/ sozlerdersi
BEŞ HAYAT MERTEBESİ - 1. MEKTUP / 1. SUAL
1:20 Soru sormanın ilmin anahtarı olması itibariyle, ilim sandığı olan âlimlerden istifade adına doğru sualler sormanın ne kadar ehemmiyetli olduğunu Mektubat’taki suallerden anlıyoruz.
9:32 Şeytan talep ediyor:
قَالَ اَنْظِرْن۪ٓي اِلٰى يَوْمِ يُبْعَثُونَ
Şeytan dedi ki: “(Öyle ise) bana insanların tekrar diriltilecekleri güne kadar mühlet ver.”
قَالَ اِنَّكَ مِنَ الْمُنْظَر۪ينَ
Allah da, “Sen mühlet verilenlerdensin” dedi. (A’râf/14-15)
Cenâb-ı Allah müsaade ederse şeytan da bir anlamda ölümsüz olabiliyor, yani belli bir dönemde (kıyamet vaktine kadar) ölmeyebiliyor. Şeytan için mümkün olan bir şeyin Hz. Hızır için de mümkün olmasını garipsememek lâzım.
14:17 Kur’ân’da Hz. Hızır’ın Hz. Musa ile yaptığı yolculukta üç tane vakıa var. O vakıalar bu dünyada değil, Hz. Hızır’ın makamında gerçekleşiyor. Zaten Hz. Hızır buraya gelmiyor, Hz. Musa oraya gidiyor. O makamda oranın şeriatı geçerlidir (mesela Hz. Hızır’ın bir çocuğu tutup öldürmesini bizim dünyamızın şeriatına göre değerlendirmemek gerekir). Hz. Hızır’dan öğrenilen ilim, ledün ilmidir. Yani hâdiselerin arkaplanı öğreniliyor.
23:00 Hz. Musa’nın Hz. Hızır ile maceralarının Hz. Hızır’ın makamda gerçekleşmesi Ledün ilminin ona tecrübe ettirilerek öğretilmesi içindir. Ledün ilmi dediğimiz, sebep-sonuç ilişkisinden ziyade sonuç-sebep ilişkisine odaklanmış oluyorsun. Üstad Hazretleri pek çok konuda sebep-sonuç ilişkisini sonuç-sebep ilişkisi üzerinden anlatıyor. Mesela hapse giriyorlar, diyor ki: “Meyve Risalesi’nin yazılması için buraya getirilmişiz. Meyve Risalesi yazıldı, demek ki beraat edeceğiz.”
27:46 Kosturma’dan dönüşte, Hz. Hızır’ın himmeti ile döndüğünü (“Son Şahitler” kitabının birinci cildine bakılabilir) ve ondan üç tane vasiyet ve üç tane nasihat aldığını abiler anlatıyor. “Üstad Hazretleri Hz. Hızır vesilesi ile geldiği için onun Kosturma’dan geldiği hat yeşillenecek” deniliyor. Bu İslam adına yeşillenme de olabilir.
35:22 Üstad Hazretleri’nin Hz. Îsâ’nın âhirzamanda gelmesi ile ilgili asıl yorumu:
“Âhirzamanda, felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfrîye ve inkâr-ı ulûhiyete karşı, İsevîlik dini tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılâp edeceği bir sırada, nasıl ki İsevîlik şahs-ı mânevîsi, vahy-i semâvî kılıcıyla o müthiş dinsizliğin şahs-ı mânevîsini öldürür.(…)”
Ateizm veya onun siyasal rejimi, İsevîlik şahs-ı manevîsi ile öldürülecek.
37:15 Üstad Hazretleri âhirzamandaki mesihiyetin küresel çaptaki deccalizme (yani inkâr-ı ulûhiyet fikrine ve onun temsilcilerine) karşı, mehdiyetin ise âlem-i İslâmiyetteki süfyaniyete (yani nifak hareketine) karşı mücadele ettiğini ve edeceğini söylüyor. Bu iki hareketin ittifak edeceğinden bahsediyor.
39:01 “Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. ” (Bakara/154) “Ölüler diye bahsetmeyin” emrinin işârî mânâsı “hayat sahibiymiş gibi onlardan bahsedin” demektir. “Onlardan bahsetmemek ile onları kendi hayatınızda öldürmeyin, onlardan bahsederek kendi aranızda onları hayattar kılın”. Şühedâdan bahsedilmezse, kendi içimizdeki şehit olma arzusu da ölür. Cenâb-ı Hakk yolunda mücahede arzusu ölür. O arzuyu yeşertip canlı kılmak için, onu yaşamış olanları canlı tablolar şeklinde anlatmak gerekir.
53:06“Hattâ, ben kendim, Ubeyd isminde bir yeğenim ve talebem vardı. Benim yanımda ve benim yerime şehid olduktan sonra, üç aylık mesafede esarette bulunduğum zaman, mahall-i defnini bilmediğim halde, bence bir rüya-yı sadıkada, tahte'l-arz bir menzil suretindeki kabrine girmişim. Onu şüheda tabaka-i hayatında gördüm. O beni ölmüş biliyormuş; benim için çok ağladığını söyledi.”
“tahte'l-arz bir menzil suretindeki kabrine girmişim”: Burada gözden kaçmaması gereken bir nokta var. Üstad o sırada Kosturma’da. Eski Said döneminin sonları. Bazıları “Said Nursî zahirî âlimdir” diyerek onun kalp ehli olmadığını îmâ ederler. Halbuki Üstad Hazretleri Eski Said döneminde bile talebelerinin kabirlerine girip himmet ediyor.
55:30 Hâfız Ali abi hakkında anlatılır. Vefatından sonra rüyada abilerden birisi görüyor. Dershanede iki tane talebe geliyor ve ona “bize Rabbimizi tanıttır” diyorlar. O da Meyve Risalesi’nden cevap veriyor. Şehit olduğu için farkında değil. Olayı bu dünyada geçiyormuş gibi, o lezzette yaşıyor.
56:40 İnsan hasta yatağında ölse bile şehit olabiliyor, yeter ki o arzusu olsun.
56:48 “Beşinci tabaka-i hayat: Ehl-i kuburun hayat-ı ruhanîleridir. Evet, mevt, tebdil-i mekândır, ıtlak-ı ruhtur, vazifeden terhistir; idam ve adem ve fenâ değildir.”
Üstad Hazretleri beşinci tabaka-i hayata normal vefat edenleri koydu. Bunu İkinci Sual’de cevaplayacak.
Информация по комментариям в разработке