İslam'da mehdilik var mıdır? | Prof. Dr. Mikail Bayram

Описание к видео İslam'da mehdilik var mıdır? | Prof. Dr. Mikail Bayram

İslam’da Mehdilik Var mıdır?

Prof. Dr. Mikail Bayram


Mecusilikten İslam’a girmiş konulardan birisi de mehdiliktir. İslam’dan önce de İranlılar Mecusiler mehdiye inanırlardı. Esrarengiz bir kurtarıcıya inanırlardı. Ben sık sık söylüyorum İslam’ın doğduğu tarihte İran’ın bin senelik yazılı edebiyatı vardı. Kutsal kitapları, peygamberleri vardı. Zerdüşt ve Ardaviraf onların peygamberlerindendir. Bu arya kültüründen olan insanların inanış esaslarında mevcut olan itikatlardır. Mehdi inancı da aynı bunun gibidir. Mehdi inancı da eski İran kültüründe, eski İran dinlerinde mevcut olan bir inanç biçimiydi. İran halkı dönem dönem iktidar buhranları geçirmişlerdir. İktidarda olan İranlı bürokratlar halka zulmetmişlerdir. Halk zaman zaman isyanlar çıkarmışlardır. İsyanlar çok zalimane bir şekilde bastırılmıştır. İşte böyle bir ruh halinde olan insanlar esrarengiz bir kurtarıcıya inanmak zorunda kalmışlardır. Dolayısıyla İranlılar eskiden beri böyle katmerli bir zulümle yüz yüze geldikleri zaman umutlarını mehdiye bağlamışlardır. Mehdi gelecek bizi kurtaracak… böyle bir inanışta olan insanlar da mehdi çevresinde sözler üretmiş anlatımda bulunmuşlardır. Müslüman alemlerde özellikle o muhaddis dediğimiz insanlar ki hepsi İranlıdır, o İranlı muhaddisler bu meseleleri biliyorlardı. Onların kültüründe canlı olarak yaşanıyordu. Onlar da bu eski kültürlerinde yaşanan inanışları birer Arapça cümle ile, Arapça ifadelerle Hz. Peygamberin, ashabın, sahabenin sözleri – anlatımlarıymış gibi göstererek bunları kitaplarına almışlardır. Mehdinin vasıfları hakkında yazdıkları şeylerin hepsi eski İran’da mevcut olan şeylerdir. Mehdi minareden inecek… Her şey birden süt liman olacak… Bütün kötülükler esrarengiz bir şekilde ortadan kalkacak… gibi söylemleri vardı. Bu tarz anlatımlar eski İran’da mevcut olan anlatımlardır. Dolayısıyla muhaddisler bunları kitaplarına aldıkları zaman o kültürün içinden gelen insanlar bunlardan kendilerini soyutlayamamışlardır. Bunların sözlerini bir değermiş gibi kitaplarına Arapça cümlelerle yerleştirmişlerdir. Arapça cümlelerle olmasının sebebi insanlara inandırıcılık vermek amacına yöneliktir. Arapça söylemek suretiyle o sözün peygamberden geldiğini kanıtlamaya dayalı bir operasyondur. Şunu da söyleyeyim ki eski İranlılar İslam’dan önceki birçok dönemde İran halkı ikiye ayırır. Bir bürokratlar vardır, devleti yöneten asilzadeler. Bunlara “kiyan” denir. Kiyan sınıfından olan insanlar seçkin insanlardır. Bir de halk vardır. Eski İran kültüründe bu ayrım kesin olarak vardır. Geniş bir halk kitlesi, bir de o halkı yöneten kiyan denilen seçkin insanlar vardır. Seçkin insanların o geniş halk tabakaları üzerindeki baskılardan, zulümlerden, eziyetlerden kaçışlarından dolayı halk esrarengiz bir kurtarıcı arama ihtiyacı duymuştur. Bu arama ihtiyacı içerisinde o kurtarıcının vasıflarıyla, özellikleriyle hatta vatanıyla memleketiyle ilgili birtakım anlatımlarda bulunmuşlardır. İslam’dan sonraki dönemde İrani çevreler Emevi Devletinin, Ümeyyeoğullarının zulümlerine maruz kalmışlardır. Özellikle Muaviye’den sonra durum böyleydi. İran halkı Emevi yöneticilerinden çok eziyet çekiyor, çok zulüm görüyorlardı. İşte o Emevilerin zulmüne karşı İranlı halk zaten kültürlerinde olan inanışı yani mehdi inancını gündeme getiriyorlar. Bir dönemden sonra Emevi Devleti yıkılıp yerine Abbasi Devleti kurulunca Abbasi zulmü devreye girmiştir. Şam bölgesinin insanları da Abbasilerin zulmünden çekmişlerdir. Onlar da mehdi inancına tepki olarak sufyan meselesini gündeme getirmişlerdir. Sufyan da esrarengiz bir kurtarıcıdır. Şam bölgesinin insanları Sufyanın geleceğine, onları kurtaracağına inanmışlardır. Mehdinin Hz. Peygamberin, Hz. Ali’nin soyundan olacağına inandıkları gibi Sufyana inananlar da Ebu Sufyan’ın soyundan geleceğine inanmışlardır. İnsanlara da Ebu Sufyan’ın soyundan birinin geleceğini, onları bu haksızlıktan bu zulümden kurtaracağını telkin etmişlerdir. Bu durum dahi bize olayın ne kadar yapmacık olduğunu göstermektedir. Sufyaniler, mehdiler… Abbasilerin ilk dönemlerinde Emevi Devletinin yıkılışının sağlanmasında bu inançların önemli rolü olmuştur. Abbasiler mehdinin kendilerini iktidara getireceğine inanıyorlardı. Böylece onların mehdiye güvenmeleri gibi Şam bölgesindeki Ümeyyeoğullarının iktidarının elemanları olan insanlar da sufyanın kurtarıcılığına inanmışlardır. Dolayısıyla mehdi inancının hiçbir gerekçesi yoktur. Mehdi ile ilgili inanışlar eski İran’da mevcut olan inanışların muhaddisler tarafından Arapça ifadelerle mehdinin kimliği hakkında bilgiler vermeleri sonucunda oluşmuştur.

WEB SİTE: http://www.dinicevaplar.com/
İNSTAGRAM:   / dinicevaplarcom  
FACEBOOK:   / dinicevaplarcom  
TWİTTER:   / dinicevaplarcom  

Комментарии

Информация по комментариям в разработке