Hicâz Peşrevi-Refik Fersan

Описание к видео Hicâz Peşrevi-Refik Fersan

Refik Fersan

İstanbul Şehzadebaşı’nda doğdu. Asıl adı Refik Şemseddin’dir. Soyadı kanunundan sonra Fersan soyadını aldı; ancak nüfus belgelerinde adı Ahmed Refik diye geçmektedir. Babası Maliye Nezâreti Düyûn-ı Müteferrika Kalemi müdürü mûsikişinas Hâfız Mehmed Şemseddin Bey, annesi Makbûle Hanım’dır.

Henüz bir yaşında iken babası ölünce, ailece teyzesinin oğlu Mâbeyinci Fâik Bey’in Bebek’teki yalısına taşındılarsa da iki yıl sonra Beşiktaş’ta bir konağa nakledildiler. Öğrenimine yedi yaşlarında Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi’nde başlayan Refik Şemseddin, 9 Mart 1907 tarihinde çıkan yangında okulun yanması üzerine bir müddet Robert College’a devam etti. Mekteb-i Sultânî tamir edilerek 1908’de yeniden öğrenime açılınca mektebine dönüp buradan mezun oldu. Bu yıllarda okulun hocaları Tevfik Fikret ve Ahmed Râsim gibi ünlü kişilerden özel olarak aldığı Türkçe ve edebiyat dersleri onun ayrıca edebî bakımdan yetişmesini sağladı. II. Meşrutiyet’in ilânından sonra ailesiyle birlikte İskenderiye’ye gitti. Bir buçuk yıl kadar süren bu Mısır seyahatinin ardından 1910’da İstanbul’a döndü. 1913’te Fâik Bey’in kızı Fâhire ile evlenerek aynı yıl ailesiyle beraber Cenevre’ye gitti.

Cenevre’de başladığı kimya öğrenimini kimyevî maddelerin sağlığına zarar vermesi sebebiyle iki sömestr kadar devam ettirebildi. İsviçre’de bulunduğu süre içinde hocası Tanbûrî Cemil Bey’in tavsiyesine uyarak Türk mûsikisi dışında hiçbir mûsiki ile ilgilenmedi ve özellikle tanbur üzerindeki çalışmalarına yoğunluk verdi.

1917 yılında İstanbul’a dönünce açılan imtihanı kazanıp Dârülelhan’da tanbur hocalığı görevine başladı. İki yıl sonra da Muzıka-yi Hümâyun’daki imtihanı birincilikle kazanarak yüzbaşı rütbesiyle Muzıka-yi Hümâyun İncesaz Heyeti sersâzende muavini olarak buraya tayin edildi. Cumhuriyet’in ilânının ardından Muzıka-yi Hümâyun’un tasfiyesiyle saraydaki mûsiki kadrolarının Ankara’ya alınması üzerine 1924’te rütbesi binbaşılığa yükseltilerek Riyâseticumhur Mûsiki Heyeti Alaturka Kısmı muallimi sıfatı ile görevini sürdürdü ve incesaz heyeti şefliği de yaptı. Birçok defa istifa etmesine rağmen vazifesini üç yıl devam ettirdi. Ocak 1927’de hanımının rahatsızlığı sebebiyle İstanbul’a döndü ve 25 Mayıs 1927 tarihinde hem Riyâseticumhur İncesaz Heyeti’nden hem de ordudaki görevinden ayrıldı. Aynı yıl yayına başlayan İstanbul Radyosu’nda aldığı görev, Ekim 1938’de bir grup arkadaşı ile birlikte Ankara Radyosu’na tayin edilinceye kadar devam etti. 1938-1950 yılları arasında tanbur sanatçısı ve hoca olarak Ankara Radyosu’nda çalıştı. Aynı zamanda Türk müziği yayınları şefliği görevini de yürüttü. Bu arada Mısır (1928), Yunanistan (1929, 1931, 1937), Macaristan (1934) ve Irak’ta (1935) konserler verdi. 13 Mayıs 1948 tarihinde Şark mûsikisi mütehassıs müşaviri sıfatı ile Şark Mûsikisi Konservatuvarı’nı kurmak üzere Suriye’ye davet edildi. Konservatuvarı kurduktan kısa bir süre sonra çıkan Suriye-İsrail savaşı yüzünden İstanbul’a dönmek zorunda kaldı. 1950 yılında tekrar çalışmaya başladığı İstanbul Radyosu’ndaki görevinden yaş haddi sebebiyle 1957’de emekliye ayrıldıysa da sözleşmeli olarak radyoya devam etti. Bu arada İstanbul Belediye Konservatuvarı İcra Heyeti’nde ve İstanbul Belediye Konservatuvarı Tarihî Türk Mûsikisi Eserlerini Tasnif ve Tesbit Heyeti’nde görev yaptı. Bu çalışmalarını daha sonra icra heyeti şefliği, tasnif ve tesbit heyeti başkanlığıyla sürdürdü. Radyodaki sözleşmesi, 27 Mayıs 1960 İhtilâli’nden sonra İstanbul Radyosu kumandanının emriyle 1 Haziran 1960 tarihinde feshedilince İstanbul Radyosu ile ilişkisi kesildi. Gerek İstanbul gerekse Ankara radyolarında ayrıca klasik koro şefliklerinde de bulunan Refik Fersan 13 Haziran 1965’te vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.

Mûsiki nazariyatı çalışmaları ile de tanınan Refik Fersan, Türk mûsikisinin son zamanlarda tamamen unutulan eski makamlarından selmek makamını yeniden canlandırmaya gayret etmiş, bu makamdan âyîn-i şerif, beste, yürük semâi ve saz semâisi bestelemiş, ayrıca sultânîbûselik adını verdiği yeni bir makam tertip etmiştir. Dârülelhan’daki görevi esnasında dört bölümlük bir tanbur metodu ile mûsiki nazariyatı kaleme almış, ancak bu eserler daha sonra kaybolmuştur. Ayrıca Şam’da bulunduğu sırada yazdığı bir başka nazariyat kitabı da kayıptır. Diğer taraftan aruz kalıplarının Türk mûsikisi usullerine uygulanması konusunda bir çalışma başlattığı, ancak bunu bitiremediği söylenmektedir. Gerek İstanbul gerekse Ankara radyolarında birçok sanatkârın yetişmesinde büyük rolü olan Refik Fersan Hamparsum notasını çok iyi bildiği için eski mûsiki eserlerini inceleme imkânı bulmuş, İstanbul ve Ankara radyoları ile İstanbul Belediye Konservatuvarı’nda bulunduğu yıllarda çeşitli külliyatlar üzerinde çalışarak Hamparsum’la yazılmış birçok eseri Batı notasına çevirmek suretiyle Türk mûsikisi repertuvarına büyük hizmet etmiştir.

Detaylı Bilgi;
https://islamansiklopedisi.org.tr/fer...

Комментарии

Информация по комментариям в разработке