IŞIL YÜCESOY KİMDİR? Ben Bu Cihana Sığmazam Gülendam Aslında Kim?

Описание к видео IŞIL YÜCESOY KİMDİR? Ben Bu Cihana Sığmazam Gülendam Aslında Kim?

Işıl Yücesoy… O doğduğunda takvimler 2 Ekim 1945’i gösteriyordu.

Müzik öğretmeni Selahattin bey ile Fatma Rezzan hanımın çocuğu olarak Kırklareli’de dünyaya geldi.

Sanatla iç içe olan bir evde büyüdü. Babası müzik öğretmeni Selahattin Yücesoy, dedesi bestekâr Asım Bey ve halası Türk tiyatrosunun ünlü oyuncularından Muazzez Kurdoğlu’dur.

Müzik çalışmalarına babasının yönlendirmesiyle küçük yaşlarda piyano çalmayı öğrenerek başladı.

Küçük Işıl’ın müzik kadar, spora da ilgisi vardı.

İstanbul’da devam ettiği ortaokul öğrenimi boyunca altı yıl süreyle okulun voleybol takımının kaptanlığını yaptı. Liseyi bitirdiğinde Rasimpaşa Spor Kulübü’ne transfer oldu.

Kadıköy Kız Lisesi’nden mezun olduktan sonra sporcu ya da eczacı olmayı düşünüyordu. Üniversite sınavlarında başarısız olan Işıl Yücesoy, senesi boşa geçmesin diye misafir öğrenci olarak Güzel Sanatlar Akademisi’ne kayıt oldu. Ancak burada işler pek umduğu gibi gitmedi.

Ünlü sanatçı Zeynep Bilgehan’a verdiği röportajında o günleri şöyle anlatıyor;

“Ailede ressamlar vardı. Misafir öğrenci olarak gittiğim Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünde Bedri Rahmi’nin sınıfa düştüm. Adam daha birinci günden ‘Sakın ha, çok kabiliyetsizsin!’ diyerek beni gönderdi. O sıralar bir de büyük aşk acısı çekiyordum…”


Işıl Yücesoy, Armağan Çağlayan’a verdiği röportajında ise sanatı tercih etmesinde etkili olan kişinin halası Muazzez Kurdoğlu olduğunu şu sözlerle anlatıyor;

“Sanatı tercih etmem etkin olan kişi babamdan ziyade, Muazzez Hanımdır. Liseyi bitirdikten sonra beni karşısına alıp ‘Işılcım seni tiyatrocu olarak görüyorum. Bu ailede bir sürü yeğenim var. Ama senin çalışkanlığını, duygularını ve yeteneğini görüyorum’ dedi. İyi ki denedim. Halama müteşekkirim.”


Halasının sözünü dinleyen Işıl Yücesoy, konservatuvar sınavına girdi ve başarılı oldu.


Işıl Yücesoy, Dilara İlayda Özsoy’a verdiği röportajda “Küçükken hayalinizde hep sanatçı olmak mı vardı?” sorusuna şu yanıtı veriyor;

“Hayır. Hiç ilgim yoktu inanır mısınız? Aklımın işi değildi yani. Evet, müzik dolu bir evde büyümüştüm, evet babam piyano çalar ben şarkı söylerdim, evet sanat çok konuşulurdu evde. Ama profesyonel olarak bu mesleği seçeceğim hiç aklıma gelmezdi. İyi ki öyle oldu. Seçtiren de etkileyen de üzerimde emeği olan da sağ olsun. Hiç düşünmediğim ve az çok başarılı olduğum bir hayat seçtirdiler bana.”

Bedri Rahmi’nin sınıfından kovulan Işıl Yücesoy, o dönem çektiği aşk acısı nedeniyle İstanbul’dan gitmek istiyordu. Ünlü sanatçı, Hürriyet’ten İzzet Çapa’ya verdiği röportajda şunları söylüyordu;

İstanbul’u terk edip Ankara’ya gittim. Aslına bakarsan benim amacım tiyatrocu olmaktan ziyade o aşktan kaçmaktı.

Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı’nda oyunculuk eğitimine başladı. Sesinden etkilenen hocası Cüneyt Gökçer’in talimatıyla tiyatroyla birlikte opera bölümünde de eğitim gördü. Operaya bir türlü ısınamayan Işıl Yücesoy, derslerin de yoğunlaşmasıyla birlikte opera bölümünü bıraktı. Ama müzikten vazgeçmedi.

1969’da okulu birincilikle bitirerek Devlet Tiyatrosu’na tayin olan Işıl Yücesoy, gizli gizli sahneye çıkmaya başladı. Memuriyetinin yanmaması için sahnede Arda ismini kullandı.

Ünlü sanatçı sahnelere nasıl adım attığını Armağan Çağlayan’a şöyle anlatıyor;
#IşılYücesoy #ÜveyBaba #IşılYücesoy Kimdir

Комментарии

Информация по комментариям в разработке