Berzah Âlemi’ne yaptığım ziyarette ne gördüm? Ölen ve aramızdan ayrılanlar hakkında ilk kez duyacağınız çok şok edici bilgiler - Üçüncü bölüm (3/5)
Orada (Berzah âleminde), Dünya'dan ve onun sakinlerinden tamamen %100 kopmuş bir halde bulunuyorsunuz.
Dünyada olup bitenler hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. Çocuklarınız, aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız ve komşularınız hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz.
Yeryüzündeki savaşlar, çatışmalar ve genel kazalar gibi genel olaylar hakkında da hiçbir şey bilmezsiniz. Ancak Cenab-ı Hak sizden birinize ailesi hakkında bilgi vermeyi dilerse bu sayede onu bilebilir. Yahut Allah celle celalühü dilerse, bu diyardaki ölülerin hepsine dünyadaki genel olaylarından bir olayı haber verir. Onlar da bu sayede bu olaydan haberdar olurlar. Genelde bu ilahi müdahale olmadan o evin sakinleri ne ailelerinden, ne yeryüzünde yaşayanlardan, ne de o yeryüzünde olanlardan haberdar olabilirler.
O ev, hayal değil, gerçek. Bir insanın ölümünden sonra orada bulunması, etten, kandan ve yağdan oluşan gerçek bir varoluştur. Yerdeki mezara gömülen cesedin dışında yeni bir bedenle. Bu evin sakinlerine, gömülen bedene mutabık olan yeni bir beden verilir. Ama yemeyen, içmeyen, uyumayan, kendini yorgun, hasta hissetmeyen bir bedendir.
O evin sakinlerinin durumu farklı farklıdır; bir kısmı, ailesi onun adına sadaka vermediği ve ona hiçbir hayır hasenat hediye etmediği için solgun görünmektedir. Bazılarının durumunun iyi olduğu görülüyor; çünkü aileleri onlar adına hayır hasenat yapıyor. Ama genel olarak oradaki herkes iyi.
Herkes "Dünyaya geri dönün!" denilmesinden şiddetle nefret eder. Onlar orada, yürüyen, konuşan, gözleriyle gören, ruhundan tam istifade eden, mekanın temizliğinden, lüksünden, bu evin dışındaki atmosferden keyif alan gerçek bir bedenin hayatını tecrübe ettiler. Çünkü pencereden dışarı bakmakla bile o harika havanın neşesiyle doluyor insanın içi.
Yükümlülük ve amel yolculuğunu tamamlamış olmanın keyfini yaşarlar onlar.
Aralarında sürekli sohbet ve diyalogla geçen bir hayat diye tarif edebileceğimiz bir hayat yaşarlar sadece. Tabi bu tarif en doğru tarif de değildir.
Dışarıya, dünya doğasına hiç benzemeyen güzel doğaya çıkıyorlar mı? Olabilir. Bunu görmedim, ama inkar edilemez.
Herkesin, bazılarının rüyada gördüğü gibi, buluştukları salonların dışında özel bir odası var mı? Olabilir.
Gördüklerim üzerinden size vurgulamak istediğim şey ise, önemli olan, evin dışındaki ağaçların olduğu yere, doğaya çıkıp çıkmamaları değil. Şimdi bu önemli bir mesele değil.
Ancak hatırda tutmamız gereken önemli konu; gördüklerimden naklettiğime göre, annesi, babası, sevdiği bir akrabası, sevdiği bir arkadaşı veya sevdiği bir komşusu ölen her birimizin, kabre gömülenin artık varlığının olmadığının idrak edilmesidir. O ancak mezara konulan bir cesettir. Üzerinin toprakla örtülmesi, sadece çürüme nedeniyle yaşayan insanlara eziyet vermemesi içindir.
Ve şunu anlamamız gerekir: Gerçek ailemiz, o mezardan başka bir yerdedir. Gerçek dostlarımız artık o mezarda değil. Kabirdeki o cesedin görevi sona erdi. Ölen aile ve akrabalar, mecazi olarak değil gerçekte hareket etmişler, içinde bildiğimiz bedenle aynı standartlarda tamamen yeni bedenlerle gerçek bir yere intikal etmişlerdir, hayali ve vehmî değil.
O gerçek yer, ne bir hayal, ne de bir boşluk dünyasıdır. Aksine, gerçek bedenlerin olduğu gerçek bir yerdir. Lakin o gerçekten yukarıda üstte yer alan bir evdir. Tarif edilemeyecek kadar uzakta bir ev. Gerçekten bizden çok uzaktalar, orada yaşıyorlar, uyumadan, yemeden, içmeden, ayrıca hastalıktan, yorgunluktan, endişeden, üzüntüden uzak, dolu dolu bir hayat yaşıyorlar.
Şu andaki hayatlarımızı, sizin ve benim bulunduğumuz bilinç seviyesinde, ne söylediğimizin ve ne yaptığımızın tamamen farkında olarak yaşıyorlar. Biz nasıl ki yer üzerindeki hareketlerimizin bilincindeyiz, onlar da öyle. Nasıl ki biz gözümüzün gördüklerini biliyoruz, onlar da öyle bilinçli. Nasıl ki biz, bizi çevreleyen mevcudatın farkındayız, onlar da öyle. Kendilerini ihata eden her şeyin tam olarak bilincindeler.
Bu tam bir hayattır. Bizi burada bıraktıklarını anlamalarında hiç bir eksik yok. Bunun bilincindeler, tümüyle şuurundalar, her şeyi hatırlarlar, her şeyi anlarlar. Berzah âleminde olduklarını bilirler, kıyametin henüz kopmadığını bilirler, yeryüzündekilerin hayatta olduklarını ve orada canlıların devam ettiğini bilirler.
Tüm bu konulardaki tam bir bilgi ve farkındalıklarıyla, o gerçek maddi evde bekleme sürelerini yeni bir şekilde, yeni bir hayat anlayışıyla geçirirler. Ama sandığımız gibi sadece öldüğünü ve bittiğini gördüğümüz bir beden değiller. Biz yanlış bir anlayışta imişiz.
Информация по комментариям в разработке