BACAK VEYA KOLLARINIZDA ŞİŞLİK Mİ GELİŞTİ?
Bir bakıyorsunuz bacağınız veya kollarınız şiş. Aslında zamanında dikkate almamıştınız, yalnızca elinizin sırtı, biraz parmaklar şişmiş, yüzüğünüz sıkmaya başlamıştı veya ayak sırtınız şişmiş, parmaklarınızda biraz kalınlaşmış artık ayakkabılar akşama doğru ayağınızı sıkmaya başlamıştı. Önce yorgunluktandır diyorsunuz, bugün çok ayakta durdum, ayakkabı vurdu diyor ve geçiştiriyorsunuz.
Zaten annenizin bacakları da kalındı. Ona benzemişim diyorsunuz.
Bugün ayaklarım şişti ama sanki sol bacağım daha şiş duruyor diyorsunuz, erken yatayım sabaha geçer diye düşünüyorsunuz.
Evet ilk başta sabah uyandığınızda ayak şişliğiniz azalıyordu ve normal ayakkabı giyebiliyordunuz. Ama zaman ilerledikçe artık sabahları da şişlik inmemeye başldı hatta ayak bileğine doğru arttı.
Artık çoraplar akşama ciddi ciddi iz yapmaya başladı. Neyse sabah olsun, hayır olsun diyorsunuz ama o da ne?
Sabahları azalan şişlik artık eskisi gibi azalmadı. Pantolonun o tarafı da bacağı sıkıyor. Zaten etek giymeyi neredeyse unuttunuz.
Artık doktora gitme vakti geldi deyip, en yakın sağlık merkezine gidiyorsunuz. Çok da önemli bir durum olmadığı için kendinize en yakın yerden randevu aldınız. Özel olarak bu konuyla ilgili doktor aramadınız. Aslında şu anda bile hangi doktora, hangi bölüme, hangi polikliniğe gideceğinizi bilmiyorsunuz. Hangi branş bu şişliğe bakar haberiniz yok.
Bir tanıdık diyor ki
Ayak şişliği için ORTOPEDİ bölümüne git.
Tamam, deyip, ortopedi bölümünden randevu alıyorsunuz.
Doktor sizi muayene ediyor, aslında tam muayene de değil, birkaç soru sorum, şöyle uzaktan bakıp, filmler istiyor. Ayak filmi, ayak bileği grafisi, bacak röntgeni, biraz daha ileri durumda emar isteniyor.
O tetkikleri de yapıyorsunuz ve tekrar doktora gidiyorsunuz, ki eğer doktor devlet hastanesi doktoruysa başka bir doktora sonuçları gösteriyorsunuz. O doktor da “ortopedik bir sorunun yok, kalp damar doktoruna gidin” diyor. Bu arada belki bir ilaç, bir ödem attırıcı, bir ağrı kesici de vermiş olabiliyor.
Kalp ve damar doktoruna gidiyorsunuz, o da uzaktan bacağınıza bakıp hemen Dopler yaptırın deyip, tetkik istiyor. Dopleri de istediğiniz bir yerde yaptıramazsınız, illa ki o hastanenin dopler bölümüne gitmelisiniz. Çünkü o doktor dışında başka dopler çekene de pek güvenmemekteler. Sanki her doktor aynı diplomayı almamış gibi.
Neyse dopler yapılıyor ve sonuç:
-Bacakta ven (toplar damar) da yetmezlik yok, pıhtı yok.
Yani bacak damarları normal deniyor. Tekrar kalp damar doktoruna gidiyorsunuz
Her şeyiniz normal deyip size varis için ilaçlar verebiliyor.
Eve geliyorsunuz ama bacak günden güne şişmesi artıyor. Bu sıkıntılardan aylar/yıllar sonra bir doktor “siz de lenfödem olabilir” deyip, sizi lenf sintigrafisine gönderiyor. Sintigrafi acılı bir işlem. Ayak parmak aranızdan iğne sokup, radyasyon altında iğnenin içindeki maddenin yukarı doğru nasıl hareket ettiğine bakıyorlar.
Tamam, bu acıyı çektiniz, radyasyon aldınız, saatlerce tetkiki beklediniz, ya sonra.
Tanıyı koyan doktorlar bile "tedavisi yok, bununla yaşamaya alış" diyorlar.
Nasıl alışacaksın ki?
ALIŞMAK İSTEMEMELİSİN AYRICA.
Çünkü buna alışır ve gerekli tedavi ve bakımı yapmazsan bacağın daha kötü olur ve ileride BACAK SENİ DEĞİL, SEN BACAĞI taşırsın!
Çünkü bu yalnızca KOZMETİK SIKINTI YAPAN, BASİT BİR BACAK ŞİŞLİĞİ değil ki.
Ciddi bir DAMAR HASTALIĞI ve bir DOLAŞIM BOZUKLUĞUDUR.
Yalnızca tıbbi bir sorun da değildir, hastanın psikolojisini de bitiren, sosyalleşmesini de bozan, hastanın kendine olan güvenini azaltan, hastayı depresyona sokan bir hastalıktır. Her başladığı tedavi yarım kalmış veya etkisi olmamıştır. Hatta çok uzun bir süre lenfödem hastalarının tanıları bile koyulamamış, çoğu zaman bacağında "varis" olduğu söylenmiş. Hastaya hem zaman hem moral hem de para kaybettirilmiş. İşte, bu hastaların tedavisi sabırla hem tıbbı hem estetik hem de psikolojik yapılmalıdır.
LENFÖDEM HASTALARI İÇİN YOL HARİTASI
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu hastalık hem toplum tarafından hem de sağlık camiası tarafından ÇOK AZ biliniyor ve tanınıyor. Yani bilinmesi ve her yönüyle hakim olunması gereken en az 3 önemli durum vardır:
1- Lenfödemin erken bir dönemde tanınması
2- Geç kalmadan tedavi edilmesi ve
3- Sabırla hem hasta hem de LENFÖDEM EKİBİ tarafından takip edilmesi gerekir.
İşte bu 3 önemli noktaya hakim olan bir ekip önemli ve gereklidir. Bu 3 sistem düzgün çalışmaz ise hiçbir ilerleme sağlanmaz. İşte bu nedenle hem toplum hem de sağlık merkezleri bu konuda yeterli bilgi ve tecrübeye sahip değildir. Buna rağmen sosyal medya da LENFÖDEM GRUPLARI gibi topluluklar oluşturuluyor ve kendileri arasında herkes bacak veya kol resimleri paylaşıyor. Bu gruplara bazı sağlık görevlileri, tıbbi malzeme satan kişiler de katılıyor. Paylaşılan bacak resimlerinin altına yorumlar yazılıyor ve herkes bir diğerine TAVSİYE ve TEDAVİLER de bulunuyor.
Информация по комментариям в разработке