göç...

Описание к видео göç...

Aslına bakarsanız bir yere gittiğim yok
Buralarda durasım da yok.
Kış geçti
Bahar geçti
Yaz geliyor
Hem Ramazan da geçti koşar adım...
Bu kez hazırlıklıydım,
Bir o kadarda hızlıydım ama
Yakalayamadım.



Buraların artık tadı tuzu da kalmadı.
Biraz salçalı makarna, bol baharatlı tarhana
Birde yufka arası köy peyniri ve kokulu karpuz...
Vakti geldi mi dersiniz.

Gelmediyse de getiriniz efendim,
Getiriniz...

Hem şimdi sokaklarda yürünmez olur.
Nefes alınacak her yerleri doldurmuştur kalabalıklar.
Ne vakit yeni bir yer keşfetsem ülkemde,
Diğer gidişimde harabeye çevirmişler.
Hem kim kirletiyor kaldırımları böyle.
Şükür ki henüz ulaşamıyor insan gökyüzüne

Koca çınar ölmek için gün sayıyor.
Desene sende bırakacaksın bizi nazlı nazlı.
Desene sallanamayacak dallarında çocuklar,
Kuşlar yuvalarını en yükseklerine artık kuramayacaklar.

Sahi hatırlıyor musun kaç asır görmüştün.
Hep böylemiydi kuşçular tepesi
Dedemi de gördün mü düğün gününde
Hatta söylesene onun ceddi de heybetlimiydi böyle.

Geçenlerde Dedemin anlattığı bir hikâyeciğe rastlayıverdim.
Evimizde henüz televizyon yokken Aile gençlerine anlatırmış, bana da ablam anlatıverdi bir solukta
O zamanlar büyük ihtimalle dedemin söyleyeceklerini idrak edemeyecek bir yaştaydım ki, şimdi bu hikayeciği ilk kez duymuş hissine kapıldım.

●●●

İki seyyah derviş bir şehirden diğerine gidiyorlarmış.
Derken yollarının üstüne taşkın bir dere çıkmış.Tam suyu geçecekler, az ötede korkudan tir tir titreyen, yapayalnız bir kadın görmüşler.
Dervişlerden biri hemen kadının yardımına koşmuş. Onu sırtına almış, suyu öylece aşmış.
Sonra da kadını derenin öte yakasında yere bırakıp iyi günler dilemiş.
Böylece yola revan olmuşlar…
Ancak yolun kalan kısmında öteki dervişin ağzını bıçak açmamış.
Suratından düşen bin parça…
Somurttukça somurtuyor. Bir kaç saat böyle surat astıktan sonra suskunluğunu bozup şöyle demiş:
” Ne demeye o kadına yardım ettin? Bir de üstelik ona dokundun. Seni ayartabilirdi! Baştan çıkartabilirdi. Erkekle kadın böyle temas etsin, olacak iş mi! Ayıp yahu… Olmaz, bize yakışmaz!”
Kadını sırtında taşıyan seyyah sabırla gülümsemiş:
” İyi de dostum, ben o genç kadını derenin karşısına geçirip orada bıraktım; sen ne demeye hala taşırsın?”...
Yoldaki canlardan kimi de böyledir;
kendi korkularını, önyargılarını başkalarına yansıtır ve hatayı onlarda gördüğünü sanır.
İşte asıl yük budur.
Zihinlerini zanlarla doldurur, sonra da bunca ağırlığın altında eziliverirler...

●●●

Hem ne demişler;
Ne o "Beyaz baldırla, sarı mangıra” dayanabilmeyi basit bir şey mi sandın?
Âgâh olasın bu sulhü olmayan bir savaştır.”

Ejderhâdır nefs kim demiş öldüğünü

Nefis, ölmeyen bir yılandır. "Ef’â” denilen zehirli yılan buna güzel bir misâldir.


“Lisânü’l-etibbâ” kitabında Ef’â Yılanından şöyle bahsedilir;

“ Bu yılan kesilse, başı ezilse, yumuşak bir şekilde dövülse, sonra derisi bedeninden soyulsa, eti pişirilse, yense ve bu derisinin üzerinde birkaç yıl geçtikten sonra güneşin altına konsa hemen hareket etmeye başlar.”

Nefis de tıpkı bunun gibidir.
Bu nedenle ölmüş görünen nefse hevâ, şehvet ve şeytanlık ateşi vurduğunda hemen canlanıp harekete geçer.
Bir kere şu nefse hoş gelen fiili yapayım sonra bırakacağım tövbe edeceğim diye başlanılan tüm yolların sonu hüsrana çıkar.

● Çünkü Taviz tavizi doğurur,
Bundandır İslam Hukuku kaynaklarında gördüğümüz “Seddî Zerâi” kavramının bu kadar önemli oluşu. (bu kavramı araştırmanız sizler için güzel bir faidedir misaller vererek açıklamak isterdim lakin yazıyı uzatmayalım)

Ve intihada ne olur aziz kardeşlerim, Fani lezzetlerle bâki hayatını satın alıverir.
HâfizanAllah…

●Bizler sulhü olmayan bir savaştayız Hak ve Batılın Savaşı bu,
ve yalnızca Rabbini hatırlayıp kendini koruyanlar bu savaştan muzâffer ayrılabilir.


O halde şöyle gözümüzün görebileceği bir yere büyük harflerle ”Taviz Tavizi Doğurur” yazalım mı kardeşlerim.
Ne vakit bir hoş olmayan işe yönelsek hemen bu sözü aklımıza getirelim mi?
“Eğer ben bugün bu yasak adımı atarsam geleceğimi koskoca bir pişmanlıklar dünyasına çeviririm” diyelim mi .?

Ve son olarak

İnsanız hatalarımızla varız,
Emin olun dünya müsbet yaşandığında çok daha keyifli bir yer…



Hoşça kalınız, Hoşça yaşayınız Efendim.




Vesselam.

Комментарии

Информация по комментариям в разработке