Bağımlılık Kuramı

Описание к видео Bağımlılık Kuramı

Bağımlılık Kuramı
Bağımlılık kuramı ya da bu kuramı savunan Bağımlılık Okulu’nun temel varsayımı gelişmiş ve gelişmemiş uluslar arasındaki ekonomik farklılıkların nihayetinde gelişmemiş ulusların gelişmiş uluslara olan bağımlılığına yol açtığı fikrine dayanmaktadır. Bağımlılık kuramı bu açıdan uluslararası ilişkilerden kaynaklanan dinamiklerin doğurduğu “eşitsiz değişim” ve “eşitsiz gelişim” süreçlerine odaklanmaktadır. Bağımlılık kuramının en önemli temsilcisi Andre Gunder Frank’tır. Bununla birlikte Samir Amin’in de bağımlılık kuramına önemli katkılarından söz etmek gerektir.
Bağımlılık kuramı, gerektiği kadar ve sürdürülebilir olmayan kalkınma seviyelerine ulaşamayan üçüncü dünya ülkelerinin (azgelişmiş ülkelerin) ileri kapitalist dünya sistemine olan bağımlılıklarının altını çizmektedir. Dolaysıyla bağımlılık kuramları azgelişmiş ülkelerin Batı’yı yakalayabileceğine ilişkin iyimser modernist kuramların yaklaşımlarına karşı durmaktadır (Marshall, 1999: 55).
1950 ve 1960’ların modernleşme kuramlarının öncelikle Batılı “modern” ve Batı dışı “geleneksel” olmak üzere iki tür toplumun ayırt edilişine dayandığı görülmektedir (Çınar, 2018: 327). Bu noktada bağımlılık kuramı 1960’larda ön plana çıkmaya başlamıştır (Sanchez, 2003: 39). Dahası 1970’lerin ortalarına doğru bu yaklaşım epey popüler olup bağımlılık kuramı özellikle sosyologlar arasında kapitalizmin Marxist kuramının özelleşmiş bir dalı olarak ele alınmıştır (Uwazie vd., 2015: 29-30). “Bağımlılık teorisi Üçüncü Dünya’da gelişme ve azgelişmişlik sosyolojisinin anahtar bir temasıdır” (Slattery, 2010: 153)
Bağımlılık kuramı genel olarak iki farklı kuramsal geleneğin etkisiyle şekillenmiştir. Bunlardan biri Marxist kuram diğeri ise Latin Amerika Yapısalcılığı’dır. Bağımlılık kuramcılarını Marxistlerden ayıran temel noktalardan biri bağımlılık kuramcılarının daha ziyade Kuzey-Güney yönlü sorunlar üzerinde durmalarıdır. Öte yandan bağımlılık kuramcıları sosyolojik, politik ve ekonomik vb. pek çok alanda karşılaştırmalı analizler yaparak Güney ülkelerinin niçin gelişemediğine ilişkin sorulara yanıt aramışlardır (Çınar, 2018: 327).
Bağımlılık tartışmasını başlatan bazı yazarlar tarafından bağımlılık kuramının tam anlamıyla bir kuram olmadığı dile getirilmiştir (Hermann, 1985: 180) Öte yandan çeşitli bağımlılık kuramlarından söz edilebilir ve bu yaklaşımlardan en bilindik olanının Andre Gunder Frank’a ait olduğu görülür (Larrain, 1989: 14).
Bağımlılık kuramı tartışmaları üç temel fikir üzerinden şekillenmiştir. Bunlardan ilki, bağımlılık sorunsalının baskın/bağımlı, merkez/çevre ya da metropol/uydu biçiminde ikili-hiyerarşik kavram seti etrafında karşımıza çıkmasıdır. İkincisi, bu her ikili kavram seti etrafında bağımlı ülkelerin ekonomik faaliyetlerinin önemli bir konuma sahip olduğu varsayımı egemendir. Üçüncüsü, genel olarak baskın ve bağımlı durumlar arasındaki ilişkilerin dinamik olduğu fikri egemendir, çünkü her iki durum kümesi arasındaki etkileşimler nihayetinde eşitsizliği güçlendirmekle kalmaz aynı zamanda bu eşitsizliği yoğunlaştırır (Ikechukwu & Jeffrey, 2012: 54).

Комментарии

Информация по комментариям в разработке