Bu dersimizde, koşullu cümlelerle ilgili açıklamalar, örnekler ve değişik kullanımlar açıklanmıştır.
İyi çalışmalar dilerim.
https://www.ingilizceol.com
/ ingilizceol
/ ingilizceol
► Type 0 (Zero ) ( olduğunda olur )
Bu tip anlatımda if (eğer) manasından ziyade (her ne zaman, her ne vakit) anlamlarında kullanılmaktadır. Bu tür anlatımda kesin ve kurallaşmış durumlar ifade edilir.
Gerek if clause ve gerekse main clause’daki cümleciklerin zamanı simple present tense’tedir.
If it rains, the ground gets wet.
(Yağmur yağdığında, yer ıslanır.)
If you touch fire, your hand gets burnt.
(Ateşe dokunursanız, elin yanar.)
If you touch me, I kill you.
(Bana dokunursan, seni öldürürüm.)
► Type 1. (olursa, olur / olacak)
Bu tür anlatımda if clause, ihtimal halinde olan (yani gerçekleşeceği veya gerçekleşmeyeceği kesin değil fakat ihtimal halinde olan- olasılık) durumları ifade etmek için kullanılır.
If clause present tense; main clause ise will /, modals, (may, can, etc.) veya imperative (emir cümleleridir).
If it rains, we will stay at home.
(Eğer yağmur yağarsa, evde kalacağız.)
-If Ali comes, we will go to the cinema.
(Eğer Ali gelirse sinemaya gideceğiz.)
If you study hard, you will pass the exam.
(Sıkı çalışırsan sınavı geçeceksin.)
Should in type 1
İhtimal hali oldukça uzak olan durumlarda if clasue da should kullanılır.
If you should see Tom in London, give him my regards.
(Tom’u Londra’da görecek olursan, selamlarımı söyle.)
Should başa getirildiği zaman if kullanılmaz. Ancak bu, daha resmi bir kullanım şeklidir ve daha çok iş mektuplarında ve resmi yazılarda kullanılır, günlük konuşmada kullanılmaz.
Should you see Tom in London, give him my regards.
(Londra’da Tom’u görecek olursan selamlarımı söyle.)
► Type 2 (olsa, olur )
Bu tür anlatımda if clause, konuşma anındaki hayali durumları izah etmede kullanılır. İhtimal payı yoktur, sadece cümleyi söyleyen kişinin o ana ait hayali ve farazi düşünceleri izah edilmektedir.
Şimdiki zaman ve geniş zamanla ilgili durumlardan bahsedilirken kullanılır. Fiilin geçmiş zamanda olması sizi yanıltmamalıdır.
Bahsedilen olayın olma ihtimali hiç yoktur ama zamanı henüz geçmemiştir.
If it rained, we would stay at home.
(Eğer yağmur yağsaydı, evde kalırdık- ŞİMDİ)
If I knew his name, I would go and speak to him.
(Eğer ismini bilseydim gider onunla konuşurdum- ŞİMİDİ)
If we had money, we would buy a new house.
(Eğer paramız olsaydı yeni bir ev satın alırdık – ŞİMDİ)
If I were rich, I would buy a fast car.
(Eğer zengin olsaydım, hızlı bir araba satın alırdım - ŞİMDİ)
-Was / were ; he, she, it ve I ile kullanılabilirler. Fakat were daha yaygın kullanılan şekildir.
If I were you, I wouldn’t buy those shoes.
(Senin yerinde olsaydım o ayakkabıları satın almazdım.)
► Type 3 ( olsaydı, olurdu )
Bu tür anlatımda if clause, geçmişte kalmış, tamamlanmış durumlar hakkındaki hayali konuşmaları ifade etmektedir. If clause, past perfect tense ; main clause ise would have, could have, might have etc. dir. Main clause da fiil 3. Halde kullanılır.
If it had rained yesterday, we would have stayed at home and slept till noon.
(Eğer dün yağmur yağsaydı evde kalır ve öğleye kadar uyurduk.)
If you hadn’t informed her, she could have been in trouble.
(Eğer onu uyarmasaydın başı belada olacaktı.)
I might have finished the work on time if they had helped me last week.
(Eğer geçen hafta bana yardım etselerdi işi zamanında bitirebilirdim.)
Информация по комментариям в разработке