“Vecmia'ş-Şemsu vel Kamer” – Kıyametin Derin İşareti
“Vecmia’ş-Şemsu vel Kamer” – Güneş ile Ay bir araya getirildiğinde…
(Kıyamet Suresi, 9. Ayet)
Kur’an’ın i’caz (aciz bırakan) mucizesinin bir numunesi olan bu ayet, yalnızca kıyametin kozmik işaretlerini değil, insanın akıbetine dair derin hakikatleri de işaret eder. Münir Derman Hazretleri bu ayetin içini, bir inci gibi açar ve altı mânâyla açıklarken “5. ve 6. mânâyı söyleyemem” diyerek hikmetin ve edebin sınırında durur.
Bu açıklamada biz de ayetin 4. mânâsını merkeze alarak, onu ayetler, hadisler ve büyüklerin sözleriyle bir maneviyat açıklaması haline getireceğiz.
🌄 4. Mana: Maddi gücün sınırı, ruhun sonsuzluğu
“Ne kadar zengin olursan ol, ne kadar dağ gibi büyük olursan ol… Ne olursan ol, nihayetinde manevi alemin esirisin. O aleme gitmek için hoca efendi seni yıkayacak, omuzlarda gideceksin. Bundan hiç kimse kurtulamaz.”
İşte ayetin fısıldadığı hakikat budur. İnsan, ne yaparsa yapsın, fani bir hayatın içinde sonu belli bir yolculuğa mahkûmdur. Ve bu yolculuk, kimseye torpil geçmeden gerçekleşecektir.
“Her nefis ölümü tadacaktır.”
(Ali İmran Suresi, 185)
Kimse sonsuza kadar kalmayacak bu dünyada. Zenginlik, makam, şöhret… Bunların hiçbiri musalla taşının soğukluğunda bir anlam ifade etmeyecek. Ay da, güneş de bir araya gelecek, insan da kabre girecek…
✨ İ’caz: Kur’an’ın Aciz Bırakan Dili
“Kur’an’da fesahat vardır” denmez! Çünkü i’caz, fesahat ve belagatin ötesindedir.
Kur’an’ın bir kelimesine bin mânâ sığar. Münir Derman Hazretleri’nin tabiriyle, i’caz;
“Kutsî ruhun ayet ve surelerde tecelli eden ruhaniyetidir.”
Kur’an bir hikmet menbaıdır, ancak her göz o nuru göremez. Kur’an sadece okunmaz, yaşanır. Okunduğu zaman sadece insanlar değil, hayvanlar bile onun tesirine girer.
Hazret şöyle anlatır:
“Kedim vardı, Kur’an okununca gelir gözlerini dikip dinlerdi. Burnuna ciğer tutsan bakmazdı ama Kur’an okununca kıpırdamazdı.”
İşte bu, Kur’an’daki i’cazın mahlûkata bile sirayet ettiğinin işaretidir.
🕋 Hadislerle Desteklenen Bu Gerçek
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurur:
"Akıllı kişi, nefsini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışan kimsedir."
(Tirmizi, Kıyamet, 25)
Başka bir hadiste de şöyle buyrulmuştur:
"İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar."
(İmam Gazâlî – İhyâu Ulûmiddin)
Kıyamet sadece dünyanın değil, her bir ferdin kendi dünyasının da çöküşüdür. Güneşle Ay’ın birleşmesi gibi, ruh ile beden ayrılır, kişi kabirde hakikate uyanır.
🕯️ Evliya Sözleriyle Yorum
🔹 Hz. Ali (r.a):
“İnsanlar uykudadır; ölünce uyanırlar. Ahiret, uyananların gerçek yurdudur.”
🔹 Abdulkadir Geylânî (k.s):
“Ölmeden önce ölünüz ki, kıyametinizi dünya gözüyle görün.”
🔹 İbn Atâullah el-İskenderî:
“Cesetler toprakla, ruhlar feyz ile dirilir.”
🧭 Ne Yapmalı?
Kur’an ile bağını tazele.
Dünya malına değil, kalp aküsüne yatırım yap.
Geceleri uyan, ay ve güneşin ruhani ritmini hisset.
Ölüm korkusu değil, sonsuzluk için hazırlık duygusu taşı.
Hazret diyor ki:
“Bu gecelerde projöktörün aküsünü şarj et. Uyuma! Çünkü ay tepede durur, ‘uyan’ der sana.”
📌 Son Söz
“Vecmia'ş-Şemsu vel Kamer”
Bu ayet sadece kıyametin değil, kalbin uyanışının da şifresidir. Kur’an’ı edebinle oku, ruhunla yaşa ve hatırla:
“Dağ bile Kur’an’dan korkar, parçalanır. Sen hangi gönülle onu dinliyorsun?”
Информация по комментариям в разработке