DİYARBEKİR’İ TERK EDİP GİDENLERE
Söle kurban hele söle,söle,
Gurbet elde var mi seni anliyan?
Derdine ortak olan?
Gelip kapin çalan?
Sende hasret çekisen Mıgırdiç Margosyan, Udi Yervant,
Enver Yorulmaz,Vecdi Subaşı gibi.
Karacadağ mi yetmedi sahan?
Dicle nehri mi dar geldi yüregen?
Gettın unuttın buralari,
Kadeh kaldırdın bu şehre,
İncittin Cahit Sıtkı’yı, Ahmed Arif’i,
Kapıldın deniz manzaralarına.
Sırtıni döndın hemşehrine,
Havasına, suyuna, küçesine.
Ardından bıraktığın feryatlari işitmedın,
Dağkapi’yi sensiz, gaziköşkıni öksız bıraktın,
Cinali’deki Fiskayada’ki anıların tozlanmiş,
Unuttun Dıngılava’yi, Küpeli’yi, Anzele’yi.
Hevsel bahçasıni tarumar ettın gidişinle,
Arbedaş’ı terk ettın,
Terk ettın Ben ü Sen’i, Çamlica’yi.
Ara sıra bedenlere çıkardın,
Doymazdın Yedikardaş’a, Keçiburcu’na,
Sanki bu şehir kıyamet altında kalmiş,
Ne ğar oyniyan var küçelerde ne de beş taş,
Ne at kılından tuzağlar, ne birdirbir,ne çelik çubuk oyniyan uşağlar,
Ne kar yağanda teneke üstünde kayanlar,
Ne de ne de karkuşlari var.
Hani yazın damda tahtta yatardın?
Havşteki kuyunın suyiyla yüzın yıkardın?
Heç mi oynamadın toylarında?
Heç mi coşmadın Halay’da, Çepık’te, Delilo’da?
Hele dön biraz arkana bak,
Lunaparkta, Hançepek’te, orda, burda?
Kavgaların yok mi akranınla…?
Pop, Caz, Alaturka müziğe kapılıp gettın,
Özınde aslınde kaybettın.
Bayramda erken kalkıp yataktan,
Bıkmazdın heç pıskılet kiralamaktan,
Sen, sen kendi kenden ettın.
Belki her gün eski günlerin yad ettın,
Doğdığın evi, küçeni, mahleni,
Sımit,kıti sattığın, serçe boran vurdığın günleri,
Hevsel bahçasıni,Kırklardağı’ni,
Ya Koşiyolı’nda top oynadığın günler?
Ya o gazoz kapakların?
Ya ekmege salça sürdığın günler?
Ya karahübür,kummali şeftaliler?
Ya o elmalı şekerler?
Eski halın ordaki petteğle karpuzın tadi?
Sahan daha neleri diyeyim kurban?
Hasretn seni daha da yaki şimdi,
Yüzlerce kez ah u vah edisen şimdi,
Terk ettın diye pişmanlık duyisen,
Sesıni duyanın var mi?
Hani çarkçi vardi, küçe küçe gezidi,
Makaslari pıçahlari keskin edidi,
Çoktandır kaybolmiş bulgurçekanlar,odın kıranlar,
“Gogo kıto soro soro sor penner” diyende yok.
“Elma desem çık armut desem çıkma” diyende.
“Üçte üç atana bi paket malboro” diyende.
Hani telden yaptığın araban vardi?
Hani “Al hamur teştıni yallah fırına” diyen anan?
Hani “Fazla gecıkme ayağın kıraram ha” diyen baban?
Hani “Ana hade kaynamiş nohut al bahan” dedığınde,
Anan kızardi hani hüngür hüngür ağlardın sende…
Şimdi üzerınden geçtığın köpriler bile,
Bızım Ongözli’den daha güzeldır sahan göre.
Yürüdığın yollar asfalttır,kir-u katrandır,
Bızım gibi kortık doli yoldan geçerken,
Yağmurli havalarda seni ıslatan da olmi,
Kızmisan bağırmisan da kimseye.
Unutmişsan yağli kırbaci,paytonlari,
Şimdi ziyaretın ogınde üç beş dilenci,
Bi de “Neno yetım sağbidir” diyen dilenci neno.
Ne Karete Kadri var ne Deli Selim
Ne de yumurtaci uzun sakalli Ğale Helim,
Ne Lalo var ortalıkta ne de Yole,
Her gün birini gömiler Mardinkapi’sına
Öle zalım bi dünyadır işte;
Öyle hain bir devran.
Ben ü Sen’de Alipar’da,
Selalar hüzünle okunur Ulucami’de,Kurşunlu’da.
Biri daha göçti ALLAH rahmet eyleye.
Kalmişız, kalmişız bi avuç insan,
Herkes kendi derdınde,
Ömür takviminden sırasi gelen tek tek,
Tökülüp gidi işte.
Bi gün sıra bize de gelecağ,
Bılmem o zaman yasımızi kim tutar,
Kim ağlar bıze,kim sözeder bızden?
Hangi şair bi gün geçmişi yad eder?
Dem vurur dem vurur eski günlerden…
Информация по комментариям в разработке