۪ي لَكُمْ مِنْهُ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌۚ
(51/Zariyat, 50)

فَلَا تَجْعَلُوا لِلّٰهِ اَنْدَادًا
(2/Bakara, 22)

وَلَا تَجْعَلُوا مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَۜ
(51/Zariyat, 51)

اِنّ۪ي لَكُمْ مِنْهُ نَذ۪يرٌ مُب۪ينٌ
(51/Zariyat, 51)

كُنْ
(36/Yasin, 82)

وَاٰيَةٌ لَهُمُ الَّيْلُۚ
(36/Yasin, 37)

نَسْلَخُ مِنْهُ النَّهَارَ فَاِذَا هُمْ مُظْلِمُونَۙ
(36/Yasin, 37)

وَالشَّمْسُ تَجْر۪ي لِمُسْتَقَرٍّ لَهَاۜ
(36/Yasin, 38)

ذٰلِكَ تَقْد۪يرُ الْعَز۪يزِ الْعَل۪يمِۜ
(36/Yasin, 38)

وَالْقَمَرَ قَدَّرْنَاهُ مَنَازِلَ
(36/Yasin, 39)

حَتّٰى عَادَ كَالْعُرْجُونِ الْقَد۪يمِ
(36/Yasin, 39)

لَا الشَّمْسُ يَنْبَغ۪ي لَهَٓا اَنْ تُدْرِكَ الْقَمَرَ وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ
(36/Yasin, 40)

وَكُلٌّ ف۪ي فَلَكٍ يَسْبَحُونَ
(36/Yasin, 40)

تَبَارَكَ الَّذ۪ي جَعَلَ فِي السَّمَٓاءِ بُرُوجًا وَجَعَلَ ف۪يهَا سِرَاجًا وَقَمَرًا مُن۪يرًا
(25/Furkan, 61)

فَيَوْمَئِذٍ وَقَعَتِ الْوَاقِعَةُۙ
(69/Hâkka, 15)

وَانْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَهِيَ يَوْمَئِذٍ وَاهِيَةٌۙ
(69/Hâkka, 16)

اِذَا السَّمَٓاءُ انْفَطَرَتْۙ
(82/İnfitâr, 1)

وَاِذَا الْكَوَاكِبُ انْتَثَرَتْۙ
(82/İnfitâr, 2)

اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْۙ
(81/Tekvîr, 1)

وَاِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْۖ
(81/Tekvîr, 2)

وَاِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْۖ
(81/Tekvîr, 6)

وَاِذَا الْبِحَارُ فُجِّرَتْۙ
(82/İnfitâr, 3)

وَاِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْۖ
(81/Tekvîr, 6)

وَاخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ
(3/Âli-İmrân, 190)

وَلَا الَّيْلُ سَابِقُ النَّهَارِۜ
(36/Yasin, 40)

وَجَعَلْنَا الَّيْلَ لِبَاسًاۙ
(78/Nebe, 10)

وَجَعَلْنَا النَّهَارَ مَعَاشًاۖ
(78/Nebe, 11)

قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ جَعَلَ اللّٰهُ عَلَيْكُمُ النَّهَارَ سَرْمَدًا اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ
مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأْت۪يكُمْ بِلَيْلٍ تَسْكُنُونَ ف۪يهِۜ اَفَلَا تُبْصِرُونَ
(28/Kasas, 72)

وَمِنْ رَحْمَتِه۪ جَعَلَ لَكُمُ الَّيْلَ وَالنَّهَارَ لِتَسْكُنُوا ف۪يهِ
وَلِتَبْتَغُوا مِنْ فَضْلِه۪ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
(28/Kasas, 73)

وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ
(28/Kasas, 73)

اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠
(88/Gâşiye, 17)

وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠
(88/Gâşiye, 18)

وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠
(88/Gâşiye, 20)

وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠
(88/Gâşiye, 19)

وَجَعَلْنَا فِي الْاَرْضِ رَوَاسِيَ اَنْ تَم۪يدَ بِهِمْ
وَجَعَلْنَا ف۪يهَا فِجَاجًا سُبُلًا لَعَلَّهُمْ يَهْتَدُونَ
(21/Enbiyâ, 31)

وَتَرَى الْجِبَالَ تَحْسَبُهَا جَامِدَةً وَهِيَ تَمُرُّ مَرَّ السَّحَابِۜ
(27/Neml, 88)

#Evren #EvreninYaratılışı #Samanyolu