Günah işleyen, karşılığını görür! / 19.03.2019 / Kerem Önder

Описание к видео Günah işleyen, karşılığını görür! / 19.03.2019 / Kerem Önder

Günah işleyen, karşılığını görür! / 19.03.2019 / Kerem Önder

لَّيْسَ بِأَمَانِيِّكُمْ وَلَآ أَمَانِىِّ أَهْلِ ٱلْكِتَٰبِ ۗ مَن يَعْمَلْ سُوٓءًا يُجْزَ بِهِۦ وَلَا يَجِدْ لَهُۥ مِن دُونِ ٱللَّهِ وَلِيًّا وَلَا نَصِيرًا

“İş, ne sizin kuruntunuza, ne de kitap ehlinin kuruntusuna göredir. Kim kötü bir iş yaparsa, onunla cezalandırılır. O, kendisine Allah’tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı bulabilir.” (Nisa 123)

Ayetin Muhatabı

1) Bu, putperestlere hitabtır. Onların kuruntuları da, ahırette bir haşr ve neşrin (yeniden dirilmenin) ve bir sevab ve ikabın olmayacağıdır. Onlar bunların olacağını kabul etseler bile, putlarının, Allah yanında kendilerine şefaatçi olacağını söylüyorlardı. Ehl-i kitabın kuruntuları ise, "Yahudi veya Hıristiyan olanlardan başkası asla cennete girmeyecek" (Bakara, nıj; "Biz Allah'ın oğullan ve sevgilileriyiz" (Maide, 18) bize azab etmez ve "Sayılı günlerden (fazla), bize kat'iyyen cehennem dokunmayacak" (Bakara, so) demeleridir.

2) Bu hitab, müslümanlaradır. Onların kuruntuları ise, büyük günah isteseler bile, affolunacaklarını zannetmeleridir. Halbuki durum böyle değildir. Çünkü Allah Teâlâ, "(Allah) ondan (şirkten) başka günahları, dileyeceği kimseler için bağışlar" (Nisa, âyetinde de buyurduğu gibi, dilediğine af ve mağfiret eder.

Rivayet edildiğine göre müslümanlar ile ehl-i kitap birbirlerine karşı övündüler. Ehl-İ kitap dedi ki: "Bizim peygamberimiz sizin peygamberinizden; bizim kitabımız sizin kitabınızdan öncedir ve biz Allah'a sizden daha yakınız"; müslümanlar da, "Bizim peygamberimiz, hatemü'l-enbiya (peygamberlerin sonuncusu), kitabımız da bütün kitapların nasihi" dediler. Bunun üzerine Alfah Teâlâ, bu âyeti indirdi.

Hak Teâlâ sonra, "Kim bir kötülük yaparsa, onunla cezalanır" buyurmuştur. Bu ifade hakkında birkaç mesele bulunmaktadır:

Birinci Mesele

Mutezile şöyle demiştir: "Bu âyet, Allah Teâlâ'nın hiçbir günahı affetmediğine delalet etmektedir. Hiç kimse "Bu, küçük günahlar konusunda bir problem çıkarır. Zira onların affedildiği malumdur" diyemez. Böyle bir suale Mutezile şu iki şekilde cevap verir:

a) "Umumi lafız, tahsisten sonra hüccettir.

b) Küçük günah işleyen kimsenin, taatlarının sevabından, o günahın cezası miktarınca düşer. Böylece bu günahın cezası ona ulaşmış olur."

Bizim alimlerimiz ise "bu konudaki cevaplar, bellibaşlı yönleriyle daha önce Hak Teâlâ'nın, (Bakara, si) âyetinin tefsirinde geçmiştir" diyerek cevap vermişlerdir. Ancak ne var ki bu âyetin tefsiri ile ilgili olarak burada şu vecihleri ilave etmek istiyoruz:

1) Bu cezadan muradın, insana bu dünyada ulaşan gamlar, kederler, hüzünler, elemler ve hastalıklar olması niçin caiz olmasın? Bu hususa hem Kur'an, hem dehadisler delalet etmektedir. Kur'an'dan delit, şu âyettir: "Erkek hırsızla, kadın hırsızın irtikab ettikleri şeye bir ceza olarak, ellerini kesin" (Maide, 38). Bu âyette, elleri kesme, ceza olarak belirtilmiştir. Hadisden bunun delili de şudur: Rivayet olunduğuna göre, bu âyet nazil olunca, Hz. Ebu Bekir Sıddık (r.a), "Artık bu âyetten sonra kurtuluş nasıl umulur?" demişti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.s), "Ey Ebu Bekir, Allah sana mağfiret etsin. Sen hiç hastalanmadın mı, sana hiç sıkıntı isabet etmedi mi? İste cezalandırılmanız budur" buyurmuştur.

Hz. Aişe (r.anhâ)'den rivayet edildiğine göre, bîr adam bu âyeti okumuş ve "Yaptığımız herşey sebebiyle cezalandırılacak olursak mahvolduk gitti..." demişti. Onun bu sözü Hz. Peygamber'e ulaşınca, Hz. Peygamber (s.a.s) "Mümin dünyada, bedenine isabet eden (hastalıklar) ve kendisine sıkıntı veren şeyler ile cezalandırılır" der.

Ebu Hureyre (r.a)'den şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bu âyet nazil olduğu zaman ağladık, hüzünlendik ve dedik ki: "Ya Resûlallah, bu âyet-i kerime, bize (ümit ışığı) bırak­madı.'1 Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a,.s): "Sevinin, müjdeler olsun size. Çünkü bu dünyada sizden birinin başına gelen her musibeti, Cenâb-ı Hak o kimsenin günahlarına bir keffaret yapar. Hatta ayağına batmış olan bir dikeni bile" buyurdu.

2) Farzedelim ki bu ceza onlara Kıyamet günü ulaşsın. Fakat bu cezanın, kulun imanının ve taatlarının sevabının eksilmesi şeklinde meydana gelmesi niçin caiz olmasın? Kur'an, hadis ve akıl da buna delalet etmektedir. Kur'an'dan buna delil, "çünkü iyilikler (hasenat), günahları (seyyiah) giderir" (hüö, n4) âyetidir.

Web / http://keremonder.com
Facebook /   / kereminden  
Twitter /   / keremonder1  
Instagram /   / kerem_onder  
SoundCloud /   / keremonder  
İngilizce Altyazı Kanalı /    / keremonderenglish  
Almanca Altyazı Kanalı /    / keremonderdeutsch  

Комментарии

Информация по комментариям в разработке