HAYATA BAKIŞ - 2. SÖZ

Описание к видео HAYATA BAKIŞ - 2. SÖZ

  / sozlerdersi  
0:37 Rahîm ve Kerîm isimleri

İmanda ne kadar büyük bir saadet ve nimet ve ne kadar büyük bir lezzet ve rahat bulunduğunu anlamak istersen,
7:55 “Nur-u iman, dünya ve âhiret âlemlerini çeşit çeşit nimetlere mazhar iki sofra ile tasvir eder ki, mü'min olan kimse iman eliyle ve zâhirî, bâtınî duygularıyla ve mânevî, ruhî olan letaifiyle o sofralardan istifade ediyor.” (29. Lem’a)

11:51 “İnsanın nefsi, Rahmâniyetin cilveleriyle, kalbi de Rahîmiyetin tecelliyatıyla nimetlendikleri gibi, insanın aklı da hakîmiyetin letaifiyle zevk alır, telezzüz eder.” (29. Lem’a)
Zikir (Bismillah) kalbin gıdası, fikir (Tefekkür) aklın gıdası, şükür (Elhamdülillah) nefsin gıdasıdır.

Bir vakit iki adam hem keyif, hem ticaret için seyahate giderler. Biri hodbin talihsiz bir tarafa, diğeri hüdâbin bahtiyar diğer tarafa sülûk eder, giderler.
15:42 Ruhun dünyaya gönderilmesi ve cesede girmesi keyifdir. Ruhun potansiyelleri inkişaf ediyor ve mahsulatını alıyor.

18:23 Keyif ve ticaret?

20:23 “Bal arısı” derken Üstad kendisini tefekkür eden mümini anlatıyor.
“Bak küçücük bir cisme, meselâ balarısına: Hayat ona girdiği anda, bütün kâinatla öyle münasebet tesis eder ki, bütün kâinatla, hususan zeminin çiçekleriyle ve nebâtatlarıyla öyle bir ticaret akdeder ki, diyebilir: "Şu arz benim bahçemdir, ticarethanemdir.” (29. Söz)

22:50 “Nev-i beşerin dünyaya gönderilmesi, daimî bir tavattun için değildir. Ancak sermayeleri olan istidat ve kabiliyetlerini tenmiye ve inkişaf ettirmek üzere ticaret için gelmişlerdir. Fakat münafıklar bu ticaretlerinde sermayelerini batırıp âleme rezil oldular.” (İ.İ.)

25:44 “O sermaye ise, ömürdür.” vaktin kıymetini bilmek,

Biri hodbin talihsiz bir tarafa, diğeri hüdâbin bahtiyar diğer tarafa sülûk eder, giderler.
27:51Hodbîn nefsine bakan, hüdâbîn Hakk’a bakan. İkinci Söz’de “nazarında”.

Hodbin adam hem hodgâm, hem hodendiş, hem bedbin olduğundan bedbinlik cezası olarak nazarında pek fena bir memlekete düşer.
31:28 Hodbîn, “egosantrik”. Hodendiş, egoist, Bedbin, pesimist

33:39 “Bilesiniz ki, Allah’ın dostlarına hiçbir korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de.” (Yunus/62)
En büyük korkuyu onlar yaşadığı için en büyük teselli onlara gelmiş oluyor.

Bakar ki, her yerde âciz bîçâreler, zorba müthiş adamların ellerinden ve tahribatlarından vâveylâ ediyorlar.
35:58

Bütün gezdiği yerlerde böyle hazin, elîm bir hali görür. Bütün memleket bir matemhane-i umumî şeklini almış.
37:43

42:48 Üstad Hazretleri’nin manevî dönüşümde yaşadığı bir kriz dönemi var.
*23. Söz’deki karanlık köprü…
“Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır” (Bakara/257).

Kendisi şu elîm ve muzlim haleti hissetmemek için sarhoşluktan başka çare bulamaz.
45:28 Buradaki sarhoşluk“aklın mukteziyatını iptal etmek” demek.
“Evet, şu elîm elemi ve dehşetli mânevî azâbı hissetmemek için, ehl-i dalâlet, iptal-i his nev'inden gaflet sarhoşluğuyla muvakkaten hissetmez.” (İ.K.M.)

46:10 Varoluş kaygısı öyle bir kaygıdır ki, ölümle yüzleşmemek için zihin sürekli mikro kaygılar üretiyor.

Diğeri hüdâbin, hüdâperest ve hak-endiş, güzel ahlâklı idi ki, nazarında pek güzel bir memlekete düştü. (…) Herkes ona dost ve akraba görünür.
55:47 “Eğer Onun nuranî daire-i hakikat-i irşadından hariç bir surette kâinata baksan, (…) mevcudatı birbirine ecnebî, belki düşman ve câmidâtı dehşetli cenazeler ve bütün zevilhayatı zevâl ve firakın sillesiyle ağlayan yetimler hükmünde görürsün.” (19. Söz)

57:48 “Şimdi o zâtın neşrettiği nur ile bak, o matemhane-i umumî, şevk ve cezbe içinde bir zikirhaneye inkılâp etti. O ecnebî, düşman mevcudat, birer dost, birer kardeş şekline girdi.” (19. Söz)
Herkes ona dost ve akraba görünür:

Bütün memlekette yaşasınlar ve teşekkürler ile bir terhisât-ı umumiye şenliği görüyor. Hem tekbir ve tehlil ile mesrurâne ahz-ı asker için bir davul, bir musiki sesi işitiyor.
1:00:00 “Mahlûkat, daimî bir seyr ü seyelân, bir hareket ve cevelân içinde çalkanmakta ve ehl-i gafletin kulaklarına vâveylâ-yı firak ve zevâli ve ehl-i hidayetin sem'ine velvele-i zikir ve tesbihi dağıtmaktadırlar.” (24. Mektub)

Yahu, sen divane olmuşsun. Batnındaki çirkinlikler zahirine aksetmiş olmalı ki, gülmeyi ağlamak, terhisâtı soymak ve talan etmek tevehhüm etmişsin. Aklını başına al, kalbini temizle—ta şu musibetli perde senin nazarından kalksın.
1:03:12

"Demek iman bir mânevî tûbâ-i Cennet çekirdeğini taşıyor. Küfür ise mânevî bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklıyor."
1:13:30 Âhiretin müsbet veya menfî neticeler vermesi, teşekkülü, tecessümü, inkişafı dünya ile doğrudan irtibatlı.

1:20:28 Âhirette karşılaşacağımız her şeyin dünyada kökleri var, çekirdekleri var.

1:29:18 Cennet’e giriyorsan, aslında kalbindeki ruhundaki Cennet’e giriyorsun. Cehennem’e düşüyorsan, kalbindeki ruhundaki Cehennem’e düşüyorsun.

1:30:30 Kalbimizdeki en ince bir meseleye, en ince bir düşünceye ve günaha odaklanmamız ve orayı tamir etmemiz lazım.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке