Lale Koçgün – Kırmızı Bir Gül Müydü Elinde Solan (Paydā)

Описание к видео Lale Koçgün – Kırmızı Bir Gül Müydü Elinde Solan (Paydā)

Lale Koçgün – Kırmızı Bir Gül Müydü Elinde Solan (Paydā)

Söz/Lyrics: Mustafa Yeşilyurt
Müzik/Music: Mustafa Yeşilyurt

Tenbûr: Lale Koçgün
Acoustic Guitar, Kaval, Kamancha, Cello, Djembe, Bendir, Udu, Bass: Erdem Pancarcı

Foto: Fırat Tunçer

Son etkinliklerden ve paylaşımlardan haberdar olmak için, takip edebilirsiniz:

   / lalekocgün  
https://www.instagram.com/lalekocguno...
  / lalekocguen  
https://open.spotify.com/artist/6eIGs...
Album: https://open.spotify.com/album/100nAX...


Kırmızı Bir Gül Müydü Elinde Solan ?

Kırmızı bir gül müydü elinde solan
Nafile dolanma dünyada murad almak yalan
Meyil verme yar diye bir ahdına vefasıza
Dem-i devranı gider, gam kederdir geri kalan

Deli bir poyraz eser de savurur dallarını
Döker yapraklarını koparır goncalarını
Eğilmeyen başın bir gün düşer omuzlarına
Gün biter eskitemen morun ile allarını

Yari yar olanın, yari sararmış yaresini
Yari yar olmayan bulamaz derdin çaresini
Bülbül gül için eylermiş feryat ile figanı
Gül görmezmiş bülbülün göz yaşının katresini

Söz: Mustafa Yeşilyurt
Müzik: Mustafa Yeşilyurt


Was It Red Rose ?

Was it a red rose, was it a rose that faded in your hand?
Don’t wander in vain in the world, it’s a lie to make a wish
Don’t incline to a disloyal
The time goes away, the grief remains

A crazy wind blows its branches
It sheds its leaves, plucks its buds
Your unbending head will one day fall on your shoulders
The day ends with your old purple and your foreheads

Her lover is injured, her lover has bandage the wound
If your love doesn’t love you, you cannot find a solution.
Nightingale accepts the cry and jeremiad as a rose
The rose didn’t see the drop of the nightingale`s tears

Lyrics: Mustafa Yeşilyurt
Music: Mustafa Yeşilyurt


Eserim oluşma hikayesi

Mustafa Yeşilyurt:

Büyük dedemin vefasızlığına vurgu yaptım bu türküde. Büyük dedem yemende askerlik yapmış. Sonra, İngilizler orayı işgal edince esir düşüyor ve babamın dediğine göre, 14 yıl dedemin dediğine göre de 9 yıl orada esir kalıyor ve İngilizlerin atlarına bakıyor yani seyislik yapıyor. Bu arada, evleniyor çocuğu oluyor. Ve bir gün hepsini yüzüstü bırakıp kaçıp geliyor köyüne. Sivas’ın o zamanlar ki adi Ümraniye olan nahiyenin Ortaklar mezrasına. Ne gariptir ki gazeteci Fikret Otyam’ın (ışıklar içinde olsun) dedesi de ayni durumu yasamış, o da sonra çoluk çocuğunu bırakip gelmiş. Fikret Otyam, bu durumu dedesi ölmeden önce ondan öğreniyor ve bir gazeteci titizliği ile araştırıp yemendeki akrabalarını buluyor. Bir halası varmış hayatta. Yani yemende. Halayı ziyarete gidecek, mektuplaşıyorlar ve meşakkatli bir yolculuktan sonra 60lı yılların ortası galiba, Fikret Otyam yemene varıyor... Halasının evini buluyor, halası maalesef birkaç gün önce vefat etmiş, ama ölene kadar da elinde kırmızı bir gül tutmuş. Babasına olan özleminin yeğeninde giderecek ya, onu gül ile karşılamak için... Ama o gül öldüğü gün elinde soluyor ve Fikret’e, kırmızı gülün elinde solduğunu anlatırlar... O da bir kitap yazar ADI YEMENDİR diye, o kitapta detaylıca Yemeni ve tarihçesini ve bu macerasını anlatır. Benim oradaki akrabalarımı bulmam artık mümkün değil. Büyük dedemin vefasızlığını böyle düşünürken, hep bu dizeler aklımda gidip geldi yıllarca, ve bir gün bende yaşadım vefasızlığı... Dizeler kendiliğinden peş peşe sıralandı, geldi ve türkü oldu.

Mustafa Yeşilyurt


#kırmızı bir gülmüydü elinde solan
#turkishfolkmusic #saz #tembur #gitar

Комментарии

Информация по комментариям в разработке